4.Bölüm Anne Terörü

1.7K 137 10
                                    

Hello, nasılsınız? Ben çok iyiyim normalde bölüm dün gelmeliydi ama dün çok halsizdim kendimi geldiğimde de dışarıya çıkmam gerekiyordu eve geldiğimde ise yetiştirecek vaktim olmamıştı. Biraz gecikti ama sonunda geldi umarım bölümü beğenirsiniz :)

Yorum yapmayı unutmayın.

***

Annemin kucağına kafamı yaslamış bugün olanları anlatıyordum oda saçlarımı okşarken benimle gurur duyduğunu söylüyordu. Bu kış maaşım katlandığına göre artık annemin milletin evine temizlik yapmaya gitmesine gerek kalmayacaktı. Onlara her daim maaşımın yarısını gönderirdim ama bu kez daha rahat bir şekilde yaşayacaktık.

Annem birkaç gün sonra Ürgüp'e dönecekti her ne kadar beni bir başına bırakmak istemese de evine dönmek zorundaydı. Annemle biraz vakit geçirdiğimizde anneme yine temizlik perileri gelmişti mütemadiyen bütün evi temizlemekten hiç sıkılmıyordu. "Hadi galk gı galk ortalığı pisluk götüriyi!"kolumu cimcikleye cimcikleye beni kaldırdığında mecburen kalkmıştım.

"Ya anne ya dün temizlemişsin ya zaten nereye pislik götürüyor ben niye görmüyorum?"

"Senin gözlerin körse ben nörem ha nörem içim sıhılıyor her yeri toz görüyom!"eline süpürgeyi aldığında benim elimde de toz bezini tutuşturmuştu. Bütün gün bilgisayara bakmaktan yanan beynimle birlikte toz beziyle etrafın tozunu almaya başlamıştım. Ne kadar sıkılsam da annemle tartışmak nafileydi her an her dakika temizlik yapabilirdik birlikte.

"Ya anne az el insaf az önce girdim içeriye."

"Söylenme söylenme!"

"Ya sen ne zaman dönüyordun sahi?"dediğimde hiddetle bana döndü.

"Sen beni govuyon mu?"

"Yok canım ne münasebet benim haddime mi?"

"Ha şöyle az edepli dur."süpürmeye devam ettiğinde bende toz almaya devam etmiştim. Birkaç saate işlerimizi bitirdiğimizde en sonunda yemek yiyip tembellik yapacak zamanı bulabilmiştik. "Gız Algım gah git de bir ciğit neyin al çoh sıkıldım acık çitlerik gı."hafifçe güldüm.

"Tamam sende çay koy o zaman başka bir şey istiyor musun?"

"He annem o gremalı piskevitten al bide."kafamı sallamakla yetindim. Ceketimi giydiğimde cüzdanımı aldım ve terliklerimi giyip çıktım evden. Aşağıya indiğimde apartmandan çıkmıştım bakkal iki sokak aşağıdaydı biraz yürümem gerekiyordu ama sorun değildi açık hava iyi gelirdi.

On beş dakikalık bir yürüyüşün ardından açık bakkala girdiğimde annemin istediklerini almıştım annem nasılsa çay koyar diye düşündüğümden içecek bir şey almamıştım. Elimde poşetle bakkaldan çıktığımda karanlık sokakta ilerlemeye başlamıştım sokakta yalnız olmadığımı hissettiğimde kafamı hafifçe çevirip arkama bakmıştım. Bana bakarak yürüyen iki adamı gördüğümde tedirgin olsam da çaktırmadan önüme döndüm ve derin bir nefes çektim. Arkamdan ufak çaplı bir düşmeye benzer sert bir ses geldiğinde hızla arkamı dönmüştüm.

Adamlar bir anda kaybolmuştu öylece buhar olup uçmuşlardı. Adamların az önce olduğu yerde siyah bir şey görünüyordu ama ne olduğunu çıkartamamıştım zaten umursamadım da hızlıca yoluma devam edip apartmana ilerledim. İçeriye girdiğimde merdivenleri çıkıp zile bastım annem kapıyı açınca istediklerini verip içeriye girmiştim.

Ne olup ne bittiğini anlamamıştım ama yaşadığım kısacık an içimde tüyler ürperten hislerin filizlenmesine sebep olmuştu sanki başıma bir şey gelecekmiş de son anda yırtmış gibi hissediyordum. Kendini kuruntulara boğma Algım sadece sokakta yürüyen alelade iki adamdı o kadar sana bulaşmadılar bile sakin ol.

DÖNGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin