Medya: Şebnem Ferah - Sil baştan
Satır arası yorum ve oy vermeyi unutmayın.
İyi okumalar.
EYLÜLDEN
Uyandığımda Ayaz'ın göğsünden kalkıp komodindeki telefonuma uzandım. Saat daha çok erkendi. Hatta güneş bile daha yeni doğuyordu.
Ben kendi Ayaz'ı uyandırmadan kendi kendime telefonumla ilgilenirken birden belimden sarılan kollarla irkildim. Kafamı çevirdiğimde Ayaz uyuyordu. Ve uyurken bana sarılmıştı. Bunun üstünde çok durmayarak telefonuma yöneldim tekrardan.
Bu sefer belimdeki kollar beni daha fazla sarmalayıp kendine biraz daha çekti. Uyanıktı, numara yapıyordu.
Ben hala aynı şekilde telefona bakarken bu kez de kafasını boynuma gömüp çaktırmadan kokumu içine çekti. Birkaç saniye sonra dudaklarını boynumda hissetmem ile kalbim tekledi. Telefonu kapatıp yastığın yanına koydum.
Ayaz'ın dudaklarını tekrar boynumda hissettim. Ama bu sefer hiçte çaktırmamak gibi bir derdi yoktu. Boynumu birkaç kez öptükten sonra başını kaldırıp yüzüme doğru eğildi.
"Günaydın sevgilim." Gülümseyerek dedikleri benim de yüzümde bir gülümsemeye sebep oldu.
"Günaydın."
Ayaz kendi telefonunu alıp saate baktı. "Güzelim saat daha çok erken. Bu saatte niye kalktın ki?"
"Uyuyamadım." Anlayışla gülümsedi. "Salona geçelim mi o zaman? Biraz televizyon izleriz sonra zaten iş saati geliyor. Kahvaltı yapar çıkarız." Dediklerini onayladım.
Beraber yataktan kalkıp salona gittik. Ben kumandayı alıp L koltuğa oturup bacaklarımı uzatırken kanallara bakıyordum. Kanalları gezerken karşıma çıkan rastgele bir dizide durdum.
Ayaz da yanıma gelip bacağıma yatarken televizyonu izliyordu. Sağ elim Ayaz'ın saçlarına giderken yavaşça okşamaya başladım. Usul usul saçlarını okşarken elimi tutup avuç içimi öptü.
Biz bir saat kadar öyle televizyon izledikten sonra kahvaltı yapıp restorana gittik. Ve şansımıza sıçayım ki Melek abla da buradaydı.
"Ooo aşıklar da gelmiş."
"Ya Melek abla."
"Ne ya be. Ya falan deme bana. Ben size ne demiştim? Sana o laflarını yediririm dedim dimi?"
"Dedin abla dedin. Tamam laflarımı geri alıyorum. Oldu mu?"
"Olmadı." dedi gözlerini devirirken. Sonra aklına ne geldiyse heyecanla konuşmaya başladı. "Ayrıca Instagram'a attığın o son fotoğraf neydi ya öyle? Kucak kucağa öpüşmeler falan." dedi muzipçe sırıtarak.
Bu kez ben göz devirdim. "Aynen aynen ondan."
Ayaz'la birlikte personel odasına giderken sırıtıyordu. "Sende sırıtıp durma ya. Sinirimi bozuyorsun."
"Bozulsun ne olacak?" Göz devirdim.
"Hadi Ayaz hadi. İşimiz var."
. . .
Sonunda mesai bitmişti bütün gün Melek ablanın bizimle uğraşması laf atması ile geçmişti. Ve eve gelmiştim. Ayaz da evine gitmişti. Kaç gündür birlikte olunca bir boşluğa düşmedim değil ama.
"Hello ben geldim."
"Kız neredesin sen 3 gündür?"
"Sevgilimin yanındaydım enişteciğim." dedim muzip bir şekilde sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
Teen FictionÖldü sanılan bir bebek... Hayatı bir intikam üzerine kurulmuş bir kız... Peki o kız yıllar sonra gerçeği öğrendiğinde neler olacak? *Argo ve küfür içerir* *İlk defa yazıyorum, hatalar olabilir.*