19 Ocak 2004

114 25 2
                                    

Küçük Ayza ona özel diktirilen kıyafetine baktı. Kıyafetler ne de hoş duruyordu böyle. Bugün misler gibi tiyatrosunu yapacak ve annesinden çikolata soslu kek kazanacaktı. Kıyafetlerini giymek istedi ama kahvaltısını dökebilme ihtimalini göz önünde bulundurdu. Odasına giren annesine baktı ve:
"Anne sence ben güzel oynar mıyım?" dedi.
"Tabiki güzel oynarsın Ayza. Ne diyorduk" 'İnananlar her daim başarıyı kazanırlarken inanmayanlar sadece inananları izlerler.'"
"Ben inanıyorum çok güzel oynayacağım. Umarım Ahmet beni çook beğenir."
"Hahaha Ayza bütün bunları Ahmet beğensin diye mi çalıştın?"
"Birazcık."
"Ama yaşın daha bunlar için çok küçük değil mi?"
"Ben çok büyüdüm anne. Baksana boyum çok uzun."
"Görüyorum, gerçekten de uzun ama sen yine de biraz daha büyü."
Babası odaya girince Ayza biraz çekinir gibi oldu.
"Ayza'nın yaşı ne için küçükmüş."
"Anne sakın söyleme."
"Ayza oyununu Ahmet için oynuyormuş."
"Anne ya of."
Ayza'nın babası kahkaha atınca Ayza biraz rahatlar gibi oldu.
"Ben Ayberk için oynuyorsun sanmıştım. Ahmet'i hiç sevmiyorum."
"Ya baba öyle deme evleneceğiz biz onunla."
Babası gülmeyi bırakıp şaşkınlıkla bakınca Ayza:
"Şaka şaka baba."
"Şaka ise haydi kahvaltıya."
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆\∆∆∆∆
Ayza tiyatro salonunda sürekli hareket ediyor ve asla yerinde durmuyordu. Babasının acil toplantısı çıkınca gösteriye gelemeyeceğini ama daha sonra mutlaka videoyu izleyip bunu telafi edeceğini söylediği için çok üzülmemişti.
"Anne çok heyecanlıyım."
"Heyecanın fazlası kötüdür Ayza. Çok fazla heyecan yapmamaya çalış."
Ayza ona doğru gelen öğretmenine gülümsedi.
"Nasılım öğretmenim?"
"Çok güzel olmuşsun Ayza. Hadi gel sahnenin arkasına doğru geçelim annen de aşağıdan bizi izleyecek nasıl olsa."
"Tamamdır öğretmenim."
Arkaya doğru geçen Ayza partneri Ahmet'e selam verdi.
"Merhaba Ahmet."
"Merhaba Ayza."
Öğretmenleri ikisini de önüne çekti ve konuşmaya başladı.
"Çocuklar ben oyun bitti diyene kadar asla durmuyorsunuz."
"Tamamdır öğretmenim."
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Ayza ile Ahmet kendi oyunlarını duyunca sahneye çıktılar. Onlar artık Ellis ve Abraham olarak varlardı.
Ellis yüksek bir tepeden Abraham için bağırıyordu.
"Abraham,beni ancak sen kurtarabilirsin."
"Yapamıyorum Ellis. Sen çok yukarıdasın."
"Ama Abraham, bana beni sevdiğini ve tüm zorluklara karşı savaşabileceğini söylemiştin."
"Hayatta bazen tercihler yapılmalıdır Ellis. Eğer seni kurtarırsam ben öleceğim. Bir insanı nasıl o kadar çok sevebiliriz ki?"
Ellis sadece duraksadı. Abraham için düşündüğü her şeyin yanlış olduğunun farkına vardı. Biraz geç kalmış olsa da...
"Abraham, haklısın lütfen eve dön. Bu hikaye benim için sona gidiyor."
"Üzgünüm leydim. Elbet bir gün tekrar karşılaşacağız. Buna inanıyorum."
"Ben de inanıyorum Abraham."
Abraham sahneden ayrıldıktan sonra Ellis konuşmaya başladı.
"Ey yeryüzü burada kurtarılmayı bekleyeceğimi mi sandın? Burada durup beyaz atlı prensimi beklemeyeceğim elbette. Ben hiç kimsenin hiçbir prensin yardımına muhtaç değilim. Bu yerlerde sürünen elbise benim kurtuluşum olacak. İçimdeki korsenin ipleri yeni bir hayatın öncüsü olacaklar. Bekle beni yeryüzü, bekle beni yeni hayatım."
Ellis yanındaki uzun direğe bağlamak için korsesinin iplerini açtı ve elbisesinin yerde sürünen yerlerini taşla kesmeye çalıştı.
Başarılı olduktan hemen sonra elbisenin yarısı yırtıktı diğer yarısı ise direğe bağlıydı. Kendisine oluşturduğu bu tehlikeli yolun tehlikesinin bir önemi yoktu. Buradan düşüp ölse ne olurdu ki? Yukarıda kalınca da ölecekti zaten. Tutunduğu elbiseden yavaş yavaş inmeye başladı ve yere doğru yaklaşınca bitişini hızlandırmak adına atladı.
Yaşıyordu.
Etrafına bakındı iyice.
"Sana söylemiştim yeryüzü! Bak beni öldürmeyi başaramadın. Ben hiçkimseye muhtaç değilim. DEĞİLİM."
Ellis sahneden ayrıldıktan sonra Abraham ve Adam göründü.
"Abraham borçlarını ne zaman ödeyeceksin?"
"Affedin beni efendim. Söz veriyorum size. En kısa zamanda ödeyeceğim."
Adam elindeki silahı doğrulttu Abraham'a.
"Hep aynı yalanı söylüyorsun Abraham. Ben artık bu yalanlara inanan efendin değilim."
"Hayır ben gerçekten yalan söylemiyorum."
İç sesi geçti Abraham'ın:
"Leydim iyi ki burada değil. Onu orada bırakarak ona bir yaşam seçeceği sundum. Oradan kurtulacağına adım kadar eminim. Benden nefret ettiği için buraya gelmeyecek ve ona ayırdığım parayı bulunca bana teşekkür edecek. Bu adam beni öldürünce de onu bir daha asla bulamayacak. Sevgili leydim, umarım ona diğer köyde bıraktığım notu bulur. Onu hep çok seveceğim."
Adam denilen herif silahının güvenliğini açtı ve Abraham'ın tam kafasına tuttu.
"Son bir söz daha söylemek ister misin Abraham?"
"Söylemek isterim efendim.'Sana hep aşık olacağım leydim. Lütfen beni affet."
Adam silahını ateşlediğinde sahnede Ellis gözüktü ve kurşunun önüne atladı.
"Hayır Ellis!"
Ellis yerde yatıyordu.
Abraham hemen eğildi.
"Leydim hayır! Lütfen beni bırakıp gitme."
"Ben her şeyi biliyorum Abraham. Oradan nasıl kendi isteğim ile kurtulduysam, şimdi yine kendi isteğimle senin için ölüyorum ve sen de benim için yaşa. "
Ellis'in gözleri açılmamak adına sonsuza dek kapandı.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Herkes alkışladı Ahmet ile Ayza'yı.
Ayza'nın şu an kalkıp selam vermesi gerekirken Ayza hâlâ yerde yatınca alkışın süresi uzun olmadı.
Öğretmen Ayza'nın yanına koştu.
"Ayza kızım kalk hadi."
Ayza'dan hala bir tepki gelmeyince Ayza'yı dürttü. Ayza sanki nefessiz yatıyordu.
"Nisa hanım!"
Ayza'nın annesi sahneye koştu. Herkes olanı biteni izliyor ve Ayza için endişeleniyordu.
"Ayza annecim kalk hadi."
Ayza hâlâ kalkmayınca başına bir sürü kişi toplandı.
"Ben nasıl oldu anlamıyorum. Panikten bayıldı mı acaba? Hemen ambulansı arayalım."
"Hayır hayır. Siz arkada Ayza'ya ne söylediniz?"
"Ben sadece 'Çocuklar ben oyun bitti diyene kadar asla durmuyorsunuz.' dedim."
"Ayza oyun bitti."
Ayza gözlerini açtı ve çok normal bir şekilde:
"Nasıldım anne?"
Diye sordu. Herkes şok içinde Ayza'ya bakınca annesi konuşma gereği duydu:
"Ayza çok iyi bir oyuncudur. Asla sözlerin dışına çıkmaz."

Son Hissiyat  ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin