Selam bu bölüm biraz beynim yandı ben bu bölümü yayınladığımda son doz corona aşısı olmuş muhtemelen ağrıdan gebererek yatak döşek yatıyor olacağım wwadsfd neyse yarın akşam yatılı bir yerde kalacağım ve bölüm stoklamam gerek pazar büyük ihtimalle yetişmez gelmez ama yine de çabalarım :)
Lütfen yorum yapmayı unutmayın.
***
BEYAZIT
Karanlık odanın içinde koltuğa yayılmış kız kardeşime sarılırken biraz olsun migrenimin geçmesini umuyordum. Bazen başımı duvarlara vurmak geçiyordu içimden ama bunun da bir faydası olmazdı. Saatlerce birlikte karanlıkta oturmuştuk. Ben migrenim geçsin diye oturmuştum oda korkuları yüzünden zorla çıktığı odaya geri kapanmıştı.
Yeni yeni çıkabiliyordu buradan. Normalde ışığa aydınlığa tahammül edemiyordu yaşadıkları ağır şeylerdi atlatması da kolay değildi. Baş ağrımın tahammül edilebilir bir noktasına geldiğimde onun da uyuduğunu fark etmiştim. Kucağıma aldığımda onu yatağına bırakmıştım odasından sessizce ayrıldığımda bana doğru gelen Barışı gördüm. Telaşı yüzünden okunuyordu mutlaka kötü bir şeyler olmuştu ki olmasa şaşardım.
"Ne oldu?"diye mırıldandım anlımı ovarken.
"Kızı almışlar."kaşlarım çatıldı.
"Armila?"
"Yaralı doktor kafa travması dışında ciddi bir şeyi olmadığını söyledi bizim hastanede şimdi iyileşecek."derin bir nefes çektim. "Şimdi ne yapacağız? Bekleyecek miyiz yoksa-"
"Hazırlığınızı yapın Barış ava çıkıyoruz!"düşmanlarımı bir bir avlamaya çıkıyoruz.
"Tehlikeli olmaz mı önce nereden başlayacağımız bile meçhul?"
"Badeye suikasti yapanlarla başlayacağız bir ikinciyi Algım üzerinde denemedikleri ne malum oradan başlayıp ilerleyeceğiz."
"Tamamdır ben herkesi toparlarım sende gelirsin."dediğinde kafamı salladım. O konaktan çıktığında bende çalışma odasına girmiştim. Çalışma odasında masamın ardında duran büyük kitaplığa ilerledim kitaplıktan iki kitabı aşağıya doğru çektiğimde büyük kitaplık otomatik olarak açılmıştı. Kitaplığın arkasındaki demir kapının üzerindeki şifrelemeyi girdiğimde silah ve mühimmat odasının kapısı da açılmıştı.
İnsanların gözü önünde uçak ve gemi mühendisliği yapıp ithal ediyordum gözlerin görmediği kısımda ise silah ticareti yapıp kendi silahlarımı üretiyordu ve kendi adıma yaptırdığım özel mermileri. Kendi silahlarımı aldığımda belimdeki yerlerini edinmişlerdi. Kendimi korumam gerekiyordu bu işler böyle başlardı kendini koruyamazsan kimseyi koruyamazdın.
Bıçaklarım yedek şarjörlerim derken işimi bitirip gizli odadan çıkmış ve kapıları kapatıp kitaplığı eski haline çevirmiştim. Ben aşağıya indiğimde çoktan herkes hazırlanmış arabalara geçmişti bile bende Barışın yanına önden bir arkada duran Range Rowera geçtim. Arabayı Barış kullanıyordu onun yanında Emre vardı bende arka koltuğa geçmiştim.
Cebimden bana babamdan miras kalan aile yadigarı kehribar rengi tesbihi çıkardım. Ne zaman ava çıksam bu tesbih de benim bileğimde olurdu her ailenin kuralları ve her alemin de bir raconu vardı. Bizde babadan oğla geçen bir şeydi bu aynı parmağımda duran ailemizin geçmişini simgeleyen üzerinde dalga motifi olan yüzük gibi.
Çağlayanları dalga misali anarlardı o kadar şiddetli bir dalgaydı ki şelale misali tepeden üzerine düşen insanları ardına katıp götürürdü. Racon kesmek ağır abiyi oynamak bir yana bu yüzükle güzel yumruk atılıyordu insanın zarif yüzünde kalıcı bir hasar bir damga misali.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNGÜ
ChickLit"Sargılar bugün çıkıyor Algım Hanım çok şanslısınız ameliyatınız oldukça güzel geçmişti oluşan sonuçtan memnun kalacağınıza eminim."diyen doktor Hanım yüzümü saklayan sargıları bir bir açtığında bütün gazlı bezlerden kurtulabilmiştim. Yüzümün iyileş...