Hello yeni bölüme hoş geldiniz sizi yeni yayımladığım kitabım olan Fısıltıya da beklerim umarım onu da beğenirsiniz profilimden ulaşa bilirsiniz. Yorum yaparsanız çok mutlu olurum bu arada.
Bu kitap çok okunmuyor ve değeri bilinmiyor bende çok yönelemiyorum ve bu kitabı yazarken çok tıkanıyorum dolayısıyla bitirmeye karar verdim bir sonraki bölüm ya da diğer bölüm final olabilir emin değilim ama kısa bir şekilde bırakmak istiyorum gerçekten yazamıyorum.
Üzgünüm ama böyle aksiyon seviyorsanız sizi daha farklı ama benzer konusu olan bir kitaba yönlendirebilirim bu kitabı bitirdiğimde Rahşan kitabına başlayacağım eminim dikkatinizi çekecektir.
***
"Beyazıt."
"Hmm?"
"Bizim bir çocuğumuz olsa nasıl olurdu?"
"Kötü olurdu Algım."yüzüm düşmüştü.
"Niye ya bence çok güzel bir şey."
"Güzel bir şey güzel olmadığını söylemedim zaten ama bir çocuk demek apayrı bir sorumluluk demek."kafamı salladım.
"Haklısın."gülümsedi.
"Her zaman."hafifçe kıkırdadığımda dudaklarımız tekrar buluşmuştu. Üzerimdeki yerini korurken en ateşli öpüşmemizi yaşıyorduk içimdeki hareketleri hızlanırken altında inlemiştim. Ellerini göğüslerime götürdüğünde hafifçe okşamıştı hassaslıkla çıldırırken alt dudağımı ısırdı ve göğüs uçlarımı parmak arasında sıkıştırdı.
"Hmm."altında kıvranırken bu onun hoşuna gidiyordu benim de hoşuma gidiyordu. Orgazm olurken boşalmam çok uzun sürmemişti oda benim gibiydi ikimizin de patlaması kısa sürmemişti. Kendini üzerime bıraktığında ikimizde saatlerin yorgunluğunu yaşıyorduk anlıma bir öpücük kondurduğunda nefes nefese iç çektim. "Seni çok seviyorum Beyazıt."
"Bende seni seviyorum Algım."yanaklarımı okşamıştı gözlerimi huzurla kapattım. Üstümden kalktığında bir anda beni kucaklamıştı kollarımı refleksle boynuna dolarken gülümsedim. "Duş alalım sonra uyursun güzelim."kafamı omzuna yaslamıştım. Banyoya girdiğimizde küvetin kenarına oturup beni kucağında tutmaya devam ederken küvetin suyunu açmıştı. Küveti doldurduğunda içine kokulu köpük suyu da dökmüştü. Kendiyle birlikte içine girdiğimizde suyun sıcaklığıyla mayışmıştım. Beni yıkamasına izin verirken kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum. Banyodaki işimiz bittiğinde beni kurulayıp giydirmesine de hayır dememiştim tabi o bütün bunları zevkle yaptığı için sorun olmuyordu adamın canına minnetti.
Birlikte yatağa girdiğimizde yorgunluktan uyumam uzun sürmemişti zaten dünden razıydım geçe baya hararetli geçmişti. Onun kokusuyla uyuya kalmıştım sabah annem kahvaltıya çağırmak için her zaman yaptığını yapıp kapıya üç kez tıklamış sonra da gitmişti. Karı koca mahremine saygısı vardı o yüzden kapıya üç kez vuruyor sonra da gidiyordu. Beyazıt kalkarken ben yine sızlanıyordum bıraksalar öğlene kadar uyuyabilirdim şuan öyle bir yorgunluk çökmüştü üstüme. "Güzelim hadi kalk."
"İstemiyorum az daha uyuyayım ne olur?"
"Güzelim bak anneni kızdırmayalım istersen?"
"Beyazıt ne olur ya?"
"Hasta mısın sen?"yanıma gelip dudaklarını anlıma bastırdı. "Yo hasta değilsin iyi misin?"
"Yorgunum sadece."
"Peki madem biraz daha takıl."içeriye gittiğinde üstünü değiştirmişti yanıma gelmesi yarım saat sürmüştü oda bana kıyak olsun diye oyalanmıştı. Beni zor bela kaldırdığında somurta somurta üstümü değiştirmeye gitmiştim. Beyazıt için kahvaltı atlanılamaz bir öğündü öğlen yeme akşam yeme ama o kahvaltı edilecekti. Üzerime gelişi güzel beyaz uzun bir gömlek tarzı elbise giymiştim. Uzun dediğim eteği dizlerimde bitiyordu. Beline bir kemer uydurduğumda ayağıma da kahverengi sandaletlerimi giyip saçlarımı atkuyruğu olarak bağlamıştım. Beyazıtın yanına geldiğimde birlikte çıkmıştık aşağıya indik yemek odasına girdiğimde yüzümü buruşturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNGÜ
أدب نسائي"Sargılar bugün çıkıyor Algım Hanım çok şanslısınız ameliyatınız oldukça güzel geçmişti oluşan sonuçtan memnun kalacağınıza eminim."diyen doktor Hanım yüzümü saklayan sargıları bir bir açtığında bütün gazlı bezlerden kurtulabilmiştim. Yüzümün iyileş...