Medya: Ateş ve Eylül temsili
Satır arası yorum ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
İyi okumalar.
EYLÜL'DEN
Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı. Başımı kaldırıp göğsünde yattığım babama baktım. Huzurla uyuyordu. Saçım başım dağılmıştı. Saçlarımı çözüp ellerimle düzelttikten sonra klasik bir ev topuzu yaptım. Saate bakmak için komodindeki telefonuma uzandım. Saat sekize geliyordu birazdan bizi yemeğe çağırmak için uyandırmaya gelirlerdi. Telefonumu komodine yeniden bıraktım.
Hareketlenmemle hissettiğim ıslaklık bana hiç iyi şeylerin olmadığını söylüyordu. Yeniden komodine uzanıp abajuru açtım. Üstümdeki pikeyi de kaldırıp pijamama baktım. "Of yine mi yaa!"
Babamın hareketlendiğini hissettim. İsyan eden sesim bir tık yüksek ve ağlamaklı çıkmış olabilirdi. Ama asla babamı uyandıracak kadar yüksek değildi. Babam doğrulup bana baktı. Anında pikeyi yeniden üstüme çektim beni bu durumda ikinci kez görmesini istemezdim. Çok şükür ki bu seferki sabahki kadar kötü değildi. Ama yatak çarşafıma bulaşan kanın da miktarını azımsamamalıydım.
"Kızım, ne oldu? İyi misin?" Uyku mahmuru sesiyle konuşurken bir yandan da beni izliyordu.
"Günaydın baba." Dedim gülümseyerek. "İyiyim, bir sorun yok."
"Emin misin?"
"Eminim." Hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. "Hadi kalkalım artık, birazdan yemeğe çağırırlar bizi."
Sonunda uyku halinden çıkmış olacak ki babam da kocaman gülümsedi. Alnımdan öpüp geri çekildi. "İyi bakalım, gidelim o zaman."
"Sen önden git baba. Ben üzerimi değiştirip geleceğim." Çekinerek söylediğim sözlerden sonra kaşlarını kaldırdı.
"Üzerin zaten iyi bebeğim. Pijamayla gel ne olacak."
"Yok ben değiştireyim yine de. Kendimi pek rahat hissetmiyorum bunlarla." Babam ellerime baktı. Ben de anlık bakış attığımda fark etmeden pikeyi sıktığımı fark ettim ve bıraktım.
Babam anlamış gibi bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Tamam babacığım. Çıkayım ben."
Ardından dağılmış saçlarını elleriyle biraz düzeltip yataktan kalktı. Yeniden alnımdan öpüp arkasını dönüp çıktı odamdan. Ben de hemen arkasından beklemeden kalkıp dolaptan yeni bir pijama takımı ve iç çamaşır alarak odamdaki banyoya gittim. Banyodan bulduğum pedi de alarak işimi hallettim. Bu kez de dolabımın en üst rafında görmüş olduğum nevresimlerden bir tanesini alarak yatağımın çarşaflarını değiştirdim ve kirli çarşafları kirliye attım. Sonunda işim bittiğinde aşağı indim.
Salonda kimse yoktu. Yemek odasına gittim. Herkes oturmuş beni bekliyordu. Bu biraz utanmama sebep oldu. "Afiyet olsun." Diyerek bana ayırdıkları yere oturdum. Annem ve Rüzgar abimin ortasındaydım.
"Afiyet olsun." Babamın sözüyle yemeğe başlarken solumda oturan Rüzgar abim hafifçe kulağıma eğildi.
"Nasıl, iyi uyudun mu?"
Bu sorusuna şaşırmıştım. Çünkü tanıştığımızdan beri diyaloğumuz o kadar azdı ki. Sanırım o da artık bir adım atmaya karar vermişti.
"Evet, uyudum." Masanın ortasındaki sürahiye uzanırken gülümsüyordum.
"Ya çok güzel bir film buldum bugün. Yemekten sonra izlesek mi, hep birlikte?" Dedi Yiğit.
"Olur izleyelim. İşiniz yok dimi?" Ediz herkeste gözlerini gezdirdi.
"Yok oğlum. İzleriz ailecek." Babam gülümseyerek bakıyordu hepimize. Bu ailece yapacağımız ilk aktiviteydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
Teen FictionÖldü sanılan bir bebek... Hayatı bir intikam üzerine kurulmuş bir kız... Peki o kız yıllar sonra gerçeği öğrendiğinde neler olacak? *Argo ve küfür içerir* *İlk defa yazıyorum, hatalar olabilir.*