Medya: Cem Adrian - kül
İyi okumalar.
EYLÜL'DEN
"Test sonuçlarına göre Eylül Arslan ve Asaf Soylu arasında biyolojik yönden ilişki %99,99 ihtimalle bulunmaktadır."
Karşımdaki doktorun cümlesiyle buz kesmiştim. Tek bir cümle dünyamı başıma yıkmıştı.
"Ne?" Ağzımdan dökülen kelime ile herkesin gözü bana dönmüştü. Ama ben kimseyi umursamadan ifadesiz yüzüm ile doktor masasına doğru yürümeye başladım. Masanın önünde durduğumda test sonucunun yazdığı kağıdı elime aldım.
'Test sonuçlarına göre Eylül Arslan ve Asaf Soylu arasında biyolojik yönden ilişki %99,99 ihtimalle bulunmaktadır.'
'Test sonuçlarına göre Eylül Arslan ve Asaf Soylu arasında biyolojik yönden ilişki %99,99 ihtimalle bulunmaktadır.'
'Test sonuçlarına göre Eylül Arslan ve Asaf Soylu arasında biyolojik yönden ilişki %99,99 ihtimalle bulunmaktadır.'
Kağıtta yazanları inanmazca defalarca okudum. Orada kaç dakika elimde kağıtla durdum bilmiyorum. Kendime gelmemi sağlayan omuzumda hissettiğim dokunuş olmuştu.
Omuzumda ki elin sahibine baktığımda ablam olduğunu fark ettim.
Elimdeki kağıdı tekrar masanın üzerine bıraktım. "Böyle bir şey nasıl olur?! Böyle bir hatayı nasıl yapabilirler?! Her şeyi geçtim ölü bir bebekle yaşayan bir bebeği nasıl karıştırabilirler?!! Şaka mı bu?! Hemşireler nereye bakıyordu?!"
Doktora ithafen sert ve sinirli bir ses tonu ve ifadesiz yüzüm ile konuşmamla ortam daha da gerilmişti.
"Üzgünüm efendim hepsi tamamen hastanemizin hatası. Buna sebep olan hemşireye ve hastaneye dava açılacak zaten."
Sinirle nefes verdim. Sanki hastaneye, hemşireye dava açılınca herşey çözülecekti. Sanki bizim 18 yılımız geri gelecekti.
"Hastaneye yada o hemşireye dava açılması neyi değiştirecek?! Sayenizde mahvolmuş bizim 18 yılımıza ne olacak?! Herşey dava ile çözülecek mi?!"
Doktor bir şey demeyip sustu. Odadaki kişilere döndüğümde zaten bana baktıklarını gördüm.
"Şimdi ne olacak?"
"Sizin için de uygunsa yakındaki bir kafeye gidip konuşalım mı?" Asaf beyin ablam, Fırat abi ve bana ithafen sorduğu soruyla birbirimize baktık. Ablam bu bakışmaya daha fazla dayanamamış olacak ki "Tamam. Gidip konuşalım." diyerek Asaf beyi yanıtladı.
Bakışlarım Asaf beyin yanındaki kadına döndüğünde dolu gözlerle bana baktığını ve ağlamamak için kendisini sıktığını fark ettim.
Kimseyi umursamadan ifadesiz yüzüm ile hızlı adımlarla önce odadan sonra da hastaneden çıktım. Arabanın yanına geldiğimde çantamdan sigara paketini çıkardım. Paketten bir sigara alıp ucunu alevlendirdiğimde sigarayı dudaklarıma götürdüm. Derin bir nefes çekip dumanı havaya üfledim. Birkaç dakika sonra hastanenin kapısına baktığımda ablamın Fırat abimin ve onların buraya doğru geldiğini gördüm.
Yanıma geldiklerinde sigarayı yere atıp ayakkabımla söndürdüm. Birkaç dakika sonra Asaf beyin konuşmaya başlamasıyla ona döndüm.
"Biz önden gidelim siz bizi takip edin olur mu?" konuşmasıyla Fırat abim onu başıyla onaylamış ve arabaya binmiştik. Biz arabayla onları takip ederken kimse konuşmuyordu.
Şuan neler oluyordu hala tam olarak idrak edememiştim. Sabah biz kahvaltı yaparken ablamın telefonu çalmış ve hastaneden aradıklarını söylemişlerdi. Sonra benim doğduğum zaman başka bir bebekle karışmış olabilme ihtimalimden bahsetmişler ve hastaneye gelmemizi istemişlerdi. Bende garson olarak çalıştığım restoranın sahibi Mustafa abiyi arayıp bugün için izin istemiştim ve hastaneye gelmiştik. Hastaneye geldiğimizde bize durumu daha ayrıntılı bir şekilde anlatmışlardı. Doğduğum gün hastanede bakım hemşiresi tarafından 'yanlışlıkla' karıştırılmış olabilirmişim. Bunun için o aile ve benim aramda DNA testi yapılması gerekiyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
Teen FictionÖldü sanılan bir bebek... Hayatı bir intikam üzerine kurulmuş bir kız... Peki o kız yıllar sonra gerçeği öğrendiğinde neler olacak? *Argo ve küfür içerir* *İlk defa yazıyorum, hatalar olabilir.*