4. Bölüm

1.3K 104 27
                                    

Hyunjin afallayarak birkaç adım geri attı, gözleri yanındaki güvenliğe gitti. Hızlı adımlarla güvenlik odasından dışarı attı kendini, ofisine doğru ilerledi. Kapıyı açıp deri koltuğa kendisini bıraktı. Sıkıntıyla arkaya yaslanarak elleriyle saçını geriye taradı. Masanın üstünden telefonunu alıp Felix'i aradı.

Felix bitkin bir şekilde yatakta uzanırken göğsündeki telefonun çalmasıyla irkilmişti. Kısık gözlerle ekrana baktı ve numarayı yanıtlayarak telefonu kulağına götürdü. Tanıdık ses karşısında şoka uğramıştı.

''Müsait misin?''

''Neden sordun?''

''Önemli bir konu hakkında konuşmamız gerek, buluşabilir miyiz?''

''Sanırım Chan'ın evini biliyorsun, aşağı inerim birazdan gelip alırsın.''

Hyunjin onaylar bir ses çıkarıp telefonu kapattı. Ofisinden çıkıp otoparka doğru ilerledi, otoparka girip arabasına bindi. Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdı sonra birkaç kere gittiği tanıdık eve doğru yola koyuldu. Hyunjin tanıdık evin önüne geldiğinde arabayı evin önünde durdurdu. Felix alışık olduğu arabayı görünce ilerleyip ön koltuğa oturdu. Hyunjin Felix'e dönerek konuştu.

''Aç mısın tüm gün bir şey yemedin?''

''Hwang Hyunjin ile mi görüşüyorum?''

Hyunjin aklındaki kafeye doğru arabayı sürerken duydukları karşısında hafifçe tebessüm etmişti, Felix Hyunjin'i ilk defa tebessüm ederken gördüğü için anın şokuyla kafasını cama vurmuştu. Hyunjin fark edip bıyık altı gülümsedi.

Hyunjin arabayı kafenin önüne park edip, Felix ile birlikte kafeye geçti. Cam kenarında bir masaya oturduklarında garson ikiliyi fark edip yanlarına yaklaştı. Garson ikiliye siparişlerini sordu. Hyunjin garsona bakarak cevap verdi.

''Ben bir americano alayım, sen de...?''

''Çilekli pasta'' diye devam etti Felix.
Garson siparişi onaylayıp ikilinin yanından ayrıldı, Hyunjin Felix'in suratını incelerken Felix boğazını temizleyerek konuya girdi.

''Ee niye buluştuk?''

''Bugün olanlar için özür dilemek istedim.''

''Hani inanmıyordun bize?''

Garson siparişleri getirip masaya koyduğunda Felix garsona gülümseyip teşekkür etti. Hyunjin önündeki americanosundan bir yudum alırken iştahla pastasını yiyen çilliyi izliyordu.

''Daha önce barımda bu tarz bir olay olmadığı için afallamış olmalıyım.''

''Affederim ama bir şartla...''

''Nedir şartın?''

''Her gün 2 adet viski sour isterim ücretsiz.''

Bunu duyan Hyunjin ufak bir kahkaha patlattı. Felix ona bakarak konuştu.

''Pasta çok güzel olmuş ellerine sağlık Hyunjin.''

Hyunjin gülümseyerek Felix'e baktı ve konuştu.

''İstersen bir tane daha alabilirim''

''Geç oldu.''

''O zaman sen arabaya geç ben ödeyip geliyorum.'' dedi Hyunjin, Felix ayağa kalkıp ceketini giydi ve arabaya doğru ilerleyip ön koltuğa oturdu. Hyunjin hesabı ödeyip 1 dilim çilekli pastayı paket olarak aldı. Hyunjin kafeden çıkıp elindeki poşetle arabaya doğru ilerledi ve arabaya bindi. Hyunjin elindeki poşeti Felix'e uzatıp konuştu.

''Evde yersin diye bir dilim daha aldım.''

''Hwang Hyunjin ile mi görüşüyorum cidden?''

''Buyrun benim'' diyerek güldü Hyunjin. Felix bu görüntü karşısında gözleri parlayarak Hyunjin'e gülümsedi. Hyunjin de aynı gülümsemeyi Felix'e sundu.

Bleu Lune - HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin