"Sercan saçmalama, sana gelen parayla üç öğrenci okurdu be."
"Tamam ben de üç öğrenci gibi okuyordum."
"Gevezeliği bırakın da Katre kahvaltısını yapsın, açlıktan ölüyorum diyordu."
"Ben civcivime şimdi harika bir meyve salatası yaptırayım kahvaltının üzerine iyi gider. Sen seversin."
"Sercan, bu yakışıklı ve genç adam benim eşim, Murat Çakırefe. Murat bu da kankam Serc...
"Tamam anladık."
"Neee, kızım hani evlenmeyecektin öldüm ben!
Şaka bir yana, tebrik ederim çok şanslısın babalık. Katre, insan olarak bulunmaz birisi. Onun gibi arkadaşın veya dostun varsa , asla zorda kalmazsın."
"Sercan bırak gevezeliği be oğlum. Yeni evlilerle o kadar çok konuşulmaz."
"Baba, dün hazırladığımız oda civcivim için miydi?"
"Kenan, senin oğlun mu bu geveze çek başımızdan arkadaş. Karımla baş başa kahvaltı edemedim."
Bu gece odanın hakkını verdiler. Şampanyaları tazelendi. Öğlenden sonra girdikleri odalarından, ertesi sabah çıkabildiler.
&&& &&&
" Katre abla, bak!"
Alev çok heyecanlıydı. Katreye ayak parmaklarını oynattı ve bacağını kaldırdı.
"Ötekini de kaldır."
"Onu tam kaldıramıyorum ama Ogün abi, bir hafta sonra yürüteçle yürüye bileceğimi söyledi."
"Sen harika bir kızsın Alev, seni bu gayretin ve sabırlı olman yüzünden bin kat daha fazla seviyorum."
Denizde yüzüyorlardı. Züzü ve Edonu göndermediler. Züzü, biraz daha iyi görünüyordu.
Edon'un kuma gömdüğü bacaklarının keyfini çıkartarak torununu ve Alevi seyrediyordu.
"Çok iyi anlaşıyorlar. Katre kızım, Alevimi yeniden canlandırdı.
Muradımın uzun zamandır ilk kez gözleri parlıyor. Zülfiye hanım ve Edon bey, harika bir kız yetiştirmişiniz tebrik ederim."
"Katrem, iyi huylu bir çocuktu zaten, bizim fazla bir katkımız olmadı.
Her zaman aklını kullandı. Annesinin gidişindeki açılanı yaralarını kendi kendine iyileştirdi.
Bizim tek katkımız olduysa, o da onu ne kadar çok sevdiğimizi ve bizim için ne kadar değerli olduğunu her fırsatta gösterip söylememizdir. Onun dışında her şeyi kendisi becerdi."
Katre ve Alev denizden çıktılar. Alev denizde daha rahat hareket ediyordu.
Nisa hanım torununu aldı ve kuruladı.
"Bu gece eğlence var millet."
"Ne eğlencesiymiş bu?"
"Züzü nine , Katre ablam bize akordeon çalacak. Dedi ki, *Katreye göz kırptı*
"Züzü ve Edon çok güzel dans ederler. " Yıldızların altında şarkısını çalacak. Sonrada babamla ben dans edeceğiz. Davut benimle dans eder misin?"
"Etmem. Kız gibi kalkıp kıvıracak mıyım yani!"
"Davut, dans kızlar için değildir. Her insan içinden geldiği gibi neşeli olduğu zamanlarda veya bazen de hüznünü unutmak için dans eder. Gel bak sana göstereyim."
Katre, kardeşine sarıldı ve salınmaya başladı. Aslında Davut bundan hoşlanmıştı ama yetiştirilme tarzından veya utandığı için bir süre sonra Katreyi itti.
"Yeter anladım." Herkesten uzaklaşıp denizin kenarına kumlara oturdu.
"Emir büyük yerden madem, öyle o zaman şimdi eve gidip hazırlıkları tamamlayalım."
"Ben babamı arayacağım, halam da gelsin o zaman."
Alev, çok mutlu görünüyordu.
Katre kardeşinin yanına gidip kumlara oturdu.
"Davut inan bende senin kadar üzgünüm ama üzüntü paylaşılırsa biraz daha hafifler. Ayrıca ikimizde annemizi kaybettik. Üstelik sen benden daha şanslısın."
"Nedenmiş o? Benim babam da öldü."
"Şöyle anlatayım. Ben babamı hiç tanımıyorum hatta anneme sorduğumda bana hamileyken onu aradığını ama bulamadığını söyledi.
Anneme gelince beni hiç sevmedi. Başımı okşamadı bir kere bile içinden gelerek sarılmadı. Sonun da da bildiğin gibi beni bırakıp gitti."
Davut bir süre konuşmadı. Sonra başını Katrenin omuzuna koyup sessizce ağlamaya başladı. Bir süre sonra Katre de ona eşlik etti.
"Ağladığımı kimseye söylemeyeceksin tamam mı?"
Katre eliyle ağzına fermuar çekti.
Davut gülümsedi.
"Biliyor musun ağlamak insanı rahatlatır. Bir de ağlamak insanca bir duygudur. Erkekler de ağlar ve bu onları zayıflatmaz aksine daha da güçlendirir."
"Nasıl yani?"
"Şöyle ki. Bu senin ne kadar ince ruhlu ve duygulu birisi olduğunu gösterir ve kızlar buna bayılır."
"Gerçekten mi? Kızlar ağlayan erkekleri sever mi?"
"Ağlayan erkekleri değil de duygulu erkekleri sever."
"Alevle dans edersem kimse bana gülmez değil mi?"
"Neden gülsün. Dedemiz her fırsatta züzüyle dans eder, ona sarılır ve onu ne kadar sevdiğini söyler. Sence dedemiz zayıf bir erkek mi?"
Davut, biraz düşündü. "Hayır değil ve onun ne kadar güçlü olduğunu gördüğüm de ona imrendim."
"Öyleyse dedemle daha sık konuş ve onunla birlikte zaman geçir. Senin başka akraban var mı?"
"Var. Babaannem ve amcam var. Onlarla görüşmüyoruz. Babam onlarla kavgalı.
Annemin daha önce evli olduğunu babam onlara söylememiş, sonradan öğrendiklerinde anneme çok kötü davrandılar. Ben de amcama tekme attım, o da bana vurdu.
Babamda ona vurdu ve kavga ettiler. Sonrada Münih'ten onlardan uzaklaştık.
&&& &&&
Murat'ın isteği üzerine, Katre de itiraz etmedi geceleri otelde kalmaya başladılar.
"Katre, bir ara İzmir'e evimize gidelim istediğin gibi evi dekore et. Sümbül ve Tarık hafta başı dönüyorlar.
Ustaları ayarladım evimizin boyalarını yapacaklar ama senin odalar ve salon için renk beğenmen lâzım."
Murat bunları karısını göğsüne yatırıp saçlarını okşarken söylüyordu.
Bu gece de fazla uyumamışlardı ve Katre utanma duygusunu bıraktığı için o da Murat'ı rahat bırakmıyordu.
"Murat, ben evlilik ev fikrine daha alışamadım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Saçma sapan bir renk beğenirim sen istemezsin.
Hem Alevi de götürelim odasının nasıl olacağına o karar versin.
Tek bildiğim o evdeki senin yatağında yatmam. Onu tamamen at lütfen. Bunları Alev, Nisa anne ve seninle yapmak istiyorum."
Murat, karısının dudaklarına uzandı ve bir süre evi unutup bir birilerine daldılar.
&&& &&&
![](https://img.wattpad.com/cover/298150467-288-k67260.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH AŞK ! (BİTTİ)
Ficção AdolescenteGenç kız hayatını kurmak için çalışırken, yolları aynı çocukluk acısını çeken, küçük bir kız yüzünden kesişir. Murat, Kızına iyi gelen bu kızın, kendine de iyi gelmesini umar. Aradaki yaş farkı önemli mi? Engel mi? Bunu düşünmez!