21.Bölüm Katile Verecek Kızım Yok

508 62 11
                                    

Hello Salı günlerinin neşesi olan Döngünün yeni bölümüne hoş geldiniz yorum yapmayacağınızı biliyorum ama yaparsanız çok müteşekkür olurum konuşmam bu kadardı tşkr saygılar sevgiler.

***

Beyazıtın dışarıda olmasından cesaret alıp hızlı bir şekilde kapıdan çıktığımda ona doğru koşmaya başladım bir yandan da bileğimi tutuyordum. Bileğim çok sızlıyordu ve morarmaya yüz tutmuştu ya kırılmış ya da çatlamış olmalıydı hangisi bilmiyorum tek bildiğim çok acıdığıydı. Gözlerim dolu dolu olurken hızlıca onun boynuna sarılmıştım kollarını belime sardığında bana sıkıca sarıldı ve dudaklarını boynuma bastırdı. Onun kollarında güvende olduğumu hissetmeye başladığım ilk an duvarlarım yıkılmıştı sanki gözlerimden yaşlar süzülmeye başladığında Beyazıtın göz teması Kartaldan çekilmiyordu aralarında Erdal baba olmasa çoktan birbirlerini öldürmüşlerdi.

"Hadi oğul aldın emanetini gidelim."dedi Erdal baba.

"Tamam."diye mırıldandı sadece hala sarılmaya devam ediyorduk benden ayrıldığında elimi tuttu birlikte korumaların arasından sıyrılıp araçlara doğru ilerledik. Zorla yutkunurken belime sarıldığını hissettim iyi olan elimle elini sıkıca tuttum ondan destek almam gerekiyordu ayakta durmak için ihtiyacım vardı. Olan olmuştu sonra konuşabilirdik şuan sadece hastaneye gitmek istiyordum, beni arabaya bindirdiğinde oda yanıma geçmişti ön tarafa Barış geçerken Beyazıtın tek odak noktası bileğimdeki morluk ve şişlikti.

"Orospu çocuğu."diye mırıldandı Beyazıt bileğimi hafifçe okşarken, dudaklarımı ısırdığımda zorla yutkundum.

"Abi emin misin anlaşmayı bozmakta Erdal baba kefil oldu onun da başına patlar."dedi Barış.

"Planlarımda Erdal babanın kefil olması yoktu onu yakmak istemiyorum kefil işini de sadece Algıma hızlı ulaşmak için kullandım."

"O zaman planları erteliyoruz."dedi Barış Beyazıt sadece kafasını sallamıştı bileğime uzanıp minik bir öpücük kondurduğunda gözlerini gözlerime çevirdi.

"Barış hastaneye gidiyoruz önce Algımın bileğine bakacaklar."dediğinde Barış hızla arkasını döndü.

"Hani bakayım?"dediğinde ikimizinde gözleri kocaman oldu.

"Lan önüne bak manyak!"diye bağırdı Beyazıt, Barış önüne döndüğünde direksiyonu tekrar zapt etmişti ağzım açık kalırken az daha yoldan çıkacağımız gerçeğiyle zar zor nefes alabilmiştim. Resmen az daha Barışın merakı yüzünden bok yoluna gidecektik. Her şey yoluna girerken benimde ürkekliğim geçmişti kafamı Beyazıtın göğsüne yaslarken hala düşünüyordum. Ona kardeşinin Kartal Milan olduğunu söylemeli miydim? O kardeşinden ümidi kesmişti ama yine de bilmeyi hak ediyordu ama öte yandan bilirse ona karşı bütün duvarlarını indirir miydi? Babamın intikamını alacağını söylemişti bilirsi alır mıydı? Bana verdiği sözleri yine de tutar mıydı? Ya ben kardeşini affederse ona karşı hala sevgi dolu olur muydum?

Hayır hiçbir şey hiçbir sonuçta eskisi gibi olmayacaktı kafamdaki soruların cevaplarını alamıyorken nasıl ne yapacağımı bulabilirdim. İçime büyük bir sıkıntı doluşmuştu bir an önce eve dönmek istiyordum annemin dizinin dibine yatmak onunla konuşmak ondan akıl almak istiyordum. Üstü kapalı ona sormaya utanıyordum ama başka bir şey aklıma gelmiyordu kadına kocasının katilini anlatacaktım sonra da fikir alacaktım şaka gibiydi ama gerçekti. Kaderin oyunları bitmiyordu bitmeyecekti de bittiği gün biz bu dünyada olamayacaktık. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi araladım araba durduğunda acilin önündeydik Beyazıt koluma girip belimi diğer koluyla sardığında birlikte acilden içeriye geçmiştik.

DÖNGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin