Bölüm 84 - Sessiz ışıltılar

16 0 0
                                    

M12904 uyuduğu an rüya alemine dalarak kendini, yağmurdan dolayı hafiften gölleşen, ağaçların ve ışıkların olduğu tatlı bir bahçede bulur.

Etrafında yürürken sol elinde sancı hisseder ve bakarken elindeki mührün gittiğini anlayınca;

M12904: *iç çeker* "Ah dostum, sanırım sıçtık. Umarım bu sadece kabustan ibaret olsun. *Tekrar mühür elinde belirir* Garip, düzeldi şimdi."

Biraz daha ilerledikten sonra caddeyi görerek oraya doğru gider, fakat bir sürpriz onu beklemekteydi;

Sivil: *korkmuş şekilde* "Yardım edin lütfen?!"

Bu ses ağaçların tepesinden geliyordu ve onu kurtarmak için ağaca ışınlanarak ona ulaştığı anda;

M12904: "Korkma vatandaş, seni kurtarmaya geldim. Bana tutun, seni indireceğim."

Fakat sonrasındaki ses Asuka'ya aitti ve onu fena gafil avlar;

Asuka: *gülümser ve M12904'ün yüzüne bakarak* "Ben inmek istemiyorum... Çıkmak istiyorum!"

M12904: *sinirlenerek* "Yine mi sen?! Bi rahat bırak beni vicdansız!"

Asuka: *gülümser* "Üzgünüm, seni sevdiğim için yapıyorum bu itlikleri."

M12904: *gergin bir tavırla* "Kalsın, istemiyorum. Ben tam gözümü kapatıp, emekli olduğum zaman mütevazı bir karavanın içinde pencere kenarında oturup, yağmur sesi eşliğinde akşam yemeğimi yiyip, yine yağmurun huzur verici sesi eşliğinde uyumayı hayâl ederken, tam o anda sizin gibi cenabetler çıkıyor amına koyayım! Ne şanşsızım lan ben!"

Asuka: *gülümser* "Mahmut, hep böyle olumsuz düşünmek zorunda mısın? Kafanda hep kötüyü biriktirmişsin, azıcık olumlu düşünsen bir şey kaybetmezsin."

M12904: "Haklısın Asuka, belki hep olumsuz şeyler düşünüyorumdur. Umarım Storia bizi izlemiyordur."

Asuka: "Sakin ol dostum, benim bölgemde seni gözetleyemez."

M12904, Asuka ile birlikte başka bir dükkana girerken gözleri bulanıklaşır ve aniden kapanır sonrasında yatağından uyandığı zaman karşısında kardeşini görerek;

M12904: *yorgun bir kafayla* "Ahmet? N-Ne oldu kardeşim?"

Kızıl Kurt: *Sakin bir sesle* "Galiba kabus görüyordun? Sürekli "Asuka" diye sayıklayıp duruyordun."

M12904: *yorgun bir kafayla* "Evet öyle bir şey oldu. Tamamen rüyalarıma girip duruyordu."

Kızıl Kurt: *Sakin bir sesle* "Aman siktir et kardeşim, rüyalar hep şeytânidir. Bu arada Annem aradı, onlara misafirliğe gidecekmişimiz. Hazırlanalım."

M12904: *sakin bir sesle* "İyi dedin, gidelim o zaman."

Herkes hazırlığını yaptıktan sonra arabaya binerler ve Yakuhaba kasabasına doğru yolculuğa çıkarlar.

Herkes mutluluktan yüksek sesle şarkı söylerken, M12904 ise yorgunluktan ve aşırı gürülten dolayı başı ağırır. Daha fazla gürültüye dayanamadı anda;

(Y.N.: Söyledikleri şarkı Question Mark'tan Storia'dır. İtalyanca bir şarkıdır ve dinlemenizi öneririm. Harika bir şarkı.)

M12904 ve Kızıl Kurt dışında herkes: *Mutlu bir sesle ve İtalyanca olarak* "Aşka inanmıyorum artık... Bu hala içimde yaşayan bir hikaye. Kalbimin içinde yanıyor.
Garip bir aşk, belirsizliklerle dolu.
Olgunlaşmamış bir çağın..."

