SELAMLAR! YENİ BÖLÜM GELDİİİ!
Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin. Benim için ne kadar değerli bilemezsiniz.
Sizi çok seviyorum,
keyifli okumalar dilerim!Okuduğunuz tarihi buraya not etin ♥️
***
BÖLÜM 11 – HERKESİN BİR ROLÜ VAR
LUCAS
"Tahminime göre iki hafta içerisinde çok daha rahat bir şekilde hareket edebileceksin. Kurşun derine girmediği için şanslısın. Vücut yapın ve kas kütlen de güçlü olduğu için kısa sürede toparlanırsın."
Doktorun söylediklerine başımı salladım. Beyaz önlüğünün cebinden bir kâğıt çıkarıp birkaç ilaç karaladı ve bana uzattı. Sarıdan beyaza dönük saçları yüzüne doğru dökülürken bana gülümsemeyi ihmal etmemişti. Doktor Sarah ne kadar yara aldıysam hepsini bilirdi ve beni en iyi tanıyan insanlardan biriydi.
"Şimdi asıl soruya gelelim, sevgili Lucas." Sorusunu beklerken tek kaşımı kaldırdım. "Sen iyi misin?"
Bugünlerde adamlarımdan en çok duyduğum soruydu ve her seferinde sinirlerimi daha çok bozuyordu.
İyi olmak mı?
Kardeşimi ve kadınımı kurtarmadan bu mümkün değildi.
Hera'nın sıcak bedenini kollarımın arasında tutmadan iyi hissetmemin imkânı yoktu.
"Cevabını bildiğin sorular sorma, doktor."
Değneği kolumun altına sıkıştırıp ofisin barına doğru yürüdüm. Bu sırada gözüm koltukta oturup planımızı gözden geçiren Cass ve Martin'e takıldı.
Martin başını kaldırıp bana baktığında onun da gözleri tıpkı benimkiler gibi donuktu. Boş bakmaktan çok kederli bakıyorlardı. Çaresiz bir adam nasıl olur çok iyi bilirdim.
İç çekip, "Bir bardak viski de sen ister misin?" diye Martin'e sordum.
Martin omuz silkti. "Eğer doldurursan içerim. Ama senin içmen doğru mu? Onca ilaç kullanıyorsun."
Gözlerimi devirip elimi çenemde gezdirdim. Sakallarım şimdi biraz daha uzamıştı. Son birkaç gündür onları kesecek ne halim ne de isteğim vardı.
"Sikimde bile değil," deyip gözlerimi devirdim.
Sarah verdiğim cevaba karşı homurdanarak kapıya doğru yöneldi.
"Eğer ilaçlarını düzenli almaz ve içkiye biraz ara vermezsen çok daha kötüleşeceksin, Morrison."
Ne zaman bana sinirlense soyadımla hitap ederdi. Bunu yaptığı için başını gövdesinden ayırmadığım nadir insanlardan biri de oydu.
Ancak beni anlaması bu noktada pek mümkün görünmüyordu. Natalie'den bir haber gelmesine, daha doğrusu en azından konum sinyallerini almamıza en fazla 12 saat kalmıştı ve ne dakikalar ne de saniyeler geçmek bilmiyordu. Tüm gece korkunç kabuslarla boğuşmam yetmezmiş gibi bir de kendimi içkiden mahrum bırakacaktım, öyle mi? İmkânı olmayan bir diğer şey de buydu.
"Bir sonraki muayenede görüşürüz, doktor."
Sesim istediğimden düz ve soğuk çıkmıştı ama elimde değildi. Kimseye sempati besleyecek havada değildim.
Sarah odadan çıktığında Martin'in viskisini doldurmayı yeni bitirmiştim. Martin ayaklanıp yanıma geldiği sırada Cass bilgisayarından kafasını kaldırıp ikimize gözlerini kısarak baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!
Romance*Karanlık Romantizm (FANTASTİK DEĞİL) *Enemies to Lovers *Ortak düşmana karşı birlik olma *Güçlü kadın karakter *Ters köşeler *Yetişkin İçerik Hera ve Lucas'ın yolları kesiştiğinde ikisinin de düşündüğü tek şey aralarındaki soğuk savaştı. Biri diğer...