Bölüm 42 - Ayışığındaki parıltı

26 1 0
                                    

M12904 ve seçkin rütbeliler saman balyalarının olduğu tarafa atladıktan sonra çıkarlar ve Borgia Kulesinden sağ salim kurtulurlar. İndiklerinde garip bir fuar alanına indiklerini farkederek;

M12904: "Burası neresi amına koyayım!"

Tümgeneral Guren Nakano: *Sevinir* "Burayı biliyorum, Samsatlar kasabasındaki fuar bölgesine inmişiz de haberimiz yok!"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *Yüzü kızarır* "Burası yakışıklımı öpmeye çalıştığım yerlerden biri... P-Pardon onlarla basketbol falan oynamıştım orada."

Tümgeneral Guren Nakano: "*içinden* At yalanını sikeyim inananı! *dışından* Heyecanlanmanıza gerek yoktu, artık Mahmut kardeşimiz de yabancı birisi değil biliyorsunuz"

Albay Norito Katsuhito: *Dalga geçercesine* "Utanmayın sayın Tümgeneralim ile yarbayım nasıl olsa *M12904'e işaret ederek* bu çocukla samimiyiz değil mi ha?"

M12904: *öfkelenir ve Norita'ya yumruk atar* "Çocuk muş... Sen kendine bak!"

Albay Norito Katsuhito: *öfkeli ayıyı yatıştırmaya çalışır* "Sana da şaka yapılmaya gelmiyor, bi sakinleş *korkarak güler*"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *M12904'ün omuzuna dokunarak* "Sakin ol Mahmut, bu kadar aşırı tepkiye gerek yok."

*Müzik Sesi gelir*

M12904: "Bu ses te ne?!"

Albay Mito Kitamura: *2.nolu bahçeyi gösterek* "Ağaçlık taraftaki bahçede konser var sanırım"

Tümgeneral Shinya Nishimori: "Hemen gidelim, ne olduğunu merak ettim şimdiden"

Herkes konserin olduğu bahçeye koşarlar ve ulaştıktan sonra şaşkınlıkla aşırı kalabalık ve canlı bir konserle karşılaşırlar;

Teğmen Shigure Katsuragi: *Şaşırır* "Aman tanrım, ne kadar da güzel ve büyüleyici"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: "Evet, gerçekten bu ortam sanatsever'i baştan çıkarır"

Tümgeneral Guren Nakano: "Bende beklemezdim böyle kalabalığı kızlar"

M12904: *Soğukkanlı bir tavırla* "Bunlar bana illüzyon gibi geliyor millet, haksız mıyım?"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *M12904'e sorar* "Nereden anladın bunların illüzyon olduğunu?"

M12904: "Ben, Tati ile İssei, Nova-Yoseon kasabasındayken Eski-Ashkeneh bölgesine giderken coşkulu kalabağın olduğu stadyumdaydık ve sizin gibi bende oradaki insanları gerçek sandım. Aynı çöldeki Vaha-serabı gibi."

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *Birşeyler hatırlar ve M12904'e anlatır* "Hatırladım... Senin söylediklerinin aynısını öğrencin Tati ile emrimizdeki askerimiz Ai Hatsue'ye söylemişti. Tabi Tadasu Arakawa'nın timine birşeyleri anlatmak zor oluyor"

M12904: *Merakından* "Neden?"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *Gülümser* "Sen gelmeden 3-4 ay önce eğitimimizde bizim takım onlara baya şaka yapmıştı, artık kolay kolay kül yutturamayız 20-21 yaşındaki çakal gençlere"

M12904: "Vay be yaşları benle hemen hemen aynı, sen canını sıkma Yarbay Sayuri, *kamerasını gösterir* kanıtlar var bende sıkıntı çıkmaz."

Tümgeneral Guren Nakano: *M12904'e bakarak* "Eh, bunu duymak güzeldi Mahmut! *Gözü kanlı bir şarkıcı onları kovalar* Tabanları yağlayın millet!"

Herkes koşar ve gözü kanlı bir sarkıcı sesiyle seçkin rütbelileri korkutunca M12904 fırsatını bulduğu an tabancısıyla onu vurur ve tekrar koşarlar.

Ana caddeye çıkınca parıltılarla dolu canlı bir manzarada bulurlar kendilerini;

Tümgeneral Shinya Nishimori: "Bu parıltı beni baştan çıkarıyor, neredeyiz?"

Tümgeneral Guren Nakano: "*içinden* Siktiğimin ruh hastası! *dışından* Ana caddedeyiz Shinya! Başka nerede olabiliriz?"

M12904: *iç çeker* "Uhhh! Gözü kanlı manyaktan kurtulalım derken kaybolduk işe bak. *karşısındaki iki kişiyi görür* B-bekle! Bunlar da kim?!"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: "Bir beladan kurtulalım derken, başka bir belaya bulaşmıyoruz değil mi ha, çocuklar?"

*İki kişi el ele tutuşarak, onlara koşarak yaklaşır*

M12904: "Kahretsin, geliyorlar... Bir dakika ya, onların tavrı düşmanca değil."

Tümgeneral Guren Nakano: "Ne farkeder, koşun!"

Herkes el ele tutuşan iki kişiden kaçarken bir taraftan başka bir soylu vampir onları kovalıyordu.

Uzun bir kaçıştan sonra soylu vampirle göz göze gelir;

M12904: "Sen kimsin lan!"

Sergio Borgia: "Ben, patlatılan kulenin asil prensiyim!"

M12904: "Eeğğ?"

Sergio: "Sağ kolumu öldürüp, "Demir Perde" kristalini çaldınız!"

M12904: *Alaycı tavırla* "Yapmam gereken de oydu, Tapınakçı! Vampire güvenirsen arkasını toplamak zorunda kalırsın Sergio!"

Sergio: "O elmayı elde edemeyeceksin suikastçı! O elma bize Üstad Fnyx tarafından emanet edildi!"

Tümgeneral Shinya Nishimori: *Kızgın bir ifadeyle* "Ne için size emanet etti o vampir müsveddesi?!"

Sergio: "Senin büyük üvey ağabeyin Kenji'den ve Arcaealı suikastçı Üstad Süper Mahmut isimli bir psikopat katilden korumak için tabi ki!"

M12904: "*içinden* Sıçtık! Şimdi o gümüş kafalı dalyarağın abisi de rakibim oldu aman ne güzel!"

Tümgeneral Shinya Nishimori: "Elinden geleni ardına koyma Sergio! Ağabeyim Kenji ta ebesinin nikahına kadar uzaklıkta senin varlığından haberi bile yoktur!"

M12904: *araya katılırak* "Ama o suikastçı tahmin edemediğin yerde. Belki iki sokak ötede, belki de çatıda!"

Sergio: *Şaşırır ve yukarıya bakar* "Ne diyorsun lan sen aşağılık herif!"

M12904: *Sergio'nun kalbine saplar* "Belki de tam karşında duruyor! Bilemezsin ne olacağını."

Ve Sergio şu sözlerini söyleyerek hayatını gözlerine yumar;
"Her şeyden öyle sıkıldım ki... Ölmek bile zevk vermiyor!"

Sergio öldükten sonra el ele tutuşan genç ve mutlu çift onların yanına gelir.

Standia - Siber Askerin Karanlık Zihni (Geçiçi Olarak Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin