Bütün talihsizlikleri atlattıkları , ilişkilerinde bir sürü güzel yol katettikleri üç aylık sürecin sonunda Taehyung'un sınav zamanı neredeyse gelip çatmıştı . Sadece birkaç aylık çalışma sürecinde bile çözdüğü denemelerde o kadar güzel başarılar elde ediyordu ki , Jungkook küçük bebeğiyle çok gurur duyuyordu. İyi üniversitelerde rahatlıkla istediği herhangi bir bölüme girebileceğini biliyor , stres yapmaması gerektiğini söylüyordu. Fakat Taehyung bunlara karşın o kadar çok heyecanlıydı ki yapamama korkusunu asla yenemiyordu.
Öyle ki bu korku son bir haftadır kendisini sağlık açısından da oldukça etkiliyordu. Mide bulantıları , baş dönmeleri , ara sıra kararan gözleri , iştahsızlığı , halsizliği hatta ve hatta her gece yeni bir kabustan ağlayarak uyanmaları bile onu tüketmiş vaziyetteydi. Elinden geldiğince bu hallerini sevgilisinden gizlemeye çalışsa da bir şeylerin ters gittiğinin farkında olduğunu biliyordu. Eskisinden daha sıkıydı çünkü. Şirkette olduğu zamanlarda saat başı arar , evde olduğunda ise asla yanlız kalamazdı çünkü Jungkook sürekli dibindeydi. Elbet bütün bunlardan şikayetçi değildi fakat sürekli 'iyi' numarası yapmaktan çok yorulmuştu. Hıçkıra hıçkıra ağlayıp içini dökmeye ihtiyacı vardı. İşte şimdi de bunu yapmanın tam sırasıydı. Akşam saatleri dokuzu gösterirken Jungkook önemli bir işi olduğunu söyleyip kendisini de korumalara emanet ederek çıkmıştı evden. Oturma odasında yanıbaşında dikilen SeokJin ile birlikte televizyon izliyorlardı. Aklına gelen bahaneyle uzandığı koltuktan doğrulup kumandayla televizyonun sesini kıstı."Hyung çok uykum geldi , uyusam sorun olur mu? Filme sonra devam edebiliriz. Hatta sen izleyebilirsi-"
"Hayır ben de sizinle geliyorum."
"Hyung lütfen sadece uyumaya gideceğim. Yanlış anlama ama sürekli yanımda olduğun için garip hissediyorum."
"Kusura bakmayın küçük Bey fakat patronun emri. Her an yanınızda olmam lazım."
"Hyung az önce benimle tuvalete geldin. Israr etmesem içeri dahi girecektin."
"Haşa! Asla öyle bir niyetim yok-"
"Yanlış anlama hyung , sadece ne kadar abarttığınıza dair örnek vermek istedim. Lütfen , uyumam lazım ve bunu tek başıma yapmak istiyorum."
"Kapınızın önünde durmak şartıyla kabul edebilirim." Taehyung pes etmişlikle nefes vererek el mecbur teklifi onayladı. Arkasından gelen korumayı umursamamaya çalışarak hızlı adımlarla odasına çıktı merdivenlerden. Ne kadar saygısızlık etmiş olacaksa da daha sonra telafi etmeyi aklına not edip odaya girerek SeokJin'in suratına kapıyı kapatıp kilitledi.
"Gerçekten özür dilerim hyung ama cidden yanlız kalmaya i-ihtiyacım var. İyi geceler." Kapının ardından isyan eden korumayı umursamayıp yavaştan akmaya başlayan göz yaşlarıyla balkona çıktı. Kendini yerdeki yumuşak minderlere attığında ise adeta hıçkırıklara boğuldu. Neden bu denli ağladığı konusunda bir fikri olmasa da sorgulamadı. Dakikalarca yıldızlara bakarak ağlamasının ardından uykuya daldığında odasındaki kapının kırılma sesine , hafif bedeninin minderlerden kaldırılıp yatağa taşınmasına , üstünün kalınca yorganlarla örtülmesine ve hatta dudaklarına kondurulan küçük öpücüklere dahi uyanamadı.
•••
"TANRI AŞKINA ONU NASIL O SOĞUKTA YALNIZ BAŞINA BIRAKABİLİRSİN KİM SEOKJİN! SANA ONUN HER DAİM YANINDA OLMASINI EMRETTİM VE SEN ONU YALNIZ BIRAKTIN ÖYLE Mİ!?"
"Bay Jeon , cidden çok özür dilerim fakat-"
"Sus! Sus , tek bir kelime dahi etme! Şuan çalışıyor olduğun operasyonu Hoseok'a teslim ediyorsun. Bir süre benim yanımda çalışman daha iyi."
"Bay Jeon lütfe-"
"Jungkook?" Çok zaman geçmese bile uykusundan yeni uyanmışlığının dağınıklığıyla birden yanlarına gelen Taehyung SeokJin'in itirazını tekrar kesmişti. Jungkook'un bütün dikkatinin ona vermesiyle zavallı SeokJin ağlamamak için kendini tutarak içinden sabır dileyip odayı terk etti.
"Güzel bebeğim , iyi misin?" Dedi Jungkook seri adımlarla uykulu çocuğa yaklaşıp küçük bedenini kollarına hapsederken.
"İyiyim Jungkookie."
"Beni çok endişelendirdin yavrum , hastalandın sandım."
"Sorun yok iyiyim. Sadece , sadece yoruldum galiba."
"Seni her seferinde uyarmıştım. Çok çalıştın , yıprattın kendini işte."
"Ama başarılı olmak istiyorum." Dudaklarını büzerek mızmızlanan Taehyung'a karşı yenilmişlikle iç çekti adam. Elinin altındaki kızarık yanakları okşayıp eğilerek dolgun dudaklara kendi ince dudaklarını bastırdı hafifçe. Sözünün dinlenmemesi onu her zaman sinirlendirirdi ve bu sefer onu sinirlendiren kişi minik sevgilisi olduğu içim sakinleşmek amacıyla öptü inatçı çocuğu.
"Sınavına sadece üç gün kaldı. Bu süreç içerisinde eline hikaye kitabı bile aldığını görmeyeceğim Taehyung. Aksi taktirde bütün kitaplarını o asla çıkmak istemediğin kütüphane ile birlikte yakarım , anlaştık mı?" Adamın sert ve dominant çıkan sesine karşı yutkunup kafa sallamak ile yetindi Taehyung. Eh zaten çok az bir zamanı kalmıştı ve üç gün ders çalışmazsa bir kaybı olmazdı herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bad Guy
FanfictionTaehyung küçük bir oğlandı , hem bedeniyle hem de ruhuyla. Jeon Jungkook ise yalnızlık ve sevgisizlikten bıkmış kötü bir adam. -Mpreg- Başlama tarihi: 21.07.21 Bitiş tarihi: 05.02.23