Bölüm 79 - Rahatla ve bu sese kulak ver

23 0 0
                                    

M12904 bastonuyla saraydan çıktıktan sonra karşısına bir araba gelir ve kapı aniden açılır. M12904 şaşkınlığını korurken, kraliyet muhafızlarından Shiira Noa kendisine;

Shiira: "Arabaya bin dostum, onlar seni özlemiştir."

M12904: "Belli oluyor dostum... Belli oluyor. Neyse Prens Zen ve arkadaşlarına selamlarımı ilet."

Arabaya binerek kapıyı kapatır ve yolculuk başlar.

Arabayı süren kişinin Albay Ike olduğunu öğrenen M12904 şaşırarak;

M12904: *şaşırır* "Albay Ike? Siz?"

Albay Ike Shuzo: *gülümser* "Farketmene sevindim Mahmut, Tümgeneralimiz sayın Nakano'nun malikanesine götürüyorum. *Şakaya vurarak* Birikmiş cezan vardı, hazır onlar seni özlemişken şoförleri ben olmamı istediler."

M12904: *gülümser* "Belli oluyor dostum... *Yağmur sesini duyar* Vay be yağmur sesini özlemişim. Onların öfkeciklerini bi alayım da rahatlatayım."

Albay Ike Shuzo: *gülümser* "Aslında kızdıkları tek nokta yasaklamalarına rağmen sürekli çatışmalara katılıyordun, pervasızdın ve keyfi olarak Arcaea'ya dönmüyorsun sanıyorlardı o kadar. Sana karşı kızgın değiller yani, sadece endişeliler."

M12904: "Tamam o zaman."

M12904 malikaneye ulaşarak arabadan iner ve Ike ile birlikte malikaneye girerler.

Malikanenin içi çok sakin ve bir o kadar da güzel detaylar M12904'ü şaşırtıyordu, salona yürüdüğü an herkes bir güler yüzle merhabalaştıktan sonra;

Teğmen Shigure Katsuragi: *gülümser* "Hoş geldin psikopat, seni tekrar görmek güzel. Uzun zamandır yoktun, üç günde gelmeni bekliyorduk üç haftadır yoktun."

M12904: *gülümser* "Hiç sorma Shi-onesan, her sey o kadar üst üste geldi ki... Kendimizi yine maceralarda bulduk. Ama maceralarda olmasaydım, hiç bir zaman Albay Ike'yi ve Komutan Daigo'yu göremeyebilirdiniz."

Tümgeneral Shinya Nishimori: *gülümser* "Sende haklısın, babama senin sayende kavuştum. Shunko abim de sevindi, Suzue'de öyle. Ama içimden bir ses babam aniden içinde kelebekler uçuşmuş gibi herkese karşı samimi ve kibardı... Aynı benim gibi."

Tümgeneral Guren Nakano: *gülümser* "Çünkü götüne tırtıl soktu Shinya... Dert ettiğin şeye bak, baban belki kaba davranmak istemiyor aynı kankam Shunko gibi. *M12904'e döner* En azından tek parça halindesin ve geçmiş olsun. Atıldığın binbir maceran buraya gelmeni engelledi, ama Mizu'nun yaptığı büyü ise gelmene sebep oldu. İşin güzel tarafı bugün sapasağlamsın, bacakların hariç. Yarbay Sayuri'nin odasına gitsen çok iyi olur, bizimle sonra konuşsan da olur. Götürmemi ister misin? *M12904 tam cevap verecekken* Yine de yardımcı olacağım, içimden geldi."

M12904 bahsedilen odaya gider ve kapıyı tıklattığı an, aniden açılır. Ortam kapkaranlıktı fakat Tümgeneral Nakano ışığı açar, bastonla ilerlediği zaman Yarbay Yoshizawa'nın balkonda öylece oturduğunu görünce M12904 tek başına oraya giderek onun halini merak ederek bakar.

Yarbay birazcık kızgındır fakat M12904'ü görünce kızgınlığı hemen gider ve ona bakarak;

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Merhaba sevgili çocuğum, uzun zaman sonra seni burada görmek güzel. Yanıma oturur musun? O yakışıklı da gelsin."

İkisi yarbayın yanına otururlar ve yağmur hızlanırken yanlarına bir bardak çay verilerek içerler.

Gökgürültüsü kopar fakat korkmadan izlerler ve konuşma başlar;

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Burada olmak çok güzel, herkes bir arada ve bu beni mutlu etti. *M12904'e döner* Geçmiş olsun evladım, en azından tek parça halinde buradasın."

