Bölüm 103 - Ateşli Deli

19 0 0
                                    

M12904 eğlencesinden sonra herkes Kuzey Tanboran'a doğru giderek malikane'de eğlenmek için giderler.

Oraya ulaştıkları vakit, herkes içeriye girer fakat en son M12904'e gelince içeriye almazlar ve;

Suzue: *gülümser* "Shinya abi seni almamamı istedi, cezalıymışsın Psikopat abi. Al bu da adresi."

M12904: *iç çeker* "Kahretsin, biliyordum. Ben onlara bir ifade vereyim, dönerim sonra. Görüşürüz."

Yola koyulur ve ceza çekeceği yere, Guren'in malikanesine gider. Kapıyı tıklatmadan aniden açılır, fakat şaşırmaz;

M12904: *içinden* "Sizin ben götünüzü sikeyim."

İçeriye girer ve sadece salonun ışığı yandığını görür. Salona girdiğinde sadece Sekien koltuğunda uzandığını görünce;

M12904: *sakin sesle* "Selam Sekien hocam, nasılsınız?"

Sekien: *gülümser* "İyidir evladım. Seni oğlum mu çağırdı?"

M12904: *sakin sesle* "Evet."

Sekien: *gülümser ve kapıyı işaret ederek* "İkinci kapıya git delikanlı, arkadaşlarıyla beraber eğleniyorlardı. Onlarla iyi geçin, onlar için değerli bir arkadaşsın."

M12904 kapıya yaklaşıp tam tıklatacağı anda, yine kapı aniden açılır;

M12904: *içinden* "Yine başlıyoruz amına koyayım!"

İçeriye girer ve bir kaç adımını attıktan sonra kapı hızlıca kapanır ve otomatikten kilitlenir. Buna da şaşırmayan M12904, belli etmese de yavaş yavaş sinirleniyordu.

Bir kaç atmaya kalmaz, sadece sandalyede oturan kişinin Guren olduğunu farkeder. Guren ise olmamış kadar sakin, mutlu fakat yüzünde ifadesi bile yoktu.

M12904 her türlü sakinliğini koruyordu, lakin telefonundan gelen ses ile aklı kıçına kaçar.

M12904: *sinirle* "Birde telefon sesi eksikti."

Tümgeneral Guren Nakano: *sakin sesle, gülümser* "Gelmişsin hayırsız Psikopat. Hoşgeldin, nasılsın bakayım?"

M12904: *şaşırır* "Bu nasıl bir soru böyle? Beni azarlayıp, kavga etmen gerekmiyor muydu?"

Tümgeneral Guren Nakano: *sakin sesle, gülümser* "Azarlamak mı? Hayır, dünkü bana karşı çıkarken gösterdiğin cesareti ve kararlılığını çok beğendim. Kusura bakma o gerçeği bilmeme rağmen öfkelenip sana saldırdım, özür dilerim."

M12904: *sakin sesle* "Sorun yok, takım arasında olan şeyler, hiç üzme kendini. Şaka bir yana cezalıyım, ancak tebrik ediliyorum. Çok saçma."

Tümgeneral Guren Nakano: *sakin sesle* "Farkına varmışsın, iyi ki de bana karşı çıktın. Çıkmasaydın, Kara şuan tüm Clarines'i cehenneme çevirmişti. O yüzden yalandan cezalısın, sadece bizle takılmanı istiyoruz."

M12904: *sakin sesle* "Kızmayacaksan iki tane soru soracağım. Bir, o dünki söylediğim gerçeği önceden nasıl öğrendiniz? İki, baban kendi kendini hastanelik etmeyi nasıl başardı?"

Tümgeneral Guren Nakano: *sakin sesle, gülümser* "Birinci sorunun cevabı şu, sen beşinci tapınakçının gücünü emip, mutasyon komasındayken. Minako ablan, bize ikinizin Asuka ve Kaen ile ilgili olan eski kasedi verip, izledik ve gerçekten korkunçtu. İkinci sorununki ise, babamın abazanlığı tutup, sevdiği kadın olan rahmetli anneciğimle olan hatıraları aklına geldi ve yataktaki hatıralara azıp, o malum şeyi yaptı. Altıncı postadan sonra bir akciğeri yırttı, iyi ki Tadasu oradaydı ve ambulans çağırdı."

M12904: *ağızı açık kalarak* "Birinci cevapta içim rahatladı da, ikincisinde dona kaldım."

Tümgeneral Guren Nakano: *sakin sesle* "Aynı boku yiyen Daigo pezevengi de artık kısır. *Gülümser* Herneyse, ışığı açayım da ortam aydınlansın."

Işığı açtığı anda diğer beş kişiyi görür ve şaşırmayarak;

M12904: *iç çeker* "Şaşırmadım."

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Artık barıştığımıza göre, gel bi kahve içelim sonra gençlerin yanına gideriz."

Kahvelerini içtikten sonra gençlerin arasına katılır. İçeriye girdikleri vakit, karşısına Ichioka çıkar ve meraktan;

Ichioka: "Nerede kaldınız ya? Sizi bekliyorlar..."

M12904: *sakin sesle* "Beni azarlayacakları anda, gaza gelip üçlü prizi sikmeyi denedik..."

Bu espiri karşısında diğerleri kıkır kıkır gülerken, Ichioka şaşırır ve anlam veremeden ağızı açık kalır. Sonrasında öğretmeni durumu toparlayınca;

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Aslında yedimiz kahve içmiştik ve çok oyalanmıştık."

Ichioka: *rahatlamışcasına* "Bir an, gerçekten prizlere hallendiniz diye çok korkmuştum."

M12904: *sakin sesle* "Ichi, bu amına koyduğumun vampirleri nerede ya?"

Ichioka: *sakin sesle* "Amına koyduğumun vampirleri ileride sağda."

M12904: "Sağol..."

İçeriye girdiği vakit hiç kimsenin olmadığını farkeder ve içinden sinirlenir. Sonrasında derinden bir nefes alarak, üst kata çıkar ve sesin yoğun olduğu kapıya tıklatarak geldiklerini haberlerini vermeye çalışır.

Gürültü olduğu olduğu için hiç bir şey duyamaz ve direk kapıyı açarak girer.

Gördükleri anda neden gürültü olduğunu anlamıştı, iki vampir Kızıl Kurt ile güreştiğini görünce merakla;

M12904: *sakin sesle* "Vay be, benimle uğraşmak kesmedi, kardeşime de mi bulaşıyorsunuz?"

Fatih: *sakin sesle* "Canımız sıkıldı Mahmut. Benle dövüşsene..."

Kızıl Kurt: *sakin sesle* "Hocam, hiç bulaşma ona. Seni tekrar doğduğuna pişman edebilir."

Ferid: *gülümser* "Ben Mahmut ile dövüşürüm, bana sal sırayı."

İssei: *sakin sesle* "Seni fena sikecek, kaşınma bence."

Krul: *sakin sesle* "Valla annem ile babam olmadan, yani Kelebek Perisi ve Buz Beyi olmadan ona kafa tutmak, aşk otelinde yedi tane siyahi tarafından düdüklenmeye benziyor."

Ruka: *sakin sesle* "Yani bizde mi düdüklenmiş oluyoruz?"

Sasaki: *gülümser* "Hemen hemen."

Kızıl Kurt: *kalkar ve kenara çekilerek* "Hepinize geçmiş olsun, Mahmut sizi dümdüz edecek."

Kisharin: *gülümser* "Bende Mahmut ile dövüşeceğim!"

Ayano: *gülümser* "İntihara kalkışıyor salak!"

Dövüş başlar ve Kisharin, Ferid, Krul, Buz Beyi ve Kelebek Perisi, M12904'e karşı dövüşürler, kapışma ilerlerken;

Bokkai: *şaşırır* "Beş vampiri zorlanmadan dövmesi ne kadar da garip."

Tadasu: *sakin sesle* "Bu, onun için çocuk oyuncağı. Sen daha Minazawa'daki kapışmayı görecektin."

Minako: *gülümser* "Eli de ne ağır. İşler boka sarmadan durdurulalım mı?"

Isayama: *gülümser* "Haklısın hayatım. Ben hallediyorum, *M12904'e seslenerek* Mahmut durabilirsin artık."

M12904 durduğu anda dövüş biter ve vampirler nefes nefese neye uğradıklarını şaşırırlar. Sonrasında M12904'e yorgun düşer ve uyuyakalır.

Standia - Siber Askerin Karanlık Zihni (Geçiçi Olarak Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin