Bölüm 73 - Bir ayağı çukurda, bir eli kapanda

25 0 0
                                    

M12904, Harmony of Light takımıyla beraber Dalagaç kentine ayak basarak keşfe çıkacaklardır. Ayak bastıktan sonra kızların inadı yüzünden alışveriş merkezine doğru giderek giriş kapısına varırlar.

Dalagaç'ın Alışveriş merkezi ise iki katlı geniş bir yerdi ve iniş-çıkışlar asansör ve mütevazı bir bina merdiveniyle sağlanıyordu, kitap reyonu kütüphane gibi, gıda reyonu ise mütevazı bir yerde sergileniyordu.

M12904, sonraki maceralar için erzak, kıyafet, alet-edavat ve diğer ikmal malzemeleri alırken, canı sıkılmasın diye bir kaç kitap alırken;

M12904: "Mizu? Ben kitap olarak, "Gizemli Radyo Günlükleri" mi alayım yoksa "80'ler sokağı" mı?"

Mizu: "Gizemli Radyo Günlükleri tam senlik aslında. O romanda, Askeneh şehirindeki radyo kulesinde mahsur kalan iki gencin radyo yayını yaparken, aynı zamanda kulede ve şehirde hayatta kalırken maceralara atılıyorlar."

Kaze: "80'ler sokağı da güzel, Erşah Paralı denilen adam ile ekibinin filmler yaparken başlarına çok komik ve saçma olaylar geçiyordu."

M12904: "80'ler sokağında, Hansburgen isimli bir adam varmı?"

Hikari: *gülümser* "Evet, o kitapta Hansburgen aslında sahte bir ad ve o adam, Kaygun'u kandırarak bütün gizemli arşivleri çok ucuz fiyattan satın almıştı."

M12904: *şaşırır* "Bir dakika ya... Kaygun'u dolandıran ve Hansburgen adını kullanan benim amına koyayım."

Kurai: *şaşırır* "Hakkatten bu kitabı incelerken, seni anlattığı kısımda; "Sol gözü yaralı, 1.72 boylarında, sert mizaçlı, sol elinde dövmesi olan, sürekli ceket ve fes ile dolaşan, sağ yanağında metal bir plaka olan, konuşurken zorlanan ve aşırı güçlü bir Siborg" olduğu yazıyordu. Demek ki bu sensin, gerçekten o gizemli arşivler sende mi?"

M12904: "Evet bende, ama bunun için uygun bir yere gitmemiz lazım. Alışverişimiz bittiyse gidelim. İki kitabı da alıyorum, bakalım ne maceralar bizi bekleyecek?"

Alışverişlerini tamamladıktan sonra marketten ayrılırlar ve kaldırımlardan ilerleyerek başka bir mahalleye girerler.

Mahalleye girdiklerinde uzun bir bit pazarı tezgahı, gökyüzünde bir kuzey ışıkları, uzak dağlarda arka arkaya ışıkları yanan kocaman lüks daireler vardı. Bu manzara karşısında herkesi şok etmişti.

İlerledikleri zaman bir eve girerler ve zemin katta birisiyle karşılaştığı zaman M12904 çok sevinerek;

M12904: "Albay Shuzo? Sizin burada ne işiniz var?"

Albay Ike Shuzo: *şaşırır ve sevinir* "Psikopat? Bu senmisin? Seni gördüğüme çok sevindim!"

M12904: "Sen biraz harap olmuşsun gibi? İstersen bizimle gel, Arcaea'ya gidiyoruz fakat daha da maceralara atılacağız."

Albay Ike Shuzo: "Size katılırım Psikopat, şüphen olmasın. Buraya gelirsek, Saygıdeğer Tümgeneralimiz Kenji'nin "Project Acocylpse"i yüzünden bende ordudan kaçmak zorunda kaldım. Burada durumum pek iyi açıcı sayılmaz, halen iki haftadır yiyecek araklayarak yaşıyorum."

M12904: *ona yiyecek vererek* "Dostum, seni darda bırakmayacağım."

Kaen: "Aslında Erşah'tan çaldığı o kaseti oynatmak için gizli bir yere gelmiştik"

Albay Ike Shuzo: "Benimde öğrenmem gerekebilir."

Herkes bir yere toplanır ve kasedi, kaset oynatıcısına yerleştireceği sırada Japonca olarak "Bu kasedin, Mahmut'un izlememesini tavsiye ederim!" yazar. Bu duruma bakılırken;

Standia - Siber Askerin Karanlık Zihni (Geçiçi Olarak Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin