8|Öp beni

5.8K 414 72
                                    

Yoğun istek üzerine kitabı silmiyorum ama bölümler Geç gelebilir YB diye tutturmayın aq sıkıntı yapıyorum sonra yazamayınca.

Neyse bu bölüm bir okuyucumun önerisiyle birazcık zaman atlamasi şeysi yaptım umarım saçma olmamıştır.

İyi okumalar🌼🌹

"Öğretmenim peki  sabit fonksiyon nasıl oluyor?"

"Sabit fonksiyonda F(×)'in yerine 'c' yazmalısın. Yani kuvveti olan ve x'li terimleri sıfırlayıp sabit terimi yanlız
bırakman gerekiyor Taehyung'cuğum. Beşinci soruya bakarsan daha iyi anlayacaksın. Kendin çözmeyi dene bir , yapamadığın yerde ben yardım edeceğim."

"Tamam öğretmenim."

Jungkook'un tuttuğu özel öğretmen ile sekizinci derslerini işliyordu Taehyung. Dersleri gayet iyiydi. Lisede de başarılı bir çocuktu zaten ve hünerlerini kaybetmemiş olması onu mutlu ediyordu.
Fakat sevgilisi  Jeon Jungkook hiç mutlu değildi.
Küçüğünün başarısını elbet ki taktir ediyor  , onunla gurur duyuyordu fakat öğretmen olacak o adamın masum çocuğa karşı samimi davranışlarından oldukça rahatsız oluyordu. İstese tabi ki o adamı kovabilirdi ama ne yazık ki sevgilisi istemiyordu.

Evet sevgilisi.

Hayatında daha önce hiç aşık olmadığı için aklı Jungkook'a karşı olan hislerinin ne olduğunu çözmeye ermiyordu ve geçenlerde gecenin bir yarısı uyanıp büyük olanın göğsünde hüngür hüngür ağlamıştı. Düşünmekten yorulduğunu ve kalbine anlamlandıramadığı bir şeyler olduğunu  adama yakınmış , içindeki fırtınayı dindirememenin ağırlığını o gece atmıştı.
Jungkook ona kafası karışmayacak şekilde açıklama yapmıştı. Sonuç olarak da şuan sevgiliydiler. Taehyung'a yavaş yavaş sevilmeyi öğretiyordu. Sevmeyi zaten biliyordu ondokuz yıllık yaşamında ancak sevilmeye başlamasına rağmen. O güçlü bir çocuktu ve yer altı dünyasının korkulu rüyası Jeon Jungkook bu çocuğun yanında kendini güçsüz hissediyordu. Onun kocaman kalbi bu kötü adam için fazlaydı. Neyse ki Jeon Jungkook ona karşı açgözlüydü ve hiçbir şikayeti yoktu.

"Pekâlâ bugünlük bu kadar yeter sanırım iyice yoruldun. Yanılmıyorum ,  hm?"

"Şey biraz yoruldum."

"Ödevlerini zamanında yapmanı istiyorum Taehyung-ah. Bir dahaki dersimiz beş gün sonra , ona göre."

"Yapacağım öğretmenim. İyi günler." Adamın hizmetli genç kız eşliğinde çalışma odasından çıkmasıyla eş zamanlı Jungkook girmişti.

"Ah bebeğim benim." Damarlı elleriyle ince beli kavrayıp kendine çekti özlemle. Yaklaşık bir saattir o herifle içerideydi ve görememişti. İçecek ve meyve tabağı getirme bahanesiyle girmişti ama yine de çok duramamıştı. Sinir oluyordu ve sabretmesi de gerekiyordu. Tae'sinin eğitimi için katlanmak zorundaydı. 

"Oh hyungie? Bir sorun mu var?"

"Sana sarılmam için bir sorun olmasına gerek mi var?"

"Ah hayır. Beni yanlış anladın. Aniden olunca biraz şaşırdım."

"Hmm...şaşkın şey seni." Şakayla söylenişi kollarında kaybolan bedenin gülmesine neden olmuştu. Tatlılığına dayanmaya çalışırmış gibi dudaklarını dişleyip kafasını göğsüne gömen Taehyung'a baktı. Sadece karamel rengindeki yumuşak tutamları görebiliyordu ama olsundu.

