Selam, dün bölüm atamadım bugün de uyuyamadığım için kafamı dağıtmak adına oturup bölümü tamamladım. Bugün babaannemin cenazesi var o yüzden yazamam muhtemelen lütfen yorum yaparsanız çok mutlu olurum :)
***
Gece yaşanan karmaşanın ardından hala benden özür dilemişti bende daha fazla uzatmadan odama çıkıp yorganıma sarılıp uyumaya çalışmıştım. Geç yattığım için de öğlen uyanabilmiştim hatta üzerimde öyle bir ağırlık vardı ki bıraksalar akşama kadar uyurdum. Bazen kendimi kırk yıl yaşlanmış gibi hissediyordum için için ağlamak ortalığı yıkmak çığlık atmak istiyordum ama sadece derin bir sessizlik dökülüyordu ortaya.
Sanırım psikolojik olarak bok gibiydim. Kim değildi ki? Bir suya girip hiçliğe doğru yüzmek istiyordum yorgunluktan geberene kadar yüzüp rahatlamak istiyordum ama bu havada bahçede gördüğüm havuza girersem eğer donarak can verirdim. Burada geçiciydim sadece misafirdim misafir olduğum bir yerde havuza atlayamam bu rezillik olurdu.
Ve ben rezil olmaktan nefret ediyordum. Ya da siktir et deşarj olmaya ihtiyacım vardı hava umurumda değildi Beyazıt da umurumda değildi korumalarda beni öldürmek isteyenlerde umurumda değildi! Bir sinirle çıkmıştım odadan üzerimdeki pijamaları umursamadan bir hışımla salonun önünden geçip dışarıya çıktım.
Daha dışarıya adımı atar atmaz soğuk hava dalgası titrememe sebep olmuştu ama geri basmadım. Havuzu gördüğüm arka bahçeye ilerledim Beyazıt sesini duymuştum arkamdan ama duymamazlıktan geldim. Koşarak kendini havuza attığımda buz gibi su tenime sanki milyonlarca iğneyi sokup çıkartıyormuş gibi hissettirmişti.
Titriyordum dişlerimin bile zangırdadığını hissediyordum yüzeye çıkmadım biraz burada kalmak istedim ama belimi saran kollar beni buz gibi suyun içerisinden çıkarmıştı. "Sen kafayı mı yedin!"diye bağırdı beni havuzun dışına atan Beyazıt sonra da kendisi çıktı sanırım intihar ettiğimi falan zannetmişti?
"Galiba biraz yemiş olabilirim."diye kekeledim soğuktan titrerken.
"Belli kendini öldürmek mi istiyorsun?"diye bağırdı bu kez kolumdan tutup kaldırdığında eve doğru sürüklemeye başlamıştı oda benim gibi donuyordu ama belli etmiyordu.
"Yoo ben buna deşarj olmak için yapılan ani şok dalgası diyorum."
"Bende zatüre olup kırk ateşle yatak döşek yatıp gebermek diyorum."dedi bana rağmen, hafifçe güldüm. Eve girdiğimizde titreyerek yukarıya ilerledim odaya girdiğimde dolaptan kazak ve gri pijama altı aldım. Üzerimi paspal gibi giydiğimde saçlarımı havluyla gelişi güzel nemini alıp odadan çıktım ve kapısının açık olduğunu gördüğüm odaya ilerledim.
Bu oda küçük bir salondu içeriye girdim ve kenarda duran kumandayı alıp televizyonu açtım. Bir an ödüm bokuma karışmıştı bu evde sıkıntıdan öleceğim diye. Kendimi üçlü koltuğa attığımda tam çöplükten çıkmış müptezelleri andırıyordum. Şuanda birinin beni böyle görüp ayıplayarak bakmasının utancını umursamayacak durumdaydım götümü kaldırmaya bile üşeniyordum.
Beyazıt salonun kapısında belirdiğinde birkaç saniye öylece durdu ve beni inceledi. Ne söyleyeceğini düşünüp aklında tartıyor gibiydi muhtemelen beni öptüğü için özür dileyecekti. "Biraz konuşalım mı?"dediğinde kafamı sallamakla yetindim. Oda yanıma gelip tam kafamın yanındaki koltuğa oturdu ve bakışlarını televizyona çevirdi. Esra Erol izlediğimi gördüğünde derince iç çekti ve tekrar bana döndü. "Gece olanlarla ilgili konuşmak istiyorum. Algım sen çok haklıydın ben bunu yapmamalıydım senden çok özür dilerim. Sen Bade değilsin bunun farkında olmalıydım görmezden gelmemeliydim bir daha asla böyle bir şey yaşanmayacak sana söz veriyorum seni başkası olduğun için öpmeyeceğim ya da sarılmayacağım."bakışlarımı ona çevirdiğimde koltukta oturur hale geldim ve ona doğru eğildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNGÜ
Chick-Lit"Sargılar bugün çıkıyor Algım Hanım çok şanslısınız ameliyatınız oldukça güzel geçmişti oluşan sonuçtan memnun kalacağınıza eminim."diyen doktor Hanım yüzümü saklayan sargıları bir bir açtığında bütün gazlı bezlerden kurtulabilmiştim. Yüzümün iyileş...