Bölüm 55 - Kapkaranlık Sokaktaki Esrarengiz Bahçe

21 1 0
                                    

M12904 ve arkadaşları, Ay Şeytan Ordusu ile birlikte Alpadere şehrine giderler. O şehirin garip yerleşkesi, bir sürü üst geçit köprüsüyle ve boğucu atmosferiyle kasvetli bir şehir olan Alpadere'de yaşam neredeyse yok denilecek kadar azdır, ıssızlığı bile tehlikeli olduğu izlemini verecek cinstendir.

Dar sokaklarına girerken etraf sabahın ayazındayken aniden hava karanlığa boğulur. M12904 ve bazı insanlar hariç geri kalanı korku içinde yürürler;

İsoshi: *korkudan* "N-Nereye gidiyoruz?"

Nanao: *korkudan* "Terk edilmiş bir üniversite var, oraya gidiyoruz!"

Ai: *korkudan* "Orada ne yapacağız Allah aşkına?!"

Suzue: *korkudan* "Sanırım orada yaşayan bir grup insan var diyorlardı, onları kurtaracağız."

Tadasu: *sakincene* "Evet, onları kurtaracağız! Korkularınızı kendinize saklayın millet..."

Tümgeneral Guren Nakano: *soğukkanlı bir tavırla* "Çocuklar sakın cesaretinizi kaybetmeyin, daha varacak çok yer var!"

İssei: "Umarım öldürmezler bizi... Amaaan öldürmeye kalkışsalar zaten liderim onları alt eder ya!"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: "Neredeyse vardık, bu yolda pek cacık çıkmayacak gibime geliyor... *M12904'e döner* Sen konuda ne düşünüyorsun öğrencim?"

M12904: *gergin bir tavırla* "Etraf karanlık amına koyayım nasıl görüyorsunuz bu karanlıkta?!"

Yarbay Sayuri Yoshizawa: *gülümser ve elini uzatır* "Ben senin ikinci gözün olabilirim"

M12904: "Sorun yok, benim fenerim va..."

Minako: "Burada fener bir işe yaramaz Mahmut, izin verde elini tutsun."

M12904: "Minako, ben hislerimi güçlü bir şekilde kullanabiliyorum ve.... Kimi kandırıyorum ya ben! *elini uzatır* Al tut."

Uzun yoldan sonra tek bir ışığı yanan binanın çitine yaklaşırlar. M12904 ile Tati hislerini kullanarak etrafı kolaçan eder ve temiz olduğunu söyleyerek içeriye girmesini isterler.

Biraz daha ilerledikten sonra karşılarına soylu vampirlerden biri çıkagelir;

Wesker Rothschild: *gülümser* "Bak bak bak.... Ay Şeytan Ordusu ile Arcaealı Suikastçılar da buradaymış! Siz insanlar ölmeyi hak ediyorsunuz!"

Minako: "Oooo Wesker, ne oldu böyle seni rüzgar atan şey ne? Servetini mi koruyorsun burada?"

Wesker: *gülümser* "Sen dalganı geç Zen Wisker'ın yancısı! Esas sorunum liderinle olan sorunumdur Minako!"

Tümgeneral Guren Nakano: "Yolumuzdan çekilirsen sana zarar vermeyiz Wesker! Yoksa..."

Wesker: *gülümser* "Yoksa ne Gurencik?!"

M12904: *araya girerek ve tehdit edermişcesine* "Yoksa o beş arkadaşının akıbetini duymuş olmalısın, sen özlemişsindir onları!"

Wesker: *öfkelenir* "Kahretsin! Sen de mi buradaydın!? Neyse ne seni yok edeceğim!" *Saldırmaya kalkışır*

M12904: *tokadı yapıştırır* "Artık dengim değilsin Wesker! Ben senden daha güçlüyüm!"

*Wesker, M12904'ün altına portal açar ve M12904 aşağıya düşer*

Albay Mito Kitamura: *öfkelenir* "Ne yaptın ona şerefsiz?!"

Wesker: "Onu ışınladım, gideceğiniz yere! Benden daha güçlü bir rakiple uğraşmayı hiç sevmiyorum" *gülümser*

M12904, Wesker'ın yaptığı büyüyle gidilmek istenilen yerin yakınına iki sokak gerisine ışınlanır. M12904 düşme sonucu canı yanar fakat kalkar ve onları telsizle haber verir;

M12904: "Tati! İssei! Minako! Gümüş Kafa! Öğretmenim! Tümgeneralim! Duyuyor musunuz?!"

Tati: "Seni duyuyoruz Sensei, neredesin şuan?!"

M12904: "Boş bir arsanın önünde bir sokak lambası, boş seyyar dondurma tezgahının olduğu, *nefes alır verir* tenekelerle duvar örülmüş bir sokağın önündeyim Tati!"

Albay Norito Katsuhito: "Harika! Tam da gideceğimiz yerin yakınındasın! Demek ki Wesker kaş yapayım derken göz çıkardı. *Güler*"

M12904: *kızarak* "Kelime oyunu yapma, ne yapacağım lan ben şimdi?!"

Teğmen Shigure Katsuragi: "Etrafından dolaş, belki bir bahçe bulursun."

M12904: "İyi fikir, bir gelişme olursa size haber veririm."

M12904 mahallenin etrafında dolaşırken şansına bir başka yol bulur ve oraya ilerler.

İlerlediği an büyük bir lunapark girişini farkederek gizlice oraya girer ve bu yaptığı hareketin gereksiz olduğunu anlar, çünkü buralarda ıssızdı.

İlerlerken uzağında bir bahçe görür ve oraya gidebilmek için gözüne kestirdiği arabaya;

M12904: "Şuan üç kez şanslıyım, gideceğimiz yeri buldum, araba buldum ve birde araba sürmeme karışacak kimse de yok *sevinerek*"

Minako: *telsizle* "Seni duyduk! Bulduğun arabayı talan etmezsen iyi olur."

M12904: "Tamam sakin olun, siz yokken süreyim dedim işte fena mı ettim?"

Tümgeneral Guren Nakano: *telsizle* "İyi tamam, sadece bir kerecik sürmene izin vereceğiz. Ondan sonrasını süremezsin!"

M12904 arabayı biner ve bahçeye doğru sürer, kontrolünü kaybeder ve bahçenin duvarına çarpacağı anda kemeri keserek arabadan atlar;

M12904: *rahatlamış şekilde* "Ucuz atlattık!"

Tümgeneral Guren Nakano: *telsizle kızar* "Aferin, yoldaki başıboş arabanın amına koymuşsun tebrik ederim!"

M12904: "En azından bahçeye hızlı bir şekilde ulaştım! İçeriye dalıyorum!"

Tümgeneral Guren Nakano: *telsizle* "Gözünü seveyim sakın ölme orada..."

M12904: "Beni boşverin, ben içeriye girdim bile."

M12904 bahçeye girdiği an Japon mimarili bahçesiyle ve üniversite binasıyla onu hayran bırakmıştı.

Hislerini kullanarak önce sandığı buldu fakat bilerek açmadı sonra kapıyı bulup içeriye girdiği an kapkaranlık kasvetli ama Japon mimarisi ile göz kamaştıran atmosferiyle karşı karşıya kalarak etrafı gezdi.

Standia - Siber Askerin Karanlık Zihni (Geçiçi Olarak Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin