*Karanlık Romantizm (FANTASTİK DEĞİL)
*Enemies to Lovers
*Ortak düşmana karşı birlik olma
*Güçlü kadın karakter
*Ters köşeler
*Yetişkin İçerik
Hera ve Lucas'ın yolları kesiştiğinde ikisinin de düşündüğü tek şey aralarındaki soğuk savaştı. Biri diğer...
Selam canlarım! Yeni bölüm geldi. Lütfen ama lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin. Sizi çok seviyorum, keyifli okumalar!
Okuduğunuz tarihi budaya not edin. ♥️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM 6
SÜRPRİZ MİSAFİR
HERA
Yaptığımız kısa çaplı toplantının ardından, Lucas ve Martin ofisin terasında viski yudumlayarak bir konu hakkında hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Dün gece kulüpte ve şu anda ne hakkında konuştuklarını öğrenmek için Martin'i sıkıştırmam gerektiğini kendime hatırlattım.
Nat ve Cass, bilgisayarın başında araştırmalarına devam ederken kendime kahve almak için Lucas'ın barına doğru ilerledim. Eskiden ofisinde bir kahve makinesi yoktu fakat benim bağımlılığımı öğrendikten sonra alıp bir tane koymuştu.
Bu düşünceye gülümseyerek makinenin düğmesine bastım.
Drew'un bize verdiği kâğıdın analizi hala devam ediyordu ve şimdi işin içine Cass ve Nat de girmişti. Onlar birtakım teknik işlerle ilgilenirken bize birkaç gün beklememiz ve tetikte olmamız gerektiğini söylemişlerdi. Haksız da sayılmazlardı. Başımızdaki bela, Yulia'nın sadece bir vezir olduğunu ve esas şahın kendisi olduğunu iddia ediyordu. Zihnimde oluşan binlerce teori vardı fakat onları toparlamadan hiçbirini Lucas'a ve diğerlerine açmak gibi bir niyetim yoktu.
Kahvenin olmasını beklerken masanın üzerinde duran telefonumun zil sesi kulaklarıma doldu. Kimin aradığını merak ederek Lucas'ın geniş masasına doğru ilerledim.
Ekranda evin güvenlik görevlisinin adını görünce kaşlarım çatıldı. Bir problem olduğunu şimdiden hissedebiliyordum.
"Evet, dinliyorum," derken sesimin gergin çıkmasına engel olamamıştım. Son zamanlarda o kadar beklenmedik şey gerçekleşmişti ki artık her şey tetikte olmama sebep oluyordu.
"Efendim, evinizi su basmış."
Kaşlarım havaya kalkarken sakince konuşmak için derin bir nefes aldım. Lanet olası evimi su mu basmıştı?
"Ne? Bruce, benimle kafa mı buluyorsun?"
"Hayır efendim. Her şey ıslanmış. Sızıntıyı fark ettiğimde yedek anahtarınızla içeri girmek durumunda kaldım."
Bruce en güvendiğim adamlarımdan biriydi. Genelde benimle değil Martin ile muhatap olurdu fakat böyle durumlar için onda da bir yedek anahtar mevcuttu. Elbette böyle bir durumun yaşanma ihtimali çok düşüktü...
"Evde hiçbir problem yokken bu nasıl gerçekleşmiş olabilir? O lanet olası bina son derece modern ve sorunsuz bir tesisata sahip."
Bunu biliyordum çünkü arazi de bina da bize aitti. Birçok kiracı da çalışanlarımızdan oluşuyordu.
