Felix yerinde biraz kıpırdandıktan sonra gözlerini hafifçe araladı, gözleri önce belindeki kola kaydı. Felix gülümseyerek Hyunjin'in kolunu belinden kaldırdı, uyandırmamaya özen gösterdi. Hyunjin uykulu mırıltılar çıkarıp uykusuna devam etti.
Felix yataktan kalkıp odaya bakındı yerdeki ceketini görünce içinden telefonunu alıp kontrol etti, şarjının bittiğini fark edince sessizce küfür mırıldandı. Dün gece bardan Hyunjinle çıktığından beri Chan'a ve diğerlerine haber vermemişti, Chan'ın ne kadar delirdiğini düşündü.
Hyunjin kolunu yana atıp boşluğu hissedince kaşlarını çattı ve gözlerini araladı, odada gezdirdi bakışlarını. Odada bir şeyler arayan Felix'i fark edince gülümsedi ve konuştu.
"Günaydın, bir şey mi arıyorsun?"
Felix irkilip Hyunjin'e döndü.
"Günaydın, şey şarj aleti baktım ama bulamadım benimki yanımda değil..." cümlesini bitirir bitirmez yatağa oturdu ve Hyunjin'e uzanıp yanağını öptü.
Hyunjin yanağında hissettiği dudaklara gülümsedi, yerinde doğrulup sırtını yatak başlığına dayadı sonra da yanda duran telefonuna uzandı. Felix Hyunjin'in yanına yaslandı.
Hyunjin telefonunu açtığında gördüğü bildirimlere şaşırdı, Chan 15 kere aramış ve mesajlar bırakmıştı, Minho 7 kere aramış, Seungmin 3 kere aramıştı. Hyunjin Chan'ın mesajlarına bakmak yerine direkt aradı. Telefon ikinci çalışında açıldı.
"Hyunjin neredesin? Felix nerede biliyor musun? Dün geceden beri eve gelmedi ulaşamıyorum sahneden indiğinden beri kafayı yiyeceğim nerede bu çocuk!" Chan hızlı hızlı sıraladı kelimeleri.
"Chan sakin olur musun? Beni dinle bir saniye bir şey diye-" Hyunjin'in cümlesi Chan ile yarıda kesildi.
"Kapat ben senin evine geliyordum zaten 5 dakikaya oradayım." dedi ve kapattı Chan.
Hyunjin yüzüne kapanan telefona baktıktan sonra kenara koyup Felix'e döndü.
"Chan geliyor."
Felix gözlerini büyütüp Hyunjin'e baktı.
"Hyunjin ne bu rahatlığın dünden beri bana ulaşamayan barut gibi Chan buraya geliyor ve beni görecek?!" Felix panikle sesini yükseltti.
Hyunjin Felix'in panik haline güldü, ayağa kalkıp odanın kapısını açtığı an içeri Kkami koştu. Kkami Hyunjin'in etrafında bir tur döndükten sonra yataktaki Felix'i fark etti ve ona doğru koşarak yatağa atladı. Hyunjin Kkami'nin hareketlerini izledi.
Kkami önce Felix'in ellerini kokladı sonra kucağına çıkıp yerleşti, Felix kıkırdadı ve Kkami'nin karnını okşamaya başladı.
"Meşhur Kkami sensin sanırım, ben de Felix..." dudaklarını büzdü çilli devam etmeden önce, "Çok tatlısın Kkami."
Hyunjin ikiliye doğru bir adım atıp şaşkınca baktı.
"Felix, Kkami ilk defa gördüğü kişilere asla yaklaşmaz normalde."
"Bana hayır diyebileni görmedim." dedi Felix.
Hyunjin Kkami'ye uzattı elini ve kucağına çekti, Kkami anında sıyrılıp tekrar Felix'in kucağına atladı. Felix Hyunjin'e bakıp kahkaha attı. Hyunjin şaşkın şaşkın Kkami'ye ve Felix'e bakıyordu.
"Kkami, babanı sattın az önce resmen..." Felix'e çevirdi bakışlarını, "Evladımı çaldın benden." dedi.
Felix Hyunjin'in dudaklarına uzanıp bir öpücük kondurdu, geri çekilip konuştu.
"Ne güzel ikiniz de hayransınız bana işte."
Çalan kapı ile Hyunjin yataktan kalktı ve Kkami ile oynayan Felix'e son bir kere bakıp içeri geçti. Kapıyı açtığı an Chan içeri daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bleu Lune - Hyunlix
FanfictionGece kulübü sahibi olan Hyunjin ve onun kulübünde grubuyla çıkan Felix'in hikayesi.