16|Senin canından benim kandımdan

3.1K 250 24
                                    

Büyük bir çabanın sonunda irislerini açabildiğinde beyaz bir tavanla karşılaştı Taehyung. Odaya giren güneş ışığı gözlerini kamaştırırken yüzünü buruşturdu. Boğazındaki rahatsız edici kaşıntıyı gidermek için de öksürdü narince.

"Taehyung , güzelim iyi misin?" Jungkook'un endişeli  sesini duyduğunda aklı başına geldi. Aceleyle uzandığı yerden kalkmaya çalışırken karnına giren sancıyla inledi ve yatağa attı kendini. Acıyla gözleri sulanırken doğrulmasına yardım etmeye çalışan Jungkook'a  baktı merakla.

"N-ne oldu bana?"

"Ani hareketler yapmaman gerekiyor. Bir şey istersen bana söyle , kendi başına halletmeye çalışma bir tanem."

"Ne oldu dedim Jungkook." Olabildiğince ciddi sorduğu soruya karşılık adam sıkıntıyla nefesini verdi ve yatağın yanındaki koltuğa oturdu. Esmer küçük eli kendi avuç içine hapsedip yumuşak dokuya Özlem'le öpücük kondurdu. Gözlerinin dolmasını engelleyemezken yine de ağlamamaya dikkat ederek konuşmaya başladı.

"Hamilesin canımın içi. Bir bebeğimiz olucak , senin canından benim kanımdan..." Taehyung duyduklarıyla dumura uğradı. İstemsizce serum takılı eli karnına gitti. Her şeyi beklemişti;  ciddi bir hastalığı olduğunu , öleceğini düşünmüştü fakat asla hamile olabileceği aklına gelmemişti. Gözlerinden yaşlar usulca dökülürken gülümsedi. Hayatında ilk defa mutluluktan ağlamayı deneyimledi o anda. Her şeyi unuttu; yaşadığı o berbat psikolojiyi , Jungkook'la ettiği kavgayı , sınav anında çektiği o acıyı unuttu gitti. Sadece bebeğinin varlığına odaklandı. Yine de mutluluğu o kadar uzun sürmedi.

"Ancak düşük tehlikesi var." Yüzündeki gülümsemesi yavaşça kaybolurken  sanki yavrusunu korumak istermişçesine tek kokuyla sarmaya çalıştı karnını. Kalbi korkuyla hızlı hızlı atıyor , az önceki mutluluk göz yaşları şimdi üzüntüyle dökülüyordu.

"N-ne olacak? Bebeğimize ne olacak Jungkook?" Sessiz ağlaması hıçkırıklara dönüşürken büyük olan oturduğu koltuktan kalkıp yatağa , sevgilisinin yanında kalan boşluğa , oturdu ve Taehyung'un küçük bedenini kendine çekti. Göğsünde dökülen yumuşak karamel rengindeki tutamları güven verircesine okşadı.

"Hiçbir şey olmayacak güzelim. Size zarar gelmesine asla izin vermem. Yapmamız gereken tek şey üç ay boyunca çok dikkatli olmamız. Arabayla yolculuk yapmayacaksın , gerekmedikçe ayağa kalkmayacaksın , yürümeyeceksin ve düzenli besleneceksin. Tabi bunların yanında üzülmemen ve sinirlenmemen gerek , bebeğimiz senden  bedensel olarak etkilendiği kadar psikolojik olarak da etkilenir."

"Tamam , söz veriyorum hepsini yapacağım yeter ki ona bir şey olmasın."

"Aferim güzelime. O yüzden şimdi göz yaşlarını hemen siliyorsun ve üzülmeyi de bırakıyorsun. Hem bak ikimizden bir parça var karnında , düşünsene! Böyle doğduğunda minicik elleri ayakları olacak! Mis gibi kokacak!" Jungkook'un heyecanlı heyecanlı konuşmasına güldü Taehyung. Şimdi kendini daha da iyi hissetmişti işte. Jungkook ona çok iyi geliyordu.

"Hadi şimdi biraz uyuyun da dinlenin , çok yoruldunuz güzelim."

"Ama yeni uyanmıştım." Mızmızlanarak dudaklarını büzen küçüğe içi eriye eriye baktı Jungkook. Sanki hamilelik şimdiden yaramıştı Taehyung'a. Daha bir tatlılaşmış , nazlanmıştı.

"Tekrar uyu yavrum. Çok dinlen ki hemen çıkabilelim hastaneden." Jungkook'un yatıştırıcı sesine kafa sallamak ile yetindi Taehyung ve elini karnına atarak, diğer eli de kocasındayken, güven ve huzur dolu bir uykuya daldı.

The Bad GuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin