Bölümü okuduğunuz tarihi buraya not alırsanız çok sevinirim. ♥️
Lütfen puanlamayı ve yorum yapmayı unutmayın! Sizi seviyorum. ♥️
BÖLÜM 5 – BEKLENMEYEN MİSAFİR
LUCAS
Hera üç haftadır işe çok yoğunlaşmıştı. İlk geldiği günlere nazaran çok daha iyiydi. Hemen alışmış ve birçok şeyi ben söylemeden halleder olmuştu. Şüpheli hiçbir hareketi ya da herhangi bir sözü yoktu ki bu asla işime gelmiyordu. Tek fark ettiğim şey bazen işe çok yorgun geliyordu. Ne kadar makyajla kapatmaya çalışsa da gözlerinin mavisinin solgunluğundan bunu her türlü anlayabiliyordum. Son zamanlarda aramızdaki gerilim tuhaf bir hal almaya başlamıştı. Olmasını istemeyeceğim türden bir tuhaflıktı bu...
"Bugün programınız boş gibi duruyor Bay Morrison. Yapmamı istediğiniz herhangi bir şey yoksa odamda yarınki programı düzenleyeceğim."
Bugün o yorgun günlerden birinde değildi. Konuşurken capcanlı çıkan ses tonuna buz gibi parıldayan gözleri eşlik ediyordu.
"Ekstra bir şey yok Hera. Hatta istiyorsan çıkabilirsin."
Gözlerini üzerime dikerek beni süzdü. Bu yaptığının birkaç günde ona özgü bir hareket olduğunu anlamıştım. Birini gözleriyle tartıp söylediklerinin arkasında bir şey olup olmadığını bu şekilde çözüyordu. Ama olay şu ki, ben de onu çözmüştüm. Bir maskenin arkasında saklanmak nasıldır iyi bilirdim.
"Peki öyleyse." Diyerek iç çekti. "O zaman çıkıyorum."
"Tabii." Diyerek aynı şekilde bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Bugün giydiği elbise oldukça kısaydı ve kalçalarına her baktığımda kasıklarımda yoğun bir baskı hissediyordum. Bu kadına dair en nefret ettiğim şey buydu. Bedenime söz geçirememe sebep oluyordu.
Hera sakin adımlarla odasına gitti ve birkaç dakika boyunca açık kapısından eşyalarını toparlayışını seyrettim. Sakince çantasını alıp koluna astı ve tekrar ofisime geldi. Bakışlarımız kesiştiğinde gözlerimdeki ateşin bir benzerini onda da gördüm. Yapmamam lazımdı, henüz çok erkendi ama kendime engel olamayarak ayağa kalktım ve ona doğru ilerlemeye başladım.
Gözlerini asla gözlerimden ayırmıyordu. Tam karşısında durduğumda aramızda sadece santimler kalmıştı. Başını yavaşça kaldırdığında saçları omuzlarından geriye doğru hareket etti. Bakışları hırçındı.
"Sevgilinle aranı düzeltebildin mi?"
"Pek sayılmaz. Biraz ara verdik."
Dudaklarımda istemsiz bir tebessüm oluştu.
"Demek öyle."
"Evet. Böylesi daha iyi."
Bir süre daha gözleri gözlerime kilitli kaldı. Nefesinin ağırlaştığını, ağız sulandıran göğsünün inip kalktığını görebiliyordum. Altın tonlarındaki esmer teni, kızarmasına engel oluyor olabilirdi ama teninden yayılan sıcaklık bana tam tersini söylüyordu.
Kendime engel olamayıp ona bir adım daha yaklaştım. Geri çekilmedi. Sadece bana bakmaya devam etti.
Gözlerim dudaklarına indiğinde dilini çıkarıp yavaşça onları ıslattı. Başını davetkârca öne doğru uzattığında tüm duvarlarımın yıkıldığını hissettim.
Fakat o anı açılarak bölen kapı, ikimizi de geriye doğru sıçrattı. Kapıyı çalmadan böyle içeriye dalan kişiye nefret kusmak için arkamı döndüğümde olduğum yerde kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!
Romance*Karanlık Romantizm (FANTASTİK DEĞİL) *Enemies to Lovers *Ortak düşmana karşı birlik olma *Güçlü kadın karakter *Ters köşeler *Yetişkin İçerik Hera ve Lucas'ın yolları kesiştiğinde ikisinin de düşündüğü tek şey aralarındaki soğuk savaştı. Biri diğer...