Kültür park da buluştular. Havuzun kenarındaki gölgelik bir banka oturdular. Bu gün İzmir de yanıyordu. Ellerinde birer şişe suyla bir süre konuşmadılar.
"Katre geçmiş olsun arkadaşım. Seni hemen aramadım. Senin aramanı bekledim. Murat çok üzgündür değil mi?"
Katre patladı.
"Adam beni yok saydı ya! Üzgün olup olmadığını, hatta dünden bu yana iyi olup olmadığını bile bilmiyordum."
"Nasıl yani seni aramadı mı?"
"Hayır. Aramalarıma dönmedi. Yani ben hayatın da yokum. Müge her olay da beni yok mu sayacak? Aslan böyle mi yapıyor?"
"Bilmiyorum! Şaşkınlığından belki. Eviniz yok oldu, onun da hayalleri yıkıldı ve bence çok üzgün. Ayrıca biz evli değiliz.
Fakat, Aslan her şeyi benimle paylaşır. Katre, bizim ilişkimiz sizinkinden eski belki de ondan!"
"Üzüntüsünü de paylaşa bilir biz evliyiz ve her şeyi birlikte yaşayacağız diye hayal etmiştim. Ayrıca evimizi kim kundakladı merak ediyorum."
"Ne yapmayı düşünüyorsun bu konu da? Yani Murat'ın davranışları konusun da."
"Bilmiyorum onun için seninle konuşmak istedim. Bana akıl ver."
"Katre, ben tecrübeli değilim ki sana akıl vereyim. İstersen zamana bırak, mutlaka Murat sana bu konuda bir açıklama yapar."
"Çok kırgınım ve üzgünüm. Aslında Çeşmeye dönmeyi istemiyorum. "
"Ben de kal."
"Yok, biraz dinlenmem lâzım her şey o kadar hızlı oldu ki!"
"Ne karar verirsen yanındayım ama beni habersiz bırakma."
Ayrıldılar. Katre parkta biraz daha dolaştı. Züzüyü aradı.
"Kızım neredesin? Zümrüt hanım, Müge de kalacağını söyledi."
"Züzüm çok üzgünüm bir kaç gün Foça da kalacağım. Rica ediyorum, kimseye söyleme.....
Katre, Murat'ın yaptıklarını anlattı. Züzü dinledi bir şey söylemedi.
Foça ya gittiğin de telefonunu sessize aldı, duş yaptı ve yattı.
Gece Azgının havlamasıyla uyandı. Üzerinde geceliği ve ter içinde pencereye korkarak yaklaşıp dışarı baktı.
Kimseyi göremedi ama kalbi deli gibi atıyordu.
Azgın, hırlamaya başladığın da, dedesinin tüfeğini aldı ağzına fişeği sürdü ve kapıyı aralayıp dışarı baktı.
Murat, köşeye sıkışmış, köpeğe dil döküyordu.
"Azgın, gel oğlum. "Köpek doğru mu duydum diye Murattan gözünü ayırmadan sesini kesti.
"Azgın, gel buraya yabancı değil."
Tüfeği omuzuna dayayıp dışarı çıktı. Azgını kulübesine soktu. Murat, bu arada eve adeta koşarak girdi.
Katre, saate baktı gecenin üçü olmuştu.
Işıkları yaktı. Murat yanına gelip sıkıca sarıldı.
"Sabah konuşalım, şimdi lütfen bana sıkıca sarıl ve yatalım, çok yorgunum."
Katre erkenden uyandı bebek gibi huzur içinde uyuyan Murat'ı bir süre seyredip kalktı.
Odanın kapısını yavaşça kapatıp banyoda işlerini halletti.
Fırına gidip taze ekmek aldı ve hemen döndü. Bahçeye güzel bir kahvaltı hazırlayıp Murat'ın uyanmasını beklerken, Züzüyü aradı.
![](https://img.wattpad.com/cover/298150467-288-k67260.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH AŞK ! (BİTTİ)
Teen FictionGenç kız hayatını kurmak için çalışırken, yolları aynı çocukluk acısını çeken, küçük bir kız yüzünden kesişir. Murat, Kızına iyi gelen bu kızın, kendine de iyi gelmesini umar. Aradaki yaş farkı önemli mi? Engel mi? Bunu düşünmez!