Kızıl Kurt: *yüksek ama sakin bir sesle* "Arkadaşlar, ne olur yüksek sesle şarkı söylemeyin. Benim dikkatim dağılıyor ve Mahmut'un da başı ağrıyor. Birazcık sesinizi kısmanızı rica etsem?"

M12904 ve Kızıl Kurt dışında herkes: *Mutlu bir sesle ve İtalyanca olarak* "Meyvesi... Onunla yaklaşık bir yıl önce tanıştım, oradaki barda
gözlerini gördüğüm şehir ve sihirle
onunla konuşmayı bıraktım..."

M12904: *öfkelenerek* "Bi susun be! Zaten kafam olmuş bir milyon, başım ağrıyor her seferinde! Gürültü yapmayın amına koyayım ya!"

Kızıl Kurt: "Bro sakin ol lütfen. Annemizin ile Babamızın karşısında böyle öfkeli görünmeni istemem. Önündeki torpido gözünde ağrı kesici olacaktı, onu iç istersen iyi gelir."

M12904: "Tamam bro, bir türlü kendime gelemedim. Ağrı kesiciyi bir içeyim."

Araba ile Yakuhaba kasabasına ulaşırlar ve ailesinin evine yürüyerek devam ederler. M12904 bir kaç poşeti eline, çantayı sırtına alarak yürümeye devam eder fakat bir robot elindekilere el koymak isteyince;

M12904: *gergin bir sesle* "Makinecik ne olur git buradan, sana zarar vermek istemiyorum."

*Robot bu sözü dinlemez ve yapmaya devam eder*

M12904: *kızar* "Sen Türkçe anlamaz mısın be adam?! Alma diyoruz işte, ne laftan anlamıyorsun?!"

*Robot yine aynı şeyi yapar*

M12904: *kızarak ve farklı diller kullanarak* "Not take this items bitch! Nehmen Sie diese Gegenstände nicht! Non prendere questi oggetti! Kono aitemu o toranaide kudasai! Ne uzimajte ove predmete! Ezbırçime ezbırçime! Habibi habibi bum bum! Arriba arriba! Lan almasana orospu çocuğu!"

Minako: "Mahmut ne olur yine o şeyi yapma!"

*M12904 öfkelenir ve robotu bozacak şekilde yumruğu yapıştırır*

İssei: *iç çeker* "Ne yaptın yine liderim ya?! Sakin olsan ne olur ki?!"

M12904: *gergin bir şekilde* "Ne bakıyonuz amına koyayım?! Robot kaşındı."

Tati: *iç çeker* "Her neyse, gitsek iyi olacak."

Bir kaç sokak yürüdükten sonra M12904 ve Kızıl Kurt'un ailesinin olduğu eve girerler.

Kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girdikten sonra;

M12904 ve Kızıl Kurt: "Selamlar Annem ile Babam. Nasılsınız, sağlınız ve mutluluğunuz yerindedir inşallah."

M12904'ün annesi: *gülümser* "Hoşgeldiniz kuzularım, sefalar getirdiniz. *Diğerlerine de seslenerek* Sizde hoşgeldiniz kuzularım, buyurun birlikte yemek yiyelim."

Mutfağa doğru gidip yemeklerini yedikten sonra salona geçerler.

Daha sonra tatlı sohbet daha da tatlılaşırken telefon sesi gelir;

M12904: "Özür dilerim, telefonum bir türlü susmuyor. Açmam lazım. *Açar* Efendim Prens Zen ne oldu?"

Prens Zen: *telefonda* "Buraya gelsen iyi olur Mahmut. Sadece senin gelmeni istiyorum."

M12904: *iç çeker* "İyi madem, geliyorum. *telefonu kapatır* Anneciğim, babacağım, kardeşim, kusura bakmayın beni acilen çağırıyorlar. Sonra görüşürüz."

M12904 güçlerini kullanarak hemen ışınlanarak saraya gider ve kapıyı açar.

Standia - Siber Askerin Karanlık Zihni (Geçiçi Olarak Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin