"Şey, ben Foça da değilim! Birinci kordonda duvara oturmuş denizi seyrediyorum."
"Kim var yanın da?"
"Kendimden başka kimse yok."
"Beni bekle geliyorum." Telefonu kapattı.
Katre, yeniden ağlamaya başladı. Yarası kanıyor ve feci acıyordu.
"Beni özlediği veya özür dilemek için gelmemiş. Beni başkasına ikram etmeye gelmiş.
Nasıl anne bu? Züzüm de anne ve onunla kıyas bile götürmez.
Kardeşim varmış! Bakar mısın kardeşimle tanışacakmışım. Tanrım kafayı yiyeceğim!"
Telefonu çaldı. Kan oturmuş gözlerini silip arayana baktı. Murat.
"Efendim."
"Sen ağlıyor musun?"
Bardak taştı. Ve birikenler akmaya başladı. Öyle ki, Katre cevap dahi veremiyordu.
"Katre, telefonu kapatma. Arabayı Gazi İlk okuluna park edeceğim ve hemen yanındayım. Lütfen güzelim, lütfen telefonu kapatma."
Katre zorlukla "tamam" dedi.
Murat, sahili gözleriyle taradı. İskeleye yakın oturan arkası dönük Katreyi gördü.
Koşmadı adeta yanına uçtu.
"Katre."
Katre döndü, ayağa kalkıp Murat'a kaçacakmış gibi sıkıca sarıldı.
"Tamam, her ne veya kim seni üzdüyse geçecek bir tanem."
Saçlarını okşadı. Sırtını sıvazladı, çenesini Katrenin başına, bayıldığı sarı saçlarının üzerine dayadı.
Şu anda sadece ikisi vardı koca şehir de.
Katre, biraz sakinleştikten sonra kendini toparladı.
"Beni eve götürümüsün?"
Murat bunu emir telakki etti ve Katrenin elini tutup arabaya götürdü.
"Aç mısın? Sorduğuma bak. Tabi ki, açsın saat altı olmuş! Katre bir yerde durup bir şeyler alalım evde yiyelim. Ne dersin? Ben çok acıktım."
Katre olumlu anlamda başını salladı. Gözleri kapalıydı. Şiştiği için zaten açmakta zorlanıyordu.
Murat, kan çanağına dönmüş mavileri gördüğünde zaten aklını kaçıracak olmuştu.
Katrenin gözlerinin kapalı olması onun için de iyiydi.
"Hadi güzelim biraz ye sonra yatıp biraz dinlen. Sonra konuşuruz."
Katre, Murat'ın içtenliğine dayanamayıp onu kırmadı.
Zorla da olsa bir şeyler yedi ve Alevle kaldığı odasına gidip duş yaptı. Biraz rahatlamıştı.
Omuzdan bağcıklı penye elbisesini giyip yatağına kıvrıldı.
Murat odaya girdi, onun bir melek gibi göründüğünü düşündü. Uykusun da hala içini çekiyordu.
"Ne yaşadın be güzelim? Seni bu kadar perişan edecek ne olabilir?
Saçlarını kurutmadan yatmış. Kalkınca başı ağrıyacak. "
Klimayı en düşüğe getirdi ve kendisi de yanına kıvrıldı. Kollarının arasına aldığı Katre, hiç yadırgamadan, ona sokuldu.
Bir yerlerden telefon sesi geliyordu. Katre, rüyamı gerçek mi anlayamadı ve birisine sarılmış olduğunu fark edip çığlık attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH AŞK ! (BİTTİ)
Teen FictionGenç kız hayatını kurmak için çalışırken, yolları aynı çocukluk acısını çeken, küçük bir kız yüzünden kesişir. Murat, Kızına iyi gelen bu kızın, kendine de iyi gelmesini umar. Aradaki yaş farkı önemli mi? Engel mi? Bunu düşünmez!