Özel Bölüm 4

1.4K 110 15
                                    

Genç kız bahçe girişindeki korumalara selam verip içeriye girdi uyuşuk adımlarla. Anahtarıyla kapıyı açıp eve girdi ve çantasını rastgele bir kenara fırlattı. Ceketini de aynı şekilde çıkartarak çantasının üstüne attı ve kendini salondaki koltuğa bıraktı. Sekiz saat derslerinin üstüne bir de kursa kalmıştı ve oldukça bitkin hissediyordu. Başına ağrılar giriyor , aynı zamanda da öğle yemeği yemediği için karnı gurulduyordu.
Annesi , erkek kardeşinin okul toplantısında , kardeşi ise boks dersindeydi ve babası yurtdışında , iş gezisinde olduğundan zaten yaklaşık iki haftadır evde değildi ve dün yapmış oldukları telefon konuşmasıyla da birkaç gün daha gelemeyeceğini öğrenmişlerdi. Onu her ne kadar çok özlemiş olsa da bazen bir süreliğine böyle gitmesi Yojeong'u rahatlatıyordu. Çünkü  babasından sakladığı MinJi ile olan ilişkisini daha az gizli saklı geçiriyordu bu zamanlarda. Annesi , Jimin hyungu , Yoongi amcası , Jennie unniesi ve kardeşi Jaewoo hariç herkes MinJi ve Yojeong'un çok yakın arkadaş olduklarını sanıyordu. Sonuçta birlikte büyümüşlerdi , şimdi de aynı okula  gittiklerinden dolayı bu kadar yakın olmaları onların gözünde doğaldı. Ama sandıklarının aksine  arkadaş falan değillerdi.
MinJi'nin elinde olsa çoktan herkese söylemişti bile ama güzel sevgilisi babasına söylemek istemiyordu çünkü tepkisinden korkuyordu. Küçüklüğünden beri Jungkook amcası Yojeong'un kendisinden başka bir erkek arkadaşı olmasını hiç istememişti. Fakat bunu Yojeong'a söyleyipte onu üzmek istemediği için hep MinJi'yi fişekliyordu , hatta Jaewoo da belirli bir yaşa geldikten sonra onu da kışkırtmaya başlamıştı , bu yüzden MinJi'de Yojeong'a karşı aynı Jungkook gibiydi. Oldukça kıskanç ve korumacı.
Yojeong bazen bu üç erkeğin baskısından çok bunalsa da onların gösterdiği sevginin benzerini kimseden görmüyordu. Tamam annesi onun için çok farklıydı tabi ki , ama o üçü... Kendini kesinlikle bir prenses gibi hissettiriyorlardı.

Düşüncelerini bir kenara bırakarak yanındaki telefonu aldı ve sevgilisini aradı. Çalar çalmaz anında açılan telefonla kaşlarını çattı.

"Ne o? Telefonun başına dikilip aramamı mı bekliyordun yoksa?" Alayla konuştu genç kız hattaki sevgilisine.

"Bu sefer hayır güzelim. Tam ben arayacaktım ki sen benden önce davrandın."

"Hmm peki. Nasıl oldun? Daha iyi misin?" Ciddiyetle sordu Yojeong. MinJi yaklaşık bir haftadır gripti ve dün gece hastalığı biraz ağırlaştığı için izin almış ve okula gelmemişti.

"Dinlenmem iyi oldu. Çok daha iyiyim. Hatta o kadar iyiyim ki şuan bahçede seni bekliyorum." Yojeong duyduklarıyla uzandığı koltuktan doğrulmuş ve ayağı kalkmıştı.

"Nasıl bahçedesin?! Bizim bahçede mi?!Burada mı?!" Peş peşe hızla sıraladığı sorulara karşılık aldığı gülme sesiyle kaşları tekrar çatıldı.

"Evet sizin bahçedeyim ve eğer biraz daha beni bekletirsen ağaç olacağım. Hemen gelip bana sarılman lazım çünkü tam bir  gündür sensiz kaldım!" Daha fazla beklemeden telefonun kapatıp koltuğa fırlattı ve koşar adımlarla evden çıktı. Tam karşısındaki sevgilisinin kucağına atladı. Bacaklarını beline , kollarını boynuna doladı ve yanaklarına öpücükler kondurmaya başladı.

"Seni çok özledim MinJi-ah! Sakın bir daha öyle hasta olup da beni yalnız bırakma tamam mı?!" MinJi , kucağındaki kızın mızmız tavırlarına güldü ve beyaz boyuna gömdü yüzünü. Dudaklarının altındaki tene öpücük kondururken , bir yandan da mis gibi olan kokuyu soluyor ve Yojeong'un kıkırdamalarını işitiyordu.

"Yiaaa yapma! Gıdıklanıyorum!" Nazlı nazlı gülüp kendini geri çekmeye çalışırken aniden duyduklarıyla  fingirdeşmeyi bırakıp aynı anda baktılar sesin geldiği yere.  

Ancak kendilerine hayal kırıklığı ile bakan Jungkook'u görmeyi beklemiyorlardı.

"Yojeong?"

•••

The Bad GuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin