Selamlar! Geç olsun güç olmasın diyerek bölümü şuraya bırakıyorumm.
Okuduğunuz tarihi buraya not edin.
Ve lütfen oylarınızla yorumlarınızı esirgemeyin. ♥️
İkinci kitap: BÖLÜM 12
ZAMANI VARHERA
Sergei koltuğunda arkasına yaslanırken bakışlarını kısa bir süre yüzüme dikti. İfademde ne aradığından emin değildim ancak yüzüme taktığım maskenin yerli yerinde olduğuna oldukça emindim.
Bakışlarımı gözlerinden ayırmadan tam karşısındaki koltuğa oturdum. Kollarımı göğsümde bağladığımda doğrulup öne doğru eğildi ve dirseklerini masasına yasladı.
"Seni dinliyorum, Hera," derken ses tonu gergindi ve bu benim dikkatimden kaçmamıştı.
Başımı aşağı yukarı salladım.
"Seninle bir anlaşma yapmak istiyorum, Sergei."
Tek kaşı havaya kalkarken başını hafifçe yana yatırdı. Dikkatini çektiğimi biliyordum.
"Beni kandırmadığını, oyun oynamaya çalışmadığını tam olarak nereden bileceğim?"
Sorusu üzerine güldüm. Sesli bir kahkaha attığım sırada bakışları kısıldı.
"Şu anda iletişime geçebileceğim kimse yok, değil mi? Beni 7/24 izliyorsun. Nasıl seni kandırabilirim ki?" Tıpkı onun gibi öne doğru eğilerek ellerimi masasına koydum ve gözlerinin içine baktım. "Yoksa benden korkuyor musun?"
Başını iki yana salladı. Hafifçe gülerken gözlerini benden kaçırmamıştı. "Senden korkmayacak birini tanımıyorum." Elini uzatıp elimin üzerine koyduğunda gerildim fakat kendimi hareketsiz kalmaya zorladım. İnsanların bana dokunmasını sevmiyordum, bu tolerans sadece en yakınımdakilere aitti. En çok da Lucas'a.
Çakma Lucas hâlâ tepki vermemi bekliyordu. Ona istediğini vermek yerine, diğer elimi elinin üzerine kapatıp sıktım.
Kaşları merakla havaya kalkarken sırıtması genişledi.
"Dediğim gibi, seninle anlaşma yapmak istiyorum ve bu anlaşmanın şartlarından memnun olacağını düşünüyorum," dedim.
"O zaman," deyip elini çekti ve tekrar arkasına yaslandı. "Şartlarını ve anlaşmanın konusunu anlatmanı bekliyorum. Tüm dikkatim sende, Hera."
Mide bulandırıcı cümlesi yüzünden yerimde daha fazla oturmak istemeyerek ayağa kalktım ve masasının hemen solunda kalan kitaplığa doğru ilerledim. Dünya klasiklerinin olduğu rafı incelerken konuşmaya başladım.
"Sana istediğin şeyi vereceğim. Lucas'ın canını yakmak için sahip olduğu her şeyi elde etme fırsatını. Yani..." Dönüp yüzüne baktım. Aç bakışları vücudumda gezerken tenim tiksintiyle ürperdi. "Beni." Kelime ağzımda kum tadı bırakmıştı. Dilim uyuşur gibi olduğunda belli etmemek için bakışlarımı ondan kaçırmadım.
"Gerçekten, Hera..." Ayağa kalkıp bana doğru yürümeye başladı. "Sana neden inanayım? Yani, senin de söylediğin gibi. Elin kolun bağlıyken ve sana herhalükarda istediğimi yaptırabilecekken aydıca çoktan sahipken... Neden bir anlaşmaya razı olayım?"
Cümlesini bitirdiğinde yanıma ulaşmıştı. Ellerini cebine sokup kitaplığa yaslandı. Ceketinin aralandığından görünen belindeki silah dikkatimden kaçmamıştı. Bir yerden tanıdık geliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!
Romance*Karanlık Romantizm (FANTASTİK DEĞİL) *Enemies to Lovers *Ortak düşmana karşı birlik olma *Güçlü kadın karakter *Ters köşeler *Yetişkin İçerik Hera ve Lucas'ın yolları kesiştiğinde ikisinin de düşündüğü tek şey aralarındaki soğuk savaştı. Biri diğer...