AH AŞK ! (BİTTİ)

AH AŞK ( 40)

Her şey Katre için hızla ilerliyordu.  İkisinin de hatta Alevin bile hoşuna giden bir daire buldular. Büyük bir sitenin içindeydi.

 Kocaman bir bahçesi, yüzme havuzu ve yürüyüş yolu vardı. 

"İlk olarak oda seçme önceliği sende Alev hanım. Buyurun beğenin."

Alev, tek bastonla yürümeye başladığı için hepsi mutluydu.

"Katre abla, bu ev çok büyük. Ben bu odayı alıyorum havuza bakıyor."

"Olmuş bilin majesteleri. Yarından tezi yok odanız sihirli bir değnek değmiş gibi tam bir genç kız odası olacak."

Katre, gülerek sesini biraz kalınlaştırdı, söylediği sözlerin ardından yerlere kadar eğildi.

"Ya Katre abla ya, bu kadar iyi olmak zorunda mısın?"

"Hımm bir düşüneyim. Zorunda değilim ama ben bir meleğim şekerim ne yapayım. "

Katre, kollarını açmış kanat gibi çırparak boş evde dönerken en sevdiği sıcaklık onu sardı.

"Benim güzel karım neden dönüyor bakim? Yoksa bu da yeni bir oyun mu?"

"Kocacım her şeyi de bilmeyi ver. Kızsal şeyler."

"Yerim ben sizin kızsalınızı. Ha Davut da gelsin odasını seçsin."

"Nasıl yani Davut bizimle mi kalacak?"

Alevin birden gözleri parladı.

"Bana bak küçük hanım, küçük kardeşime aşık olmak yok. Daha dün öğretmenine aşıktın. "

"Aman, o kocaman adam, hem o sana bayılıyor. Davut'un gözleri senin gözlerinden bile güzel. Ayrıca çok yakışıklı ve çok iyi ve ço..."

"Yeteeer. Bana bakın kızlar, benim deli damarımı çıkarttırmayın. 

Katre, sen bir daha Alevin okuluna gitmiyorsun. Alev, sende bundan sonra Davut'a abin gibi davranıp abi diyeceksin. O senden büyük."

"Olur babacım. Sen Katre abladan kaç yaş büyüksün, onu neden söylemiyorsun. O zaman Katre ablam da sana abi desin."

"Bana bak acı şeker, seni o bastonla döverim."

Murat, Aleve doğru hareketlenince Alev Katrenin arkasına saklandı.

Katrenin telefonu çaldı.

"Canım züzüm, ne yapıyorsunuz ne? Çok iyi bana Davut'u verir misin?"

"Denizdelermiş. Davut çok mutlu diyor. Kızlar baya ilgileniyormuş."

Katre, ahizeyi kapatıp, merakla bakan Murat'a söyledi. O sırada Alevin yüzünü görmüyordu.

Davut la konuştu, yarın almaya geleceğini söyledi.

"Katre abla ya, sahiden beni kardeşi gibi mi görüyor?"

"Alevim, bunları daha önce konuştuk. Bu yaşta aşk gelip geçici biliyorsun. Olgunlaştığın da gerçek aşkı bulacaksın. 

O zaman çok mutlu olacaksın inşallah. Ha olamaya bilirsin de neyse, karışık işler, zamanı gelince konuşuruz yine."

Bunlar arabada konuşuyorlardı. Katre her zaman ki gibi arkaya Alevin yanına oturmuştu.

 Üçü giderlerken bunu adet edinmişti. Murat sorunca da," tek başına arkada içim rahat etmiyor hem kendini dışlanmış hissetmesin" demişti.

Bir süredir Çeşmede kalıyorlar. Zümrüt, kendi evini biraz toparlamış orada kalıyor.