İkinci Kitap 9. Bölüm: Düşmanı Uzakta Arama

1.8K 157 152
                                    


Selam bebekler. Yeni bölüm geldi. ♥️ Okuduğunuz tarihi lütfen buraya not edin!!!

Oylarınızı, yorumlarınızı ve desteklerinizi lütfen esirgemeyin. Bölüm sonunda umarım çok sövmezsiniz. 🙈 Sizi seviyorum!!!

BÖLÜM 9

DÜŞMANI UZAKTA ARAMA

HERA

Ofise yaptığım yolculuk boyunca aklımda binlerce soru vardı.

Andrea'nın bu işle gerçekten bir ilgisi olabilir miydi?

Nasıl olur da Yulia'nın bile piyon olduğu bir oyunda daha ilerisini göremeyecek kadar aptal olmuştuk?

Neden bir şeyler çözümlenirken aynı yerde tekrar tıkanmış ve her şey başa sarmıştı?

Peki ya ben ve Lucas? Bizim için gerçekten bir gelecek olabilir miydi?

Onun canını yakmadan, o benim canımı yakmadan yaşayabilir miydik?

Bunun pek mümkün olduğunu sanmıyordum. Çünkü bize dair her şey tuhaf, çarpık ve akılalmaz derecede yanlıştı.

Bizi biz yapan en önemli şey bunlardı. Hiçbir zaman doğruya hayranlık duymamıştık. Hatalar bizim için en temiz günahlardı.

Şirketin önüne geldiğimde dışarıdaki sessizlik bir miktar şüphe uyandırıcıydı. Genelde kapının önünde korumalar ve güvenlik şefleri olurdu ama şu an etraf boş görünüyordu. Kaşlarımı çatıp üzerime çöken gerginliği atmaya çalıştım.

Ne olduğunu anlamak için bir süre arabanın içinde oturup sessizce beklemek akıllıca bir fikirdi. Dışarıya adım atmadan önce Lucas'tan bilgi almam gerekiyordu. Sakinliğimi korumaya çalışarak telefonumu çıkardım ve ona nerede olduğuna dair bir mesaj attım. Cevap gelmesini beklerken önce belimdeki silahı sonra da çakımı kontrol edip kendimi olası bir tehlikeye hazırladım.

Etraftaki sessizlik ve durgunluk sağır edercesine baskındı. Sanki onca kalabalık varken her şey daha sakin, seslere rağmen daha suskundu.

Derin bir nefes alıp telefonumun ekranına gözlerimi diktim.

Lucas'tan yanıt geldiği anda hızla mesajı açıp okumaya başladım.

Lucas: Ofisteyiz, genel bir toplantı için ara katta toplanmıştık. Birazdan herkes dağılır. Sen neredesin?

Derin bir nefes alarak mesajına cevap verdim.

Ben: Geliyorum.

Arabadan inerken bir şeylerin yanlış gittiğine dair o hissi içimden atamıyordum. Gerginlik omuzlarıma bir yük gibi tekrar bindiğinde birkaç dakika öylece dikilip kendimi herhangi bir sorun olmadığına ikna etmeye çalıştım.

Pek işe yaradığı söylenemezdi ama en azından hazırlıklıydım.

Silahımı elime alıp eteğimin ön kısmına doğru yerleştirdim ve bir elimle kabzasını tutarken diğer elimle çakımı tekrar kontrol ettim.

Her şey yerli yerindeydi.

Adımlarımı hızlandırıp şirkete doğru ilerledim. Soğuk bir rüzgâr yüzümü yalayıp geçtiğinde kaşlarımı çatarak içimdeki huzursuzluğu tekrar bastırmaya çalıştım.

İçeriye adım attığımda, tıpkı dışarıdaki sessizlik gibi burasıda öldürücü derecede durgundu. Şüphelerim git gide büyürken silahı belimden çekerek asansörlere doğru yürümeye başladım. İçimdeki o lanet olası ses, mesajı bana atan kişinin Lucas olmadığını söylüyordu.

GÜMÜŞ TAHT (+18) KİTAP OLDU!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin