Bölüm 18

44 6 4
                                    


Aşklarım yeniden merhabaa.
Bu bölümü çalışırken yazıyorum ve içimde çok büyük ikilemler var.
Çünküü bir sonraki bölümü Türkiye'de yazmama ihtimalim var. Bu yüzden aşırı heyecanlıyım. Nasıl olacak farklı milletten insanlarla az çok biliyorum ama bu sefer yaşamak olunca işin ucundaki insan düşündükçe düşünüyor. Belki kod yazarken ruh eşimle tanışırız.
Belki de Özgür ile...

Özgür hep yaptığı şeyi yaparak cevap vermedi ve elini pantolonun arkasındaki cebe götürerek içinden bir kutu çıkarttı."
Bu bir yüzük kutusu...
Kutuyu açtı ve tekrar gözlerime döndü.
"Ben bu işi daha fazla uzatmadan evlenmek istiyorum Ayza."
Nutkum tutulmuştu ve cevap verirken kelime ağzımdan çıkmıyordu.

Son gücümle kendimi zorlayarak yüzüğe baktım.
"Sevdiğin kadın Özgür? Ona ne olacak?"
Nefes veren Özgür gülümseyerek yüzüme baktı.
"Sevdiğim kadın sen ol istiyorum Ayza..."

Şaşkınlığımın üstünü kapatabilme gibi bir özel gücüm olsaydı keşke. Bu kadar fazla şaşırmam Özgür'ü usandırıyor olsa gerek diye geçirdim içimden.
Cevap bekleyen Özgür'ü hala bekletiyordum.

Ne demekti ki evlilik? İki birbirini seven insanın toplum önündeki belgesi mi? Sonsuza kadar olan birlikteliğin teminatı mı? Ya da benzeri bir durumun simgesi miydi?
Özgür ile ben hangisine giriyordum?
Hiçbirine...
Neden evlenecektim ki?
Neden evlenmeyecektim ki?

Neden ne için olduğunu bilmeden birden:
"Evet." Kelimesi döküldü ağzımdan.
Onun da:
"Daha benimle evlenir misin diye sormadım ki." cümlesi döküldü ağzından.
Utançla şehvet dolu birliktelik yaşayan şaşkınlığım konuşmama izin vermedi ve Özgür devraldı konuşmayı.
"Hızlıca bir evlilik yapıp bir haftalık bir balayı yapalım. Böylece birbirimizi gerçekten tanımayı başarırız. "
Kaşlarım çatıldı aklıma gelen soru ile.
"Özgür bizim evliliğimiz gerçek olmayacaktı?"
"Vazgeçtim. Gerçekten birlikte olabilme imkanımız Gerçekten beni mutlu ediyor."
Peki ya beni mutlu edecek mi?
"Bilmiyorum." Dedim kaygıyla.
"Panik yapma Ayza. İleride birbirimizi tanıyınca benden daha aşık olursun. "
Cümlesi beni afallattı.
"Kendine aşık mısın?"

"Arkadaşlar gerçekten soruna odaklansak?"
Denis Beyoğlu ilk kez lafi aldı elimizden.
"Hangisine odaklanalım birden fazla sorun var."
Denis elini salladı.
"Senin peşinde olan adam. Bence en kötüsü o."
Gülümsedim refleks olarak.
"En büyük sorun ben miyim cidden?"
Neden böyle hoşuma gitti?
"Sensin tabiki."
"Ya oğlum ha siktir git önce yüzüğü taksaydık da sonra konuşsaydık."

Özgür'ü tınlamadan kutudaki yüzüğü alıp elime taktım.
"Taktık işte devam et Denis."
"Bence bu kişi seni eskiden beri tanıyor ondan böyle yapıyor."
Güldüm alayla.
"Nasıl yani her birbirini eskiden tanıyan takıntılı mı olacak birbirine böyle?"
Denis gülümser gibi oldu ve kalbimde bir şeyler oluştu.
Bu çocuğa karşı bir şeyler vardı bilinçaltımda.
"Ayza madem yