Çocuklar tüm gün gezdikten sonra akşam babaannenin yanına geri döndüler. Hyunjin kendini koltuğa bırakıp Felix'i de yanına çekti ve kolunu omzuna attı, Felix başını Hyunjin'in omzuna dayadı. Seungmin yapması gereken telefon görüşmeleri olduğunu söyleyip tek başına Jisung'un odasına geçti. Jeongin de kendini koltuğa atıp başını Felix'in kucağına yasladı. Chan ve Changbin birlikte marketten alınan malzemeleri mutfağa taşıyordu. Babaanne çocukların yanına gelip Jisung'a seslendi.
''Jisung yanıma gelsene bir şey konuşayım senle.''
Jisung onaylayarak hızlıca babaannesinin odasına geçti, babaannenin karşısına oturup bekledi. Babaanne birkaç dakika sonra lafa girdi.
''Biliyorum Minho'nun üzerine çok gidiyorum, ama sen benim biricik torunumsun paylaşamıyorum seni o kedi kılıklıyla, şeytan tüyü var onda zaten belli.''
Jisung güldü konuşmadan önce.
''Biliyorum babaanne, hem Minho da cidden saygını kazanmak için elinden geleni deniyor, normalde böyle değil o. Ne yapayım bir kedi kılıklıyı sevdim...'' dedi Jisung gülerken.
Babaanne ayağa kalktı ve Jisung'a sarıldı, yanaklarını sıkarken konuştu.
''Hadi yemeği hazırlayalım.''
''Yok babaanne otur sen, Chan ve Minho hazırlayacakmış bugün.'' dedi Jisung ve içeri geçti.
Chan sebzelerini doğrarken Minho etleri hazırlayıp marine etti, Minho etleri pişirirken pişen eti sıcakken sürekli ilk babaanneye verdi, diğer çocuklar buna güldü. Hep birlikte yemek yediler, yemekten sonra babaanne yorulduğunu söyleyip odasına geçti. diğerleri de bahçeye dağıldı. Jisung masadaki kirli tabak ve bardakları taşıyan önlüklü sevgilisine bakıp kahkaha atmaya başladı.
''Balım babaannemin önlüğü sana çok yakıştı, ne olur asla çıkarma.'' dedi Jisung.
Minho tiksinirmiş gibi baktı ve sağa sola sallayıp cevap verdi.
''Eve dönelim o zaman görüşürüz seninle, ya Hyunjin yardım etsene geldiğinden beri sadece yatıyosun Felix'e yapışmış şekilde.'' dedi Minho.
Hyunjin Felix'e daha çok sokulup Minho'ya baktı.
''Ben görevimi yerine getirip hafta sonunda buraya geldim, elimi sürmem.'' dedi Hyunjin.
Seungmin telefonu çalınca kalkıp bahçe kapısının oraya gitti rahat konuşmak için, Jeongin arkasından bir süre telefonla konuşmasını izledi. Changbin Jeongin'i dürttü.
''Az baktın ya izle daha izle güzel manzara heralde.'' dedi Changbin.
Chan Jeongin'in yanına oturup saçlarını karıştırdı konuşmadan önce.
''Neymiş güzel olan o manzara?'' dedi Chan merakla.
Jeongin Changbin'in omzuna vurduktan sonra Chan'a döndü.
''Yok bir şey hyung gözüm dalmış Changbin ona diyor.'' dedi.
Chan Jeongin'i kendine çekip anladığına dair mırıldandı, Changbin ikisine tiksinerek baktı ve kalkıp Jisung'un yanına geçti. Jisung ile telefonundan oyun oynamaya başladı.
Minho tüm bulaşıkları taşıdıktan sonra bu sefer bulaşıkları da kendisi yıkadı, yıkarken söylendi.
''Jisung'un babaannesine yaranmaya çalışmasam gösterirdim size bulaşıkları ama...''
Changbin mutfağa girip su alırken Minho'ya baktı.
''Sen iyice babaannenin kölesi oldun.'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bleu Lune - Hyunlix
FanfictionGece kulübü sahibi olan Hyunjin ve onun kulübünde grubuyla çıkan Felix'in hikayesi.