"Jungkook?"

"Efendim?"

"Ş-şey odamıza gidebilir miyiz?" Kaşlarını çatarak kızarmaya yüz tutmuş yanakları ile alttan alttan bakan çocuğa 'ne oldu' dercesine  göz kırptı.

"Gidince söylesem?" Kafasıyla onaylamakla yetinip küçük bedeni zorlanmadan kucakladı ve eskiden Taehyung'un olan fakat şuan ikisinin de beraber kaldığı odaya yöneldi. Aralık kapıyı ayağıyla iterek iyice açtı ve içeriye girdi. Yerdeki yumuşak pufa oturdu ve  Taehyung'u da kaslı baldırlarına yerleştirdi.

"Söyle bakalım küçük , derdin ne?" Rahatsızca yerinde kıpırdanıp kollarını sevgilisinin boynuna sardı Taehyung. Düşüncelerini nasıl dile getireceğini bilmiyordu , daha doğrusu utanıyordu. Ama içinde de tutmak istemiyordu. Biliyordu ki Jungkook'a hislerini anlatınca rahatlıyor , kuş gibi hafifliyordu. En iyisi olduğu gibi söylemekti.

"Hyung , beni-beni öper misin?" Jungkook şaşkınlıkla ağzını araladı. Taehyung utangaç bir çocuktu ve bunu söylemiş olması onu şaşırmıştı. Yine de mutlu olmuştu. Taehyung'un yumuşak tenine  dokunmayı seven biriydi. Şimdi de onun parlak , dolgun dudaklarını tadacak olması kalbini hızlandırıyordu.
Bir eli hala ince bele sarılıyken diğer elini kızarmış , tatlı yanağa yerleştirip Kendine çekti.  Dudaklarını buluşturduğunda küçük olan bir bebek gibi iç çekti.
Hareket etmiyorlardı , öylece duruyorlardı fakat bu bile ikisine de delice zevk veriyordu.
Taehyung hareket etmesini istercesine kucağında kıpırdanarak birnevi mesaj verdi sevgilisine. Eh sevgilisi de onu kırmayıp dudaklarını hareket ettirmeye başlamıştı.
Jungkook acemi değildi. Daha önce hiç kimseyle cinsel birliktelik yaşamamış olsa bile öpüştüğü olmuştu. Bu yüzden otorite ondaydı. Henüz tecrübesiz bebeğini yönlendiriyor , öğrenmesini sağlıyordu. En iyi öğretmenin de kendisi olduğunu düşünüyordu. Ona göre tuttuğu özel öğretmenden daha iyiydi. Zaten meşgul bir adam olmasa Taehyung'un derslerine de kendisi yardım ederdi ya...
Taehyung nefessiz kalınca biraz soluklanmak için ayrıldı. Gözlerini açıp karşısındaki dehşet verici şekilde yakışıklı olan adama baktığında utandı ve kafasını boynuna gömdü. Derin sesiyle kıkırdamasını işitince de omzuna sert olamayan bir yumruk geçirdi.

"Hem öp beni diyorsun hem de utanıyorsun bebeğim." Gülerek söylendi ve kafasına kokulu bir öpücük bıraktı.

"Kaldırmayacak mısın kafanı?" Huysuzca mırıldanıp daha da sıkı sarmıştı iri bedene kollarını.

"Burda böyle uyusam olmaz mı?"

"Olur ama üstünü örteli-"

"Hayır. Kollarını sararsan ısınırım."

"Ah pekâlâ." Kaslı kollarını ince bedene sardı. Gerçekten de bir battaniyeye gerek yoktu zira Taehyung o kadar küçüktü ki resmen kayboluyordu yanında. Düzenli nefes sesleri odayı doldurduğunda kendisi de huzurla gözlerini kapattı. Yirmidokuz yıllık yaşamında şüphesiz ki en mutlu olduğu an olabilirdi. O , gerçekten de bir çocuğa muhtaçtı ve bundan asla şikayetçi değildi.

The Bad GuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin