20.Bölüm Kayıp Kardeş

480 73 12
                                    

Merhaba yeni bölüm atmaya karar verdim ve 20 bölüme gelmişken bunu heba etmek istemedim dün gece bir gelgit yaşadım ama birileri beni kendime güvenmem şeklinde ikna etmeyi becerdiği için yeni bölümü atıyorum :) Kitapla ilgili bir kaç tereddütüm vardı ama devam edeceğim gerekirse düzenleme yaparım bakalım. Bölüm geciktiği için özür dilerim.

Yorum yaparsanız çok mutlu olurum.

***

Suyun soğukluğunu hissetmiştim tıkanan nefesimi kafamı hareket ettirmeye çalıştım ama saçlarımı daha sert tutmuştu buraya ne kadar zamanda geldiğimizi anlamamıştım helikopterle şehirden uzakta bir evin çatısına inmiştik. Kafamı suyun içine daldıran Kartaldı kollarımı tutan ise bir başkası karşımdaki kameraya beni çekiyorlardı çaresizliğimi acı çekişimi, bu görüntüler Beyazıta gidecekti büyük ihtimalle.

Kafamı sudan çıkardığında ağzım kocaman açılmıştı derin nefesler almaya çalışırken saçlarımı arkaya çekiştirip yüzüme yapışan tutamları yüzümden ayırdı. Kafamı birkaç saniye geçmeden tekrar suya soktuğunda nefes alışverişim yarıda kesilmişti çırpınmaya çalıştım ama ben uğraştıkça kafam daha çok gömüldü suyun içine. Saçlarımı kökünden kopartacakmış gibi çekiştiriyordu gözlerim yanarken boğazım sızlıyordu ağzımdan ve burnumdan kaçan sular yüzünden genzimin acısı her şeyi geride bırakmıştı.

Kafamı sudan çıkardığında beni yere bıraktı. Derin derin nefes almaya çalıştım elim boğazıma giderken yerde kıvranıyordum elbisem saçların dahil her yerime sıçrayan sularla sırılsıklam olmuştum. Kartal Milan saçlarımı yakaladığında sertçe geriye doğru çekti kamera kapanırken bakışlarını yüzümde gezdirdi. "Bir şey soracağım sende doğru cevap vereceksin?"dediğinde kafamı olumsuzca salladım.

"Bilmiyorum."

"Lan daha sormadım!"saçlarımı bir kez daha çekiştirdiğinde dişlerimi sıktım.

"Ben yine de bilmiyorum."saçlarımdan tutup kafama iki yana doğru çekiştirerek salladığında çığlık attım.

"Kolay bir şey soracaktım niye beni çileden çıkartıyorsun?"dedi ve devam etti beynim yerinden çıkacak sanmıştım. "Armila nerede?"

"Ne bileyim ben nerede ya bekçisi miyim?"sırıttı.

"Bu kadardı işte saçmalamaya hacet yoktu."saçımdan tutup yerden kaldırdığında ellerimle ellerini tutup engel olmaya çalıştım ama boşa çareydi herifin elleri kürekten farksızdı adeta bir ayı kapanı gibi yapışmıştı saçlarıma.

"Bırak!"

"Kes sesini!"

"Ya niye benim canımı yakıyorsun ben sana bir şey yapmadım ki illa Beyazıta karşı bir şey yapacaksan git ona zarar ver!"

"Eğer bir insana bir şey öğretmek istiyorsan canını yakarsın onun canı da sen gibi duruyorsun."beni bir odaya soktuğunda içeriye itti odanın içinde pencere bile yoktu bir yatak yatağın üzerinde de temiz kıyafetler ve bir pet şişe su vardı. "O sevgilin olacak it oğlu it eğer Armilayı öldürdüyse sende kendine ölümden ölüm beğen."kapıyı çarpıp çıktığında yerimde irkildim. Beyazıt Armilayı öldürmezdi ki Armila onun en iyi adamı en iyi dostuydu yapamazdı. Onu böyle düşündüren neydi bilmiyorum ama belli ki burada olmamın asıl sebebi buydu. Bu pislik herif önce babamı öldürtmüştü şimdi beni kaçırmıştı her şeyi Beyazıta karşı yapıyordu.

Ben Beyazıtla birlikte olduğum sürece ailem zarar görmeye devam edecekti onların huzuru için. Beyazıta bağlanmaya başlamıştım hatta başlamışı bırak direk bağlanmıştım. Gözlerim doldu şişenin kapağını açıp birkaç yudum daha aldım ve şişeyi bıraktım. Saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdığımda bacaklarımı kendime çektim ve beklemeye başladım. Ne kadar beklemem gerek bilmiyordum ama başka çaremde yoktu.

DÖNGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin