28.Bölüm Final

860 81 27
                                    

Hello nasılsınız son bölümle karşınızdayım ben pek iyi değilim siz bunu salı günü okayacağınızdan ötürü belki o gün iyi olabilirim ama ben bu bölümü pazartesi yazıyorum ve bugün hayatımda çok ciddi şeyler olabilir :) Kafamı dağıtmama yaradığı için Döngü kitabım iyi ki var :)

Yorum yaparsanız çok mutlu olurum :)

***

Umut bir insanın içindeki en önemli şeylerden bir tanesidir. Bir insan Umudunu yitirdiği zaman yaşamaktan çıkar ölüden hallice olur insanı ayakta tutan şeylerden biri umutlarıdır. Bazı insanların düşünce yapıları evhama yöneliktir ne kadar umudun olursa olsun kafanın içindeki saçma düşüncelerden kurtulamazsın ama o umut yine de sana ışık olur. Umudu olmayan bir insan düşüncelerinin arasında boğulup gider.

Aynı benim boğulduğum gibi. Vurulmuştum hatta kurşun hala omzumun biraz altında duruyordu üstünde tampon vardı ama hiçbir güç bebeğimin durumunu öğrenmeden beni ameliyathaneye götüremezdi. Doktorlar daha fazla ısrarlarıma dayanamayıp bana engel olamadıklarını fark ettiklerinde hızlıca ultrasonun olduğu odaya gelmiştik. Bebeğimin durumuna bakılmış ve kalp atışları dinlenmişti ki doktorumun yüzünde hafif bir tebessüm belirdi.

"Çok iyi ama biraz daha burada kalırsak iyi olmayacak."diye bana döndüğünde içime su serpilmişti. Beni müdahele yerine getirdiklerinde yüz üstü döndürmüşlerdi omzumun biraz altına giren kurşun deliğine bakıyorlardı. Sonrasını ise hatırlamıyordum sanırım baygınlık geçirmiştim gözlerimi araladığımda omzumu saran koca bir bandaj vardı. Etrafta gözlerimi gezdirdim ve rahatsızca kıpırdandığımda odanın kapısı açıldı içeriye Beyazıt girdiğinde tebessüm ettim gözleri kızarmıştı. Uyanık olduğumu fark edince hızla yanıma gelip omzuma dikkat ederek bana sarıldı saçlarımı koklayıp yanaklarımı öptüğünde zar zor onu kendimden ayırmıştım iki elini yanaklarıma yerleştirdiğinde öfkeli gözlerini gözlerime çevirdi.

"Bir daha asla ama asla böyle bir şey yapmayacaksın asla!"diye bağırdığında yerimde irkilmiştim şuan aklını kaçırmış gibi görünse de haklıydı.

"Öz-özür dilerim."diye mırıldandım.

"Nasıl kendini ve bebeğimizi tehlikeye atarsın nasıl lan nasıl?"dedi ve duraksadı. "Tamam tamam sakinim."diye mırıldandı kendi kendine.

"Benden sonra ne oldu dışarıdan geliyordun? O adamları hallede bildin mi?"

"O adamların canı cehenneme! Hepsinin hiç biri umurumda değil."dediğinde kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

"Ama o zaman şimdi ne olacak?"

"Buradan def olup gideceğiz hepimiz ailecek gideceğiz kimsenin bizi bulamayacağı ve tanımayacağı bir yere gideceğiz evladımızı orada sağ salim doğuracaksın ve biz de sağ salim büyüteceğiz."gözlerim dolu dolu olmuştu.

"Gerçekten mi ne zaman peki?"

"Hemen."

"Ama nasıl bu kadar hızlı nasıl?"dediğimde hafifçe gülümsedi.

"Bazı arkadaşlarımdan yardım istedim bana verdikleri görevi yerine getiremedim ama anlayışla karşılayacak kadar dostluk hukukumuz varmış en azından onu öğrendim bana yardım edecekler."

"Gerçekten mi?"ellerimi tuttu.

"Gerçekten hatta hallettiler bile her şey senin için uyanıp kendine gelmeni ve iyi hissetmeni bekleyeceğiz."dediğinde heyecanla kalktım biraz midem bulanmıştı ama sorun değildi.

"Hadi gidelim o halde."

"Emin misin?"

"Evet eminim bu hayattan ne kadar hızlı kaçarsak o kadar iyidir."

DÖNGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin