Bölüm 13 - İkisi Aynı Şey Değil

15.6K 945 530
                                    

Canlarım! Buraya okuduğunuz tarihi not eder misiniz? ♥️

Beğenmeyi ve bolca yorum atmayı da unutmayın lütfen! Sizi seviyorum! ♥️

(Bölümü okurken Gümüş Taht Müzik listesini dinleyebilirsiniiiz!!)
Youtube linki; https://music.youtube.com/playlist?list=PLnE6ilKW482oHPaCx5HGz4GfeVf4izJem&feature=share
Spotify linki; https://open.spotify.com/playlist/3Q7nKzi1xbi6aLXJo8T350?si=ExsENgSVTxeLxALxlrqRfA

BÖLÜM 13 - İKİSİ AYNI ŞEY DEĞİL

HERA

Ertesi sabah şirkete gitmek için hazırlanırken dün gece olanları düşünüyordum. Eğer orada ikimizi durdurmasaydım neler olurdu? Başımı iki yana salladım. Lucas etrafımdayken beynimle düşünme yetisini kaybetmeye başlıyordum.

İkimizi durduğumda bana "Sen durmasan ben duracaktım," demişti. Ki bu bana asla inandırıcı gelmemişti. Gülerek sebebini sorduğumda, "Bana tamamen kendini bırakana kadar seninle yatmayacağım," demişti.

Elleri her yerimde gezerken durumdan pek şikayetçi değildi ama yine de buna kafayı takmıştı. Lucas'ın oldukça ileri görüşlü ve özgür fikirli bir adam olduğunu biliyordum ancak içindeki sahip olma dürtüsü, aitlik dürtüsü en az feminist düşünceleri kadar baskındı. Beni ona çeken şeylerden birisi de buydu. Özgür hissederken ait olmak, dilediğini yaşarken tek bir kişiye sahip olmak.

Saçlarımı tepemde topuz yapıp öndeki kızıl buklelerimi açık bıraktım. Bugün yine boğazlı, bordo bir elbise giyiyordum. Aslında kimse umurumda değildi ancak Lucas oraya baktıkça ve gözlerinden binlerce duygu geçtikçe canım yanıyordu. Kendim için değil, onun bana bakarken çektiği acı için.

Elbisem miniydi ve neredeyse kalçalarımın altında bitiyordu. Artık bu tarz elbiselerin içinde de dövüşebildiğim için kendime bunu fazla sorun etmemeye başlamıştım. Ne de olsa ben Hera'ydım. Bir tanrıça ne isterse o olur, kime isterse ona dönüşürdü.

Uzun ceketimi üstüme alıp siyah topuklularımı ayağıma geçirdim ve evden çıktım. Aşağı inip arabaya bindiğimde, Martin elinde telefonla tuhaf tuhaf bir şeylere sırıtıyordu. Bunu fark ettiğimi anladığı an kafasını kaldırıp telefonu cebine attı.

"Bon Dia Mi Reina. (Günaydın kraliçem)"

"Buenos días. Veo que estás de buen humor."(Günaydın. Bakıyorum da keyfin yerinde.)

Gözlerini devirip arabayı çalıştırırken sırıttım.

"Dün gece sizin de öyleydi."

Sırıtmam soldu.

"Sen bizi mi dinledin?"

"Hayır, aşağıya indiğinizde nasıl göründüğünüzü bilseydiniz herkesin yukarıda ne yaptığınızı bildiğini anlardınız."

"Bir şey yapmadık."

"Ama yapmış gibiydiniz."

"Cállate Martín! (kapa çeneni Martin.) Tüm aile üyelerimle aynı evdeyken bir adamla sevişecek değilim."

Martin iki kaşını kaldırıp yüzüme baktı. İmasını anladığımda omzuna sert bir yumruk attım.

"Seninle olan aynı şey değildi."

"Biliyorum ama yine de... asla asla deme."

"Şu arabayı bir an önce sürmezsen büyük sorun çıkaracağım."

"Lo siento, mi reina. Sí señor." (Özür dilerim kraliçem, Emredersiniz.)

Şirketin önüne geldiğimizde Martin'e orta parmağımı gösterip arabadan indim ama tam gidecekken durup cama doğru eğildim.

GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin