Felix sabah uyandığı gibi telefonunu eline alıp Jisung'u aradı, telefon üçüncü çalışında açıldı ve uykulu bir ses geldi karşı taraftan.
"Alo? Noluyo? Saat kaç ya Felix?" dedi Jisung söylenerek.
"Ben bir şeyleri batırdım gibi konuşup kritik yapmamız lazım acil uyan." dedi Felix yataktan çıkarken saati kontrol etti. "Ayrıca saat dokuz'a geliyo." diye ekledi.
"Offf benim bugün bar'a geçişim akşam altı ben öğlen gidicektim, neyse nerede buluşuyoruz?" dedi Jisung, arkasından gelen sesler yataktan kalktığını belli ederken.
"Jeongin'e yazayım öyle, taksiyle geliriz alırız seni birlikte geçeriz?" dedi Felix.
"Tamam ben hazırlanayım o zaman, görüşürüz." dedi Jisung ve telefonu kapadı.
Felix telefonu kenara bırakıp önce soğuk bir duş aldı, duştan çıktıktan sonra üzerine bir şeyler geçirip aşağı inmeden önce Jeongin'e acil gelmesi gerektiğini söyleyen bir mesaj çekti, aşağı indiğinde Chan mutfakta bir şeyler yiyordu, karşısına oturup bir bardak su aldı Felix kendisine.
"Günaydın Felix, solgun duruyosun hasta mısın?" diye sorgu yüzünü incelerken Felix'in Chan.
"Hayır sadece, biraz moralim bozuk, hallederim Hyung." dedi gülümseyerek Felix.
"Sahte bi gülümsemeydi ama anlatmak istemiyosan anlarım." dedikten sonra gülümsedi Chan.
"Hyunjin'i kırdım dün akşam, nasıl düzeltirim bilmiyorum, biraz ani ve sert tepki verdim ona karşı." dedi Felix burukça.
"Ne konuda peki? Kavga mı ettiniz?" diye sordu Chan meyve suyunu içerken.
"Hayır kavga etmedik, sadece baba kırıldı ve sessizce eve döndük. Birlikte yaşamak istediğini söyledi ben de biraz sert tepki verdim, olmaz dedim, ev arkadaşım var öyle kolay çıkamam filan dedim bilmiyorum panikledim yani..." Felix derin bir nefes aldı.
"Anladım, peki istiyo musun birlikte yaşamak?" diye sordu Chan.
"Hyung, sen varsın öyle yani olur mu ki? sana ayıp etmiş olurum ben."
"Felix saçmalama, sen Hyunjin ile yaşamak ister miydin? düşün bunu." gülümsedi Chan.
"Yani, istiyorum aslında, neden istemeyeyim ki zaten onunla evinde kaldığım her gün daha iyi hissediyorum daha güzel başlıyorum güne hep, eğleniyorum, gülüyorum, mutluyum onunla."
Felix'in anlatırken gülümsemesini izledi Chan, başını salladı önce.
"O zaman git söyle, hallet bu durumu ve eşyalarını toplayalım taşın yanına." dedi Chan sonrasında da Felix'in burnuna sevimli bir şekilde dokundu.
Kapı çaldığında Chan kalkıp kapıyı açtı, Jeongin içeri geçip Chan'a selam verdikten sonra mutfağa yürüdü.
"Felix çıkalım mı noldu?" diye sordu direkt.
"Olur evet, Jisung'u alalım önce taksi dışarda mı?" diye sordu Felix.
"Arabayla geldim ben, gidip alalım hadi, Hyung sen geliyo musun?" diye sordu Jeongin Chan'a bakarak.
"Yok benim işlerim var siz gidin selam söyleyin görüşürüz." dedi Chan odasına çıkmadan önce.
Felix ve Jeongin arabaya geçtiğinde Felix Şoför koltuğunda oturan Seungmin'e bakıp Jeongin'e döndü.
"Arabayla dediğinde Seungmin'in arabasıyla dediğini düşünmemiştim." diyerek güldü.
"Öğlene kadar vakti varmış gelmek istedi hayır diyemedim, sorun olur mu ki?" dedi arkasına bakarak Jeongin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bleu Lune - Hyunlix
FanfictionGece kulübü sahibi olan Hyunjin ve onun kulübünde grubuyla çıkan Felix'in hikayesi.