Taehyung giydirdiği sarı, papatyalı elbisesinin içinde oldukça tatlı ve güzel duran kızına baktı gözleri parlayarak. Siyah , hafiften dalgalı saçlarını sevgiyle okşadıktan sonra elbisesiyle uyumlu olan papatyalı tacını da özenle başına yerleştirdi.
"Güzel Yojeong'um benim. Babaya göstermek ister misin ne kadar güzel olduğunu hm?" Babasına oldukça düşkün olan çocuk kafasını heyecanla salladı ve paytak adımlarla kendi odasından çıkıp tam
karşıdaki kapısı hafiften aralık olan odaya girdi. Boy aynasının önünde kaşları çatık kravatını bağlamaya çalışan babasını gördüğünde neşeyle kıkırdadı.
Jungkook sesin geldiği yere baktığında sarılar içindeki kızını gördü ve yüzündeki o sert ifade anında yok oldu. Dudakları yukarı kıvrılarak sevgiyle küçük çocuğa baktı."Babasının prensesi? Ne kadar da güzel olmuşsun böyle sen." Aynanın önünden ayrılıp kapıya yöneldi ve eğilerek Yojeong'u kucağına aldı.
"Tıpkı bir çiçek gibi olmuşsun. Ne yapacağım gün boyu seninle ben? Nasıl uzak tutacağım bütün gözleri senden , hm?" Kızarık tombul yanaklara sırasıyla öpücük kondururken kendi kendine sorduğu bütün soruları bir yandan da içinden ciddi bir şekilde düşünüyordu.
Taehyung da yanlarına geldiğinde Jungkook'un gözleri onun da güzelliğiyle kamaşmıştı. Üstündeki kan kırmızısı mini elbise esmer tenini ve güzel fiziğini ortaya çıkartmış , boynundaki pırlanta kolye ışıltısına ışıltı katmıştı.
Galiba Jungkook bugün cidden deli olacaktı.
Yine de sesini çıkartmadı , mutlulardı ve her zamanki kıskançlığıyla bu mutluluğu bozmak istemiyordu. Üstelik en yakın arkadaşlarının en özel gününde bunu yapmamalılardı.Bogum ve Jennie evleniyorlardı.
Öyle görkemli bir düğün yerine çok kalabalık olmadan , sahilde sade bir nikah tercih etmişlerdi. Nikahtan sonra da gece bekarlığa veda gibi bir parti organize etmişlerdi.
"Hadi çıkalım artık , az önce Jimin aradı. Çoktan geçmişler onlar bir tek biz kaldık." Taehyung endişeyle konuşurken yatağının üzerine bıraktığı kol çantasını ve Yojeong için hazırladığı sırt çantasını omzuna atıp çıkmıştı odadan. Topuklularıyla dikkatli olmaya çakılarak yavaşça merdivenlerden inerken ardından da Jungkook kucağında Yojeong ile onu takip ediyordu.
Taehyung etrafta biraz dolanıp bir şey unutmadıklarından emin olduktan sonra evden çıkmışlar ve arabaya binmişlerdi.Taehyung'un açtığı şarkı ve Yojeong'un şarkıya eşlik etme çalışmalarıyla güle oynaya düğün yerine varmışlardı. Taehyung arabadan inmiş ve arkadaki bebek koltuğundaki kızını kucaklayıp Jungkook'un da elinden tutarak deniz kenarında hazırlanmış yere girdiler. Her şey oldukça şık ve sade gözüküyordu. Davetli olan çoğu kişi de neredeyse gelmişti. Taehyung'un Jimin'in görüş açısına girmesiyle oraya yöneldiler.
"Ooo Jeon ailesi! Hoşgeldiniz." Jimin neşeyle konuştuğunda sandalyesinden kalkıp Taehyung'a sarıldı ve Yojeong'un yumuşak yanağına bir öpücük kondurdu.
"Al bakayım yeğenini Jungkook , ben de alayım güzel yeğenimi." Yoongi MinJi'yi kucaklayıp Jungkook'un , söylenmesine fırsat vermeden , kollarına bırakmış ve Yojeong'u almıştı Taehyung'dan.
"Amcasının güzeli~" Yoongi Yojeong ile konuşa konuşa yanlarından uzaklaştığında Jungkook MinJi'ye bir öpücük kondurarak oturmuştu.
"Nasılsın Jungkook amca?" MinJi , dört yaşında ve Yojeong'dan sadece iki yaş büyük bir çocuk olmasına rağmen annesinin eğitimi sayesinde oldukça saygılı ve düzgün bir aksan ile konuşabiliyordu , otuz yaşına merdiven dayamış babasının aksine.
"İyiyim amcasının aslanı! Sen nasılsın bakalım?"
"Ben de iyiyim teşekkür ederim. Yojeong'un yanına gidebilir miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bad Guy
FanfictionTaehyung küçük bir oğlandı , hem bedeniyle hem de ruhuyla. Jeon Jungkook ise yalnızlık ve sevgisizlikten bıkmış kötü bir adam. -Mpreg- Başlama tarihi: 21.07.21 Bitiş tarihi: 05.02.23