15|Ölecekmiş gibi

3.1K 268 39
                                    

Taehyung'un son bir haftada olduğu gibi yine durgun ve iştahsız geçirdiği üç günün sonunda sınav zamanı gelmişti. Normal bir zamanda aslında alarmsız uyanacağı sabaha Jungkook onu zar zor uyandırmıştı. Küçük sevgilisi için oldukça endişeli olan Jungkook bugünü bekliyordu. Sınavdan çıkar çıkmaz Taehyung'u hastaneye götürüp en iyi doktorlara gösterecekti. Bu duruma daha fazla göz yumamazdı.

"Hadi güzelim lütfen tabağını bitir , yetişmemiz gerekiyor." Kahvaltı sofrasında önündeki tabağıyla cebelleşen Taehyung'u yemesi için teşfik etti Jungkook. Bugün sebepsiz yere fazlasıyla gergindi zaten ve Taehyung da işini hiç kolaylaştırmıyordu.

"Daha fazla yiyemiyorum hyung lütfe-"

"JEON TAEHYUNG!" Küçük çocuk aniden yükselen sesle irkildi. Sulanan gözleri şaşkınlıkla aralanmış , zaten stresten çarpıntı yapan kalbi daha da hızlı atmaya başlamıştı.

"Kalk git masadan Taehyung , daha fazla sabrımı zorlama benim." Bu sefer bağırmasa da sesi sert çıkan büyüğe kırgınlıkla bakıp titreyen bacaklarıyla zar zor ayağı kalkarak odalarına gitti. Daha fazla kendini tutamazken ağlamaya başladı hıçkıra hıçkıra. Göz yaşlarını umursamayıp pijamalarını çıkartarak üstüne rahat bir eşofman takımı geçirdi ve ebeveyn banyosuna yöneldi. Saçlarını tararken , dişlerini fırçalarken ve yüzünü yıkarken ağlamaya devam ediyordu. Bir süre daha öylece odalarında vakit geçirdi ve kendini sakinleştirdi. Jungkook yanına geldiğinde tamamiyle hazırdı. İçinde kimliği ve sınav belgeleri olan kol çantasını da aldığında birlikte evden çıktılar.
Sessiz geçen yolculuğun sonunda bir eğitim kurumuna nazaran lüks olan binaya girdiler. Jungkook giriş işlemlerini hallettiğinde Taehyung hiçbir şey söylemeden sessizce sınıfına geçti. Arkasından korumaların değil de sevgilisinin gelmesini istese de sadece sustu. Zira sınav stresinin yerine alan o derin üzüntü ve kırgınlık içini yiyip bitirirken konuşmaya mecali yoktu.
Kendine ait yedi numaraları sıraya oturdu sakince. Kalemini silgisini kutudan çıkartmasıyla eş zamanlı sınıfa öğretmen girdi. Birkaç uyarının ardından önce optikler ardından da kitapçıkların dağıtılmasıyla sınav başlamış oldu. Sözel kısmı çok rahatça bitirdi Taehyung. Sorularla birlikte kafası bir nebze de olsa dağılmıştı ve zihinsel olarak daha iyi hissediyordu. Ancak bu iyi halleri matematiği de bitirip fene geçtiğinde son buldu. Soruya odaklanan zihni aniden bulanıklaştı. Başı dönemeye başlarken karnına giren keskin sancıyla oturduğu yerde iki büklüm oldu. Kendisini fark eden öğretmenin seslenişlerini , sınavdan kopan öğrencilerin merakla fısıldaşmalarını duyamıyordu. Farkında olduğu tek şey eşofmanından sızan ıslaklığın kan olmasıydı ve çok geçmeden de gözüne inen siyah perde.

•••

Jıngkook içindeki sıkıntıyla düşünceli bir şekilde arabada öylece oturuyordu. Taehyung'a çok çıkıştığının farkındaydı. Küçük olan zor bir dönemden geçiyordu ve üstüne üstlük o da yardımcı olacağına daha çok üzülmesine neden oluyordu. Sinirle önündeki direksiyona yumruğunu geçirdi. Köpek gibi pişmandı ve şimdilik Taehyung'un çıkmasını beklemekten başka bir şey yapamazdı.
Sessiz arabanın içinde yükselen telefon sesiyle irkildi. Ekrana baktığında Taehyung ile biriktikte gönderdiği korumalardan birinin aradığını gördüğünde kalbi endişeyle hızlandı. Beklemeden telefonu açıp kulağına götürdü.

"Bay Jeon , yenge sınav esnasında fenalaşmış. Ambulansı aradık-" gerisini dinlemeden telefonu rastgele fırlatıp çıktı arabadan Jungkook. Binanın önündeki polisler ona karışamazken içeriye daldı. Daha önce içeriye gitmemiş olmasına rağmen sınıfı kolayca bulmuştu. Kapıda dikilen kalabalığı yardığında gözleri kanlar içerisinde kalmış baygın bebeğini buldu. İşte o an bir kere daha tepetaklak olmuş hissetti Jungkook. Bir kere daha Taehyung'u kaybetme düşüncesiyle yanıp tutuştu , hayatında ikinci kez korku bütün bedenini sarstı. Nefessiz kaldı , ölecekmiş gibi hissetti.

The Bad GuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin