4. Bölüm

17K 685 138
                                    

Medya: Zeynep Casalini - duvar

Satır arası yorum ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

İyi okumalar.

EYLÜL'DEN

O günden sonra 1 hafta geçmişti.

Defne hanım ve Asaf bey ile yaptığım konuşmanın üzerinden 1 hafta geçmişti.

Ben ise bu hafta boyunca ablamlar ve Ayaz dışında neredeyse kimseyle konuşmamıştım. Her zamanki gibi sabah restorana gidiyor akşam iş çıkışı eve gelip yemek yiyor ve odama çekiliyordum. Sadece düşünüyordum. Bu hafta başka da bir şey yapmamıştım zaten.

Şöyle olmuştu ki 1 hafta önce yani Soylu ailesinin restorana gelmesinden 2 gün sonra Asaf bey ve Defne hanım restorana gelmişti ve gayet düzgün bir şekilde konuşmuştuk.

Flasback / 1 hafta önce

Müşteri olmadığı için yine bütün garson arkadaşlar ile oturuyorduk.

Ayaz'ın beni dürtmesi ile ona döndüm. Şaşkınca restoranın kapısına bakıyordu. Bende onun baktığı yöne çevirdim bakışlarımı.

Yok artık ya. Ne yapmaya çalışıyordu bunlar? Daha 2 gün önce ailecek yemeğe gelmişlerdi. Şimdi amaçları neydi?

Şöyle ki şuan tam karşımda Defne Soylu ve Asaf Soylu restorana giriyorlardı.

Sinirle yerimden kalkıp hızla yanlarına ilerledim. Yanlarına geldiğimde Asaf bey tam konuşacakken ben ondan önce davranıp sinirle konuşmaya başladım.

"Ya gerçekten ne yapmaya çalışıyorsunuz?! Daha 2 gün önce ailenizle birlikte gelip burada konuşmaya çalıştınız. İstemiyorum işte ya neden hala gelip duruyorsunuz?! Neden beni zorluyorsunuz?! Hani bana zaman verecektiniz?! Biraz olsun bekleyemiyor musunuz?! Artık kendinizi düşünmeyi bırakıp biraz da beni düşünebilir misiniz ya?!"

Benim sinirle konuşmam üzerine Defne hanım başını eğmişti. Asaf bey boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Kızım biz sadece konuşmak için geldik. Gerçekten başka bir şey yok. Sadece çok kısa konuşup gideceğiz. Senin işin yoksa sadece 10 dakika konuşabilir miyiz?"

Konuşmak istemiyordum. Ama konuşmazsam da gidecek gibi durmuyorlardı. O yüzden bir an önce konuşup gitmeleri için başımla onayladım Asaf beyi.

Boş bir masaya geçtiğimizde Asaf bey tekrar boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Kızım biz özür dileriz. Gerçekten çok özür dileriz. Amacımız seni üzmek falan değildi. Sadece sana yakın olmak istemiştik. Ama yanlış yaptığımızı fark edemedik."

Bu sefer Defne hanım derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Bundan sonra sen ne istersen öyle olacak. Seni asla zorlamayacağız. Hemen bizimle yaşamayı kabul etmeyeceğini de biliyoruz. İlk gün öyle diyerek çok yanlış yaptık farkındayız. Biz seninle yakın olmak tanışmak istiyoruz Eylül. Senin üzüleceğin hiçbir şeyi yapmayacağız. Biz ilk günden beri böyle düşünürken seni en çok üzenin biz olduğumuzu anlayamadık kızım. Gerçekten özür dileriz."

Defne hanım konuşmasını bitirdiğinde derin bir nefes alıp başını yukarı kaldırdı. Gözleri dolmuştu. Ağlamamak için yapıyordu.

"Sana hemen karar ver demiyoruz. Düşün öyle kararını ver. Hatta ben numaramı vereyim sana istersen."

Asaf bey konuştuktan sonra ikisi de susup bana umutla bakmaya başladılar.

Bilmiyordum. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Onlar bana umutla bakarken ne demem gerekiyordu şuan? Acaba kabul edip düşünse miydim? Ne kaybederdim ki?

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin