Hyunjin ve Felix evin kapısına doğru ilerledi, Hyunjin ceketinden evin anahtarını bulup çıkardı. Karanlıkta anahtar deliğini bulmaya çalışıyordu. Felix Hyunjin'e yaklaşıp parmaklarının ucunda durdu ve sıcak nefesini Hyunjin'in boynuna üfledi. Hyunjin bir anlığına gözlerini kapadı daha sonra boğazını temizledi. Felix kıkırdayıp dudaklarını Hyunjin'in boynuna sürttü. Hyunjin anahtar deliğini buldu ve anahtarı yerleştirdiği gibi Felix'e dönüp konuştu.
''Ateşle oynuyorsun Yongbok.''
''Ateşle oynamayı her zaman sevmişimdir.'' dedi Felix Hyunjin'in gözlerine bakarak.
Hyunjin kapıyı açtı ve içeri girdiği gibi Felix'i içeri çekip kapıyı kapattı. Felix kapı ile Hyunjin arasında kaldığı için sırtını kapıya yasladı. Hyunjin kafasını yana eğip çillinin suratına yaklaştı, dudaklarına bakarak konuştu.
"Nefes kesicisin, aklım gidiyor."
Felix gülümsedi ve kollarını Hyunjin'in boynuna doladı. Hyunjin Felix'i kalçalarından kavrayarak kucağına aldı ve duvara yasladı. Felix Hyunjin'in dudaklarına doğru boğuk bir inleme bahşetti. Hyunjin daha fazla kendisini tutmadı, dudaklarını Felix'in dudaklarıyla buluşturdu.
Felix öpüşmeleri daha da derinleşirken Hyunjin'in ensesindeki saçları çekiştirdi. Hyunjin bu hareketle birkaç saniyeliğine geri çekildi, dudaklarını yaladıktan sonra tekrar Felix'in alt dudağını kavradı. Öpüşmelerine dilleri de dahil olduğunda Felix kedi gibi mırıltılar çıkardı. Hyunjin Felix'in çıkardığı her sese tekrar tekrar hayran kalıyordu.
Felix nefes almak için geri çekildiğinde Hyunjin çillinin kalçalarındaki ellerini sıkılaştırdı ve odasına doğru ilerledi. Felix bu sırada Hyunjin'in boynuna minik öpücükler kondurdu. Hyunjin odaya girdiğinde Felix Hyunjin'in kulağına doğru sıcak nefesini verdi ve boynunu yaladı.
Hyunjin boynunda hissettiği dil darbesi ile inledi, Felix'i yatağa fırlatırcasına bıraktı. Ceketini ve gömleğini çıkarıp bir kenara attı. Felix Hyunjin'i izlerken alt dudağını ısırdığını fark etmedi, Hyunjin Felix'e yaklaşıp tişörtünü çıkardı. Felix odanın bir kenarına fırlatılan tişörtüne bakarken Hyunjin Felix'in çenesinden tutup suratını kendine çevirdi. İkili birbirlerinin gözlerinde kayboldu birkaç saniyeliğine, Felix elini Hyunjin'in ensesine götürüp kendine çekti. Hyunjin bir elini Felix'in bacağına koyup okşamaya başladı. Dudakları tekrardan Felix tarafından ayrıldı. Felix nefesini düzene sokarken konuştu.
"Hyunjin... bu... bu daha ne kadar böyle gidebilir ki, artık konuşmamız lazım aramızdakileri."
Hyunjin kaşlarını hafifçe çatıp Felix'e baktı.
"Aramızdaki şey gayet açık sanıyordum Felix."
Felix derin bir nefes alıp Hyunjin'in ensesindeki elini yanağına yöneltti, Hyunjin'in yanağını okşarken devam etti.
"Bunu artık ilerletmeliyiz demek istedim, 2 haftadır ne yapıyoruz biz."
"Felix, seninleyken aklımı kaybediyorum resmen."
Felix daha fazla dayanamayıp iki eliyle Hyunjin'in yanaklarını kavradı ve dudaklarını Hyunjin'in dudaklarıyla birleştirdi. Hyunjin ilk ufak bir tebessüm ettikten sonra karşılık verdi Felix'in dudaklarına. Hyunjin elini Felix'in pantolonunun düğmesine doğru ilerletti, pantolonu açtığında Felix dudaklarını ayırmadan pantolonu sıyırdı ve bir kenara attı. Hyunjin geri çekilip kemerini çıkardı, Felix Hyunjin'in elinden kemeri alıp Hyunjin'in ensesinden geçirdi, kemerin iki ucundan Hyunjin'i kendine çekti ve yatağa yatırdı. Felix anında Hyunjin'in kucağına yerleştikten sonra kemeri arkaya doğru attı. Hyunjin Felix'e gülümseyerek baktıktan sonra konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bleu Lune - Hyunlix
FanficGece kulübü sahibi olan Hyunjin ve onun kulübünde grubuyla çıkan Felix'in hikayesi.