İkinci Kitap - 10. Bölüm: Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değil

1.7K 146 85
                                    


Selam canlar! Okuduğunuz tarihi buraya not edin.

Ve artık sürekli söylüyorum, en azından verdiğim emek için oy vermekten çekinmeyin. Benim için çok kıymetli. Siz de lütfen bana desteğinizi gösterin. ♥️

Çok uzun bir bölüm değil, daha çok bir şeyleri açıklığa kavuşturuyoruz. Umarım keyif alırsınız, sizi seviyorum. Keyifli okumalar!

***

İKİNCİ KİTAP BÖLÜM 10

HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL

*24 SAAT SONRA*

LUCAS

"Bacağın nasıl, şerefsiz herif?"

Martin'in kulağımı tırmalayan yorgun ama kızgın sesi, gözlerimi aralayıp yüzüne bakmama sebep oldu. Bilincim yerine gelirken narkozun etkisini hâlâ damarlarımda hissedebiliyordum. Başım çatlayacak gibi ağrıyordu ve her şeyin plana uygun ilerlemesi için sakin kalmak zorundaydım. Ruhumu paramparça eden ve beni çaresiz bırakan, bir şeyleri parçalayıp etrafımdaki herkesi yok etmek istememe sebep olan o ana rağmen.

Hera için.

Natalie için.

Yaşananlar beynimi tek tek ele geçirirken derin bir nefes aldım.

"Biraz sızlıyor. Ama sanırım sormak istediğin esas soru bu değildi, Martin."

Martin başını iki yana sallayıp arkasına döndü ve ellerini saçlarına geçirip bir şeyler mırıldanmaya başladı. Muhtemelen küfrediyordu.

Dünkü kıyafetlerini değiştirmemişti. Kan lekeleri ve hırpalanmanın bütün izleri, dün yaşananların somut bir hatırlatıcısı gibi beyaz tişörtüyle kot pantolonundan kendini gösteriyordu.

"Sadece birkaç saat içinde bir şeyleri planlayıp bizi neden plandan haberdar etmediğiniz gibi mi?" Derken ellerini saçlarından çekip tekrar bana döndü ve yatakta doğrulduğum sırada nefret dolu bakışlarını yüzüme dikti. Hırpalanan bedenimi ve sızlayan bacağımı görmezden gelip sırtımı yatak başlığına yasladım. İçimde büyüyen hiçlik ve mahvolmuşluk hissiyle her şeyi paramparça etmek istiyordum.

Ayrıca o haklıydı. Hera ve Martin'i bilgilendirecek zamanı bulamamıştık, planın bir kısmı da tam olarak istediğim gibi gitmemişti. Lanet olsun.

"Her şeyi detaylı bir şekilde anlatacağım. Nat seninle bir şekilde iletişime geçmiş olmalı. İyiler mi?"

Histerik bir kahkaha attı. "Benimle dalga mı geçiyorsun?"

Dişlerimi sıkıp ellerimi yüzümde gezdirdim. Sızlayan bacağıma ve dikişlerime rağmen kalkıp önce onu sonra önüme gelen herkesi yumruklamak istiyordum.

"Soruma cevap ver, Martin."

Martin telefonunu cebinden çıkarıp sertçe kucağıma attı. Yüzüne ters bir bakış attıktan sonra telefonu elime alıp ekranı açtım ve artık kullanılmayan bir numaradan gelen mesajı okudum.

Biz iyiyiz. Yakında konum bilgimize ulaşabilmeniz için gerekli şeyleri yapacağım. Lucas'a en azından planın bir kısmının yolunda olduğunu söyle. Hera'ya da her şeyi bir şekilde anlatacağım. Özür dilerim, Martin...
Seni seviyorum.

"Sikik mesajı okuduysan eğer, artık bana her şeyi anlatman gerekiyor."

Başımı aşağı yukarı salladım. Haklıydı. Fakat böylesinin daha iyi olduğunu o da Hera da anlayacaktı. Kısıtlı bir vaktimiz vardı ve en kısa sürede bir karar vermem gerekmişti. Tıpkı Hera'nın beni korumak için yaptığı gibi. Şimdi onu çok daha iyi anlıyordum.

GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin