Taehyung beşikteki minik bebeği son bir defa daha kontrol edip yatakta kendisini bekleyen sırtını başlığa dayamış oturan eşinin yanına geçti.
Hastaneden çıkalı neredeyse iki hafta olmuştu. Yojeong artık üç haftalıktı. Taehyung'un da dikişleri iyileşmiş , rahat bir şekilde hareket edebiliyor ve yürüyebiliyordu."Çok güzel bir kızımız var değil mi Jungkook?" Kocasının kucağına uzanıp kafasını göğsüne yaslarken sordu Taehyung.
"Evet , çok güzel..." Jungkook dalgın bir şekilde yanıbaşındaki beşikte uyuyan bebeğe bakarken konuştu.
"Küçücük Taehyung , kolum kadar bile yok. Bembeyaz kar gibi teni var , siyah seyrek saçları , minik burnu , kırmızı dudakları. Çok güzel Taehyung." Jungkook'un gözleri dolduğunda sevgiyle kızına bakmaya devam ediyordu.
"Sen çok güzel bir baba olacaksın Jungkook."
"E tabi ki! Bu güzel kıza güzel bir baba ve güzel bir anne yakışır." Taehyung kıkırdayarak doğrulup Jungkook'un dudaklarına bir öpücük kondurmuş ve geri yerine dönmüştü.
"Daha çok küçük. Büyüyecek , anaokuluna gidecek. Bir sürü güzel çantalar alacağım ona okula ilk başladığında. Boya kalemleri , defterler...
Anaokulunun ardından ilkokul , ortaokul derken liseye gidecek sonra. Genç bir kız olacak , aşık olacak-""Olmayacak!" Taehyung Jungkook'un yükselen sesiyle endişeyle beşiğe bakmış , Yojeong'un hala uyumaya devam ettiğini görünce rahatlayıp kaşlarını çatarak kaslı kola tokat yapıştırmıştı sinirle.
"Ne bağırıyorsun öküz?!"
"Sen de ne diyorsun o zaman aşk maşk?! Yok aşk falan! Benim kızım yapmaz öyle şeyler!" Jungkook gerginlikle hızlı hızlı konuştuğunda Taehyung daha da sinirlenmişti.
"Ne demek olamaz?! Tabi ki olacak! Biz kızımızı sevgiyle , aşkla büyüteceğiz Jungkook. O da gördüğü sevgiyi başkalarıyla paylaşacak , duygusuz bir çocuk olmayacak."
"Aşkım ben de duygusuz olmayacak demiyorum ki? Sevsin , arkadaşları olsun tabi ama sevgilisi olmasın en az otuz yaşına kadar."
"Yuh Jungkook! Otuz ne ya? Otuzuna kadar kalbini falan mı sökmemizi istiyorsun kızın? İllaki aşık olacak , sen buna engel olamazsın."
"Bal gibi de olurum! Elin iti gelecek benim biricik Yojeong'uma yavşaklık yapacak ve ben buna engel olamayacağım öyle mi?"
"Jungkook ben onu mu diyorum şimdi?"
"Kusura bakma Taehyung ama kimse kızıma otuzundan önce yaklaşamaz."
"Pekala neden otuz?"
"Otuzdan önce küçücük olur daha o. Babasını sevsin o yaşa kadar , ilk aşkı da babası olsun başka erkeğe ihtiyaç duymaz hem ben varken."
"Zaten onun ilk aşkı sen olacaksın Jungkook. Bizim Yojeong'umuzun senin gibi bir babası varken başka erkek arayacağını sanmıyorum zaten ama illa ki bir gün o da aşk denilen tatlı duyguyla tanışacak , minik kalbi çarpacak. Boşuna kıskançlık yapma. Ayrıca otuzdan önce küçük olur derken? Bana ondokuz yaşımda aşık oldun ve yirmi yaşımda da bebeğimizi doğurdum Jeon Jungkook. Hatırlatayım." Jungkook gözlerini devirerek yatağa uzandı ve Taehyung'u nazikçe göğsünden kaldırıp onun yerine kollarını bağladı birbirine.
"Aşkım ne yapıyorsun?" Kendisinden ayrılıp arkasını dönerek yatan Jungkook'a şaşkınca sordu Taehyung.
"Uyuyacağım Taehyung sessiz olur musun?" Huysuzca söylenmesine karşın Taehyung güldü. Cidden sinirleri bozulmuştu!
"Sen çok pis kıskanç bir adamsın. Tanrı bana ve Yojeong'a sabır versin." Jungkook , o görmese bile , Taehyung'a bir kere daha göz devirmiş ve tam karşısında , beşik yoğun ısrarları sonucu onun tarafındaydı , yüzü kendisine dönük mışıl mışıl uyuyan kızına baktı sevgiyle. Taehyung ne kadar kızarsa kızsındı, Yojeong'un kendisinden başka bir erkekle yakın olmasına izin veremezdi.
•••
Pekala izin veremeyebilirdi, ama buna engel olamayabilir miydi? İşte o konuda hiç emin değildi...
Yoongi hyungunun kucağındaki kızı amcasına şirin şirin gülücükler atarken sinir krizi geçirmek üzereydi. Üstelik Yoongi ara sıra Yojoeng'u henüz iki yaşındaki MinJi'ye gösterip 'Ne kadar güzel değil mi oğlum? Alayım mı sana onu?' Diye sorarken kesinlikle sakin kalması mümkün değildi.
Taehyung her ne kadar defalarca onun şaka yaptığını dile getirse de Jungkook'un yüzündeki o huysuz ifade gitmiyordu. Kolları göğsünde birleşmiş , kaşları çatık bir şekilde Yoongi'ye öldürücü bakışlar atıyor , karşılığında da onun alayla dil çıkartışını izliyordu. Müdahale etmeyip oturduğu yerde kalması da Taehyung yüzündendi. Çocukça hareketler yaptığını , MinJi'nin bile kendisinden daha olgun olduğunu söylemiş ve eğer usluca oturmazsa Yojeong'un beşiğini kendi tarafına almakla tehdit etmişti. Taehyung Yoongi'den de kötüydü! Neyse ki o Taehyung'du. Her şeyde bir istisna olduğu gibi bu konuda da öyleydi."Yoongi artık Yojeong'u ve MinJi'yi rahat bırak , çocukların uykusu gelmiş. Hem Yojeong biraz daha sende kalırsa kan çıkabilir." Jimin son cümlesini Jungkook'a bakarak söylediğinde kıkırdamış ve küçük kızı kocasının kucağından alıp annesine vermişti.
"Ben onu emzirip uyutuyorum, siz de uslu duruyorsunuz tamam mı? Özellikle de sen Jungkook." Jungkook'a bakarak konuştuğunda cevap beklemeden yukarı çocuk odasına çıktı Taehyung. Ardından da Jimin MinJi'yi alarak onu takip etmişti.
"Kızımı oğluna alma planlarından vazgeç hyung. Asla vermem prensesimi!"
"Büyük konuşma Jeon. Ne demişler ; asla asla deme." Yoongi bilmiş bilmiş konuşurken Jungkook tam ona cevap verecekti ki içeriye el ele giren Bogum ve Jennie ile söyleyeceklerini gerisin geriye yuttu.
"Taze çiftimiz de gelmiş! Ne haber hanımcı Bogum?" Yoongi bu sefer Bogum'a sardığında Jungkook sinirleri bozulmuşçasına güldü. İkili atışmaya başladığında ise Yoongi'nin her ne kadar bazen gerçekten sinir bozucu olduğunu düşünse de onsuz bu kadar neşeli olamayacaklarını fark etti. Başına bir şey gelse Taehyung ve Yojeong'u hiç düşünmeden emanet edebileceği , Bogum ile beraber , sayılı kişilerdendi. Ona minnettardı , hem geçmiş için hem de şimdi için.
Ama bu bir şeyi değiştirmezdi! Yojeong'u MinJi'ye vermeyecekti! Asla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bad Guy
FanfictionTaehyung küçük bir oğlandı , hem bedeniyle hem de ruhuyla. Jeon Jungkook ise yalnızlık ve sevgisizlikten bıkmış kötü bir adam. -Mpreg- Başlama tarihi: 21.07.21 Bitiş tarihi: 05.02.23