M12904: *gülümser* "Sonunda geldim ya, en çok ona seviniyorum. Gerçekten çok zorlu bir maceraydı, artık rahat rahat uyuyabilirim."

Ve sonrasında;

Albay Mito Kitamura: *balkona girer* "Sayuri? Tarçın neredeyd... *M12904'ü görür ve gülümser* Naber ufaklık, sonunda gelebilmişsin. Kaçamazsın bu cezadan, altımız ve sen artık buradayız."

M12904: *gülümser* "Ah Tanrım, bir bu eksikti. Neyse ben uyumaya gideceğim, bu yorgunluk beni bir türlü salmıyor."

Albay Mito Kitamura: *gülümser* "Benim yanımda uyuyabilirsin. Yardım etmemi istermisin?"

Sonunda M12904 uyur ve gözlerini kapar kapamaz kendini mahallenin ortasındaki bahçede bularak rüyaya dalar;

M12904: *şaşırır fakat sakinliğini korur* "Geldik yine en garipsediğim an'a. Umarım Storia veya Asuka yine rahatsız etmezler burada. *Yürüdüğünü hissederek* Oh, çok şükür yüreyebiliyorum."

Parka doğru yürüdüğü zaman yağmur başlar ve kantine doğru sığınacağı zaman iki kişiyi görür;

M12904: *içinden* "Aman tanrım, Mito-ōnesan ile Nori-niisan da burada lan? Neler oluyor burada?! Ah tanrım keşke bir kese altın ya da Tyler Durden olmayı mı dileseydim?"

Albay Norito Katsuhito: *üzgün bir şekilde* "Sana aşığım Mito! Sana olan hislerimi susturamıyorum! Lütfen beni terketme!"

Albay Mito Kitamura: *ağlar ve bağırır* "KAYBOL AZGIN KEÇİ! SENİ İSTEMİYORUM!"

M12904: *içinden* "Umarım bundan daha kötüsüyle karşılaşmam..."

Sonrasında M12904'e yıldırım düşer düşmez bir odaya ışınlanır. Şaşkınlığı hâlâ belliyken;

M12904: *içinden şaşkıncana* "Tamam rüyalarımda bazen dal düryan, bazen sakat, bazen kör olurum anlarımda. İki kişinin aşk çekip, olanları izlerken çarpıldığımı ilk defa görüyorum. Şansımı sikeyim!"

Sonrasında kendini bir masada otururken bulur ve karşısında Yarbay Sayuri'yi bulur;

M12904: *şaşırır* "Ö-Öğretmenim? Sizin burada ne işiniz var? Daha doğrusu, neden ben buradayım?"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Bunu bilmen gerekiyordu... Burada birlikte meditasyon yapalım mı sevgili çocuğum?"

M12904: *aklına gelerek, sakincene* "Kahretsin... Doğru... Yoksa, yanımda mı uyuyorsun?"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Seninle ve Mito'nun yanında uyuyan tek kişi ben değilim. Yedimiz, tıpkı bir aile gibi..."

M12904: *dehşete düşer* "Hassiktir... Yedimiz aynı rüyayı mı görüyoruz?"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Hayır tabiki, sadece ikimiz aynı rüyayı görüyoruz. Ben dışarıdan, kahve içerek olanları izliyorum. Sen ise doğrudan olanları yaşıyorsun. Kahve istermisin?"

M12904: *iç çeker* "İyi olur. Umarım Storia ile Asuka bizi izlemiyorlardır. Veya benim Outsiderlarım..."

Yarbay Sayuri Yoshizawa: "Onları boşver canım oğlum. İkimiz kahvemizi içip, meditasyonuzu yapalım. Rahatla ve bu sese kulak ver, yağmurun güzel sesine kulak ver."

M12904 yağmurun sesine kulak verdiği an uyanır ve etrafında yatan altı kişiyi görünce bir an şaşkınlıkla;

M12904: *şaşırır ve sakin bir sesle* "Vay be, gerçekten altı kişi yanımda uyuyor. Öğrencilerimden daha çok vakit geçirir oldum onlarla. Bozmayayım huzurlarını."

Tekrardan gözlerini kapattığı an yine aynı yerdedir;

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser* "Geri dönmüşsün! Çok güzel!"

Fakat tekrar uyanır ve bu sefer sabahtır (ama gökyüzü hâlen gecedir) ve herkes kahvaltı yapar.

Sonrasında Albay Ike gelir ve saraydaki eski odasına gider.

Standia - Siber Askerin Karanlık Zihni (Geçiçi Olarak Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin