23. Bölüm

3.2K 195 83
                                    

Medya: Mabel Matiz - Ahu

Satır arası yorum ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

İyi okumalar.

EYLÜL'DEN

Ablam doğum yapalı on gün oluyordu. Ayaz da ablamın artık kendine geldiğini kendisinin dikkat edebileceğini ve zaten yanında Fırat abimin de olduğunu söyleyerek artık ona da vakit ayırmam gerektiği konusunda ısrar edip duruyordu.

Aslında haklıydı, uzun zamandır ikimizde birbirimize hiç vakit ayıramamıştık. Bu yüzden ben de birkaç gün onunla kalıp vakit geçirmeye karat vermiştim.

Şu an onun evine gidiyordum ama onun haberi yoktu. 15 dakikalık bir yolculuğun sonunda Ayaz'ın oturduğu apartmanın önüne gelmiştim. Motorumu park edip apartmana girdim. Hızlıca Ayaz'ın katına çıktıktan sonra sessizce bendeki anahtarla içeri girdim. Ayakkabılarımı çıkarıp gelen seslerle salona doğru ilerledim. Ayaz büyük L koltukta televizyon izlerken uyuya kalmıştı. Altında bir şort vardı, üstü ise çıplaktı. Üstünde ince bir battaniye vardı ama o da neredeyse yere düşecek gibi duruyordu. Ayaz'ın odasına gidip daha kalın bir battaniye alarak tekrar salona geldim.

Yere düşen battaniyeyi alıp diğeriyle üstünü örttüm. Etraf dağınıktı biraz. Onları topladım ve Ayaz'ın yanına kıvrıldım.

Uyandığımda Ayaz yanımda yoktu koltukta tek yatıyordum. Salondaki bütün ışıklar kapalıydı ama mutfaktan ışık geliyordu.

Kalkıp oturuşumu düzelttim. Dağılan saçlarımdan tokamı çıkarıp tekrar topladım ve kalkıp mutfağa gittim.

Ayaz arkası dönük bir şeyler yapıyordu. Gidip arkasından sarıldım. Geldiğimi önceden hissetmiş gibi hiç tepki vermeden elindeki bıçağı bırakıp ellerini yıkadı ve usulca arkasını dönüp bana sarıldı.

"Bebeğim geleceğinden haberim yoktu. Ben uyurken gelmişsin zaten. Haber verseydin keşke." Dedi yanağımı öperken.

"Sürpriz yapmak istedim ama uyuyormuşsun sen de. Bende yanına kıvrıldım."

"İyi yapmışsın, neyse hadi gel yemek hazırladım. Açsındır."

İkimiz hiçbir şey demeden beni belimden tutarak masaya oturtmuş masaya tabakları koymaya başlamıştı. İlerleyen birkaç saatte yemek yemiş ve sohbet etmiştik. Saat şu an gece yarısını geçmişti ve Ayaz'la ikimiz boş boş televizyon izliyorduk. Sıkıntıyla iç çekip Ayaz'a döndüm. "Üff çok sıkıldım."

"Ben de." Aklıma gelen şeyle sırıtarak konuştum.

"Kokoreç yemeye mi gitsek lan. Canım istedi gece gece." Dediğimle gözleri parladı. 

"Hadi kalk gidelim."

Üstümüzü değiştirme zahmetinde bulunmadan pijamalarımızla sadece ceket alarak evden çıktık. Ayazın motoruna binerek her zaman gittiğimiz yere gittik.

Sipariş verip köşede bir masaya oturduk. Biz siparişlerimizi beklerken etrafta birkaç masa daha dolmuştu.

Kokoreçlerimizi bitirmek üzereyken üzerimde hissettiğim bakışlarla başımı kaldırıp etrafta göz gezdirdim. Yan masamızdaki 3 kişi bize bakıyordu.  Hallerinden hafif sarhoş oldukları belli oluyordu.

Onlara fazla bakmayıp önüme döndüm. Birkaç dakika sonra Ayaz da onları fark etmiş olacak ki onlara bakıp duruyordu. Bakışlarındaki gerginliği hissettiğim için kalkmak için Ayaz'a döndüm. O da beni anlamış gibi "Hadi kalkalım artık, iyice geç oldu." Dedi.

İkimiz de kalkarken masadaki çocuklardan biri "İstersen seni biz bırakalım güzellik. Sen yorulma." Dedi. Ayaz anında onlara dönerken resmen gözlerinden ateş çıkıyordu.

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin