Bölüm 11

139 19 8
                                    

“Bazı garip dostluklar vardır. İki dost ellerinden gelse birbirlerini yerler ya, yine de içtikleri su ayrı gitmez ömürleri boyunca. Birlikte olmadan edemezler. İkisinden biri aklına esip de bu dostluk bağını koparayım dese, hemen ertesi gün yatağa düşer, belki kederinden ölebilir bile.”

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Arabadan indikten sonra yanıma gelen Özgür elini uzatınca içimde bir kıpırdanma oldu. Elimi eline uzattım ve tuttum.
Bu cidden hiç mantıklı değildi.
Restoranta doğru ilerlerken etrafıma bakınmaya başladım.
Sanki yaz filmlerinin içine giriş yapmıştım. Tek fark içeri girerken hayatımın aşkına çarpıp yere düşmeyeceğim olabilirdi.
"Ayza?"
Ona çevirdim yüzümü o da bana çevirince başımı 'ne oldu?' dercesine iki yana salladım.
"Bence gerçekten çok hoş duruyorsun."
Önüme dönünce anında yüzümde sırıtma oluştu.
Aloo, neler oluyor Ayza?
İçeri girdikten sonra sırıttığım yüz aniden soldu.

Özgür'ün bana iltifat etmesinin tek sebebini gördüm. İki kişi bize bakıyor ve birbirleriyle fısıldayarak konuşuyorlardı. Tahminimce Umut ve sevgilisiydi bu çift.
Buradan duyamazdık ki. Neydi bu fısıldaşma?
El el içeriye girdiğimiz Özgür tahminimi doğrulayarak beni o masaya götürdü. Bizi görünce ayağa kalkan Umut'a elimi uzattım. Elimi sıkan Umut güldü.
"Önce beyler el uzatmaz mıydı ya?"
Gülümsedim.
"Protokolde önce kadınlar el uzatır. Aksi hoş karşılanmaz."
Tek kaşını kaldıran Umut'a karşılık vererek ben de kaşımı kaldırdım.
"Nezaket kurallarına göre önce erkek selam verir yalnız."
Elimi geri çektim ve diğer elini uzatan kişiye uzattım.
"Hayal ben."
Başımı salladım.
"Ayza ben de."
Tanışmamız bitince oturdum ve yeni farkına vardığım şeyi dillendirdim.
"İsminiz ne kadar uyumlu böyle."
Hayal kahkahayı basınca gözümü kıstım.
"Sonunda birisi fark etti ismimizin uyumunu."
Umut'a döndü gözleri.
"Hayallerime umut oldu isimlerimiz gibi."
"Ne hoş."dedim içtenlikle.
"Ee Ayza sen bahsetsene. Nasıl tanıştınız Özgür ile?"
Şaşkınlıkla Umut'a döndüm.
"Bu arkadaşların biliyor mu gerçekten birlikte olmadığımızı?"
Nasıl bu soru aklıma gelmişti ve aniden sormuştum anlayamadım.
"Umut biliyor ama sevgilisi bilmiyor."
Başımı salladım anladığımı belirtircesine.
Özgür yalan mı söylemişti, Umut oyun mu oynuyordu?
Gözlerimi Özgür'e çevirince kaşı ile ikinci seçeneği seçti ve ben de gülümsedim.
"Öyle ya denk geldik işte."
"Ayza detay versene."
Hayal ısrar edercesine konuşunca bir kaç yalan uydurmak zorunda kaldım.

"Ay işte bir gün günüm nasıl kötü geçmiş görmeniz lazım. Ben de ne yapsam ne etsem diye düşünüyorum. Dedim ki haydi Ayza sahil kenarına git. Belki huzura erersin. İşte gittim sahil kenarına oturdum denize taş falan atıyorum. Kulaklıkla müzik dinlerken birisi oturdu dibime. Bana neden ağladığımı sordu. Çok komik ama yanımdaki kişi gelip sorana kadar hiç haberim yoktu ağladığımdan. İşte tüm ayın yorgunluğunu atıyormuşum istemsizce. Ben de işte inceleyim dedim geleni. Baktım takım elbiseli olgun bir adam. Şaşırdım, sorusuna cevap vermeyi unutup ben de ona neden bu halde sahil kenarında dibimde oturduğunu sordum. İşte birbirimize sadece soru sorarak uzunca sohbet ettik. En son aklıma geldi ismini sormak. İsmi Özgür'müş. Konuşurken de ağladığım için bana peçete verdi. Böylece tanışmış olduk tamamen. Şimdi de bu haldeyiz işte."
Hayal'in etkilenmesini beklerken hayal tepkisizce bakıyordu.
"Ne oldu Hayal? Beğenmedin bizim hikayeyi."
"Doğru değil çünkü bu hikaye ama iyi denemeydi."
Gözlerimi dehşetle açtım.
"Özgür böyle bir şey yapmaz. Küçükken bile hep insanlar Özgür'ün yanına geliyordu."
Dudaklarım titredi.
"Siz tanışıyor musunuz o kadar eskiden?"
Kurduğum cümlenin bozukluğuna karşı mı bilmiyordum ama Özgür bana döndü. Oturduğumuz andan beri ilk defa.
"Üçümüzde çocukluk arkadaşıyız ve Hayal her şeyi biliyor."
"Arabada bilmiyor dedin."
"Bu tanışma kurgusunu nasıl yapacağını merak ettim."
Alayla güldüm.
"Sen en yakın arkadaşlarından için aptal veya saf diye mi bahsedersin hep?"
Bozulur diye düşündüğüm Hayal tebessüm etti.
"Ne olacak küçükken de boz ayıydı şimdi de öyle."
Özgür kahkaha atınca o kadar seri döndüm ki ona, boynumun kırılmamasına sevindim.
Özgür kahkaha atmıştı. Hem de benim yanımda.
Bu kahkaha karşısında bir sürü farklı düşünce büründü zihnimde .
Nasıl bu ortamda bulunduğumu düşündüm.
Kimsem yoktu şu masada.
Tamamen yalnızdım.
Hiç tanımadığım insanların yanındaydım.
Ha bu masadaydım ha yan masadaydım.
İkisinde de tektim.
Doğru düzgün arkadaşım yoktu.
Neden her şeyi dramatize ediyordum?

Son Hissiyat  ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin