Bölüm 68 - Dikime'den kaçış

91 57 67
                                    

Bir varmış bir yokm... Şaka yaptım :)

M12904 arka pencereden atlayarak kaçmayı başarır. Duvardan atlamayı da başarır ve uzaklaşacağı zaman öğretmenleri onu görür.

Yaklaşırlar ve sorarlar;

Ahmet Hoca: *gülümser* "Ne oldu dostum? Sanki önceki yaşadığın kıyametten kaçıyorsun gibi."

Ali Hoca: "Aynen dostum, Sinan öğretmeninle, Aysu öğretmenini bizden daha iyi tanıyorsun. O Krul denilen cadının aklına uyup seni katledip, bu güzelim yeri mahvedeceğini mi düşünüyorsun? *Jeton düşer* Tam olarak öyle oluyor değil mi?"

M12904: "Bence aklınız varsa kaçın, benim için endişelenmeyin." *Koşar*

Ahmet Hoca: *endişelenir* "HEY! SAKİNLEŞ DOSTUM, BELKİ DURDURABİLİRİZ. *Sonrasına nefes alarak* Bence bizde kaçmalıyız..."

M12904 koşarak kaçmayı başarır ve uzaklaştığı zaman açık büfeye benzer yiyecek tezgahları dikkatini çekerek;

M12904: *derin nefes alır* "Allaha şükür uzaklaştık. Hazır uzaklaşmışken birazcık tıkınıp, yiyecek stoklasam iyi olacak. Yolumuz baya uzun... Bir an önce Arcaea'ya varmam gerek."

Yemeğini yedikten sonra hızlıca koştuktan sonra tesadüfen karşılaştığı mutant kartal onu yakalar ve büyük, çok katlı bir alışveriş merkezine fırlatır.

Acıyı hissederek ayağa kalkar ve etrafında gezmeye başlar;

M12904: *acı çekerek* "Anasını avradını... Kartal acımadı, amele sümüğü gibi yapıştırdı beni! Neyse buna da şükür, çıkış yolu bulup Yuri kasabasına gitmem lazım!"

Biraz daha ilerledikten sonra terkedilmiş bir kitapçığa denk gelir ve içeriye girer. Şansına ilgisini çeken kitapları ve diğer kırtasiye ürünlerini çantasına alır;

M12904: *gülümser* "Mükemmel! Kafama talih kuşu kondu resmen! Bir sürü manga, oyun cd'si, konsollar, çantalar, eskiz defterleri, kalemler, romanlar ve güzel olan herşey! Özellikle romanları, cdleri ve mangaları pandora kutuma koymak daha akıllıca olucak! *Kutuya koyar*"

Tek-Gözlü Ölüm Meleği: *gülümser* "Gayet zekice bir karar, bir bakmışsın komadan uyandığın vakit onları okuyacak bir sürü zamanın olacak."

M12904: "Kesinlikle! Benim için cennet resmen, her yer bilgi, eğlence falan. *Telefonu çalar* Bir bakayım. İlginç Isoshi mi arıyor? *Açar* Alo Isoshi, bir sorun mu var?"

Isoshi: *telefonda* "Merhaba Psikopat abi, aslında bir sorun yok... Halini hatırını sormak için aradım abi."

M12904: *gülümser* "Kibarlığın için teşekkür ederim Isoshi, fakat sesin bir endişeli geliyor. Bir sıkıntı mı var?"

Isoshi: *telefonda gülümser* "Ben şimdi eveleyip gevelerim, Ahmet abime vereyim sana tertemiz anlatsın."

M12904: *içinden* "Hayırdır bir sorun mu var?"

Kızıl Kurt: *telefonda* "Alışveriş merkezinden de kaçsan iyi olacak. Çünkü Krul ve o iki öğretmen orada!"

M12904: "Ne? *onları görür* Kahretsin!"

Minako: *telefonda* "Sandığımızdan daha yakınmış. Kaç Mahmut, kaç!"

M12904: *Narasını atar* "KAÇMAK YOK! GERÇEK GÜCÜMÜ GÖRECEKSİNİZ ULAN!" *Telefonu kapatır*

Krul Balcescu: *gülümser* "Ah Mahmut. Kaçacağın veya teslim olacağın yerde üçümüze kafa tutman... *Kafasını sallar ve iki kere cıklar* Şaka gibi."

M12904: "Korkak gibi kaçacağıma, yiğit gibi ölürüm daha iyi!"

sonrasında Buz Beyi ona sert bir yumruk çakarak aşağıya roket gibi fırlatır. M12904 yediği yumruğun acısını çekerek sitemini eder;

M12904: *acıyı hissederek* "Yiğidi öldür ama hakkını yeme, baya iyi vurdu. Anlaşılan zor yollarlardan halledeceğiz!"

M12904 silahını çıkardığı an onlara ateş eder, fakat hiç bir etkisi olmaz.
Kılıç kılıca çarpışır fakat ne çelik kılıç, ne gümüş kılıç, ne de karbonfiber bıçağı onlara zarar verebilmiştir.

Tam güçlerini kullanacağı zaman yine Buz Beyi ona sert yumruk atar ve başka yerlere fırlatır;

Buz Beyi: *gülümser* "Milyonlarca soylu vampiri ayak altına alan bir çocuğun, benden dayak yemesi ne komik!"

Kelebek Perisi: *gülümser* "Onu öldürelim geç olmadan!"

M12904: *acı çekerek büyü yapar* "Bu iş artık kabak tadı vermeye başladı! Meum sentire ventum!"

Rüzgar büyüsü tabi işe yaramaz ve Buz Beyi onu çok uzağa yumruk atarak fırlatır.

Garip bir fabrika tesisine düşen M12904 sert bir düşüş yaşayarak canı yanar;

M12904: *öfkelenir* "Hay amına koyayım bunlar nasıl güçlendi?! Kesin Krul bütün varını yoğunu bu çiftlere yatırmıştır amına koyayım! *nefes alır verir* Onları yenmek için hala geç değil."

Ayağa kalkar kalkmaz tam kılıcını çekeceği zaman teras kattan bakarken gözleri olmayan tehlikeli mutant Fuchshunde'ları görünce hafiften tırsarak;

M12904: *tırsarak* "Accidenti! Buradan nasıl kurtulacağım lan ben! Bu işin boku çıktı artık!"

Tam şansına çıkacakken karşısında bir fuchshunde ona doğru kovalamaya başlar ve hızlıca koşarken, tesadüf eseri Krul ve iki kankasına toslar;

M12904: *gülümser* "Bu pire torbalarına uygun bir av buldum gibi!"

Fakat şansı yaver gitmez, hem soylu vampirler ile hem de fuchshunde çetesiyle karşı karşıya kalırken şansına bir takım yetişir.

Bu takımın adı da "Harmony of Light"dı. Altı kişilik güçlü bir savaşçı grubuydu ve Arcaea'nın kaşif gücüydü. Ortak düşmanları yüzünden ikisi de işbirliği yapmaya hevesliydi ve birbirilerini rakip olarak görmüyorlardı bile.

Kaen: "Yardıma geldik Mahmut!"

M12904: "Sizde kimsiniz?! Neler oluyor burada?!"

Kaze: "Birlikte şu düşmanları yenelim, ondan sonra Arcaea'ya giderken sohbet etme fırsatımız olacak. *Mizu'ya seslenir* Mizu, Mahmut'u koru!"

Mizu: "Anlaşıldı Kaze-chan!"

M12904: "Gerek yok ben hallederim! *Güçlerini kullanır* Shiro! Kanımı em ve manamı tazele! Yuichisunan! Kanımı em ve hız-manevra yeteneğimi arttır! Naotekura! Kanımı em ve beni geçici olarak öldürülemez yap! Umi! Kanımı em ve dövüş hasarımı yüzde 48 arttır!"

Hikari: *şaşırır* "Ne yaptığını sanıyorsun, sen yaralısın! Bu halde dövüşemezsin Mahmut!"

M12904: "Size "ben hallederim" dedim! *Vampirlere döner* Son duanızı edin pislikler!"

M12904 güçleriyle iki soylu vampiri alaşağı ederken kalan son vampiri yeneceği sırada;

Mizu: *onu durdurarak* "Mahmut dur artık! Yaralısın ve bu halde dövüşemezsin dediysek dövüşemezsin! Ben sana iyi bakarım merak etme."

M12904: "N-Ne?! İkisini de yendim. Sonuncusunu da yeneydim!"

Mizu: "Bize karşı çıkma! Seni ve o üç vampiri Arcaea'ya götürmek için görevlendirildik. Yanımda kal ve çatışmadan uzak dur! Son uyarımdır bu."

M12904 bu uyarıdan sonra Mizu'nun şefkatli kollarına bırakır ve dövüş bittiği zaman, takımla buradan uzaklaşarak başka şehirlere doğru giderler.

Hikayenin so.... Şaka yapıyoruz tabi, macera devam edecek :D

Standia - Siber Askerin Karanlık Zihni (Geçiçi Olarak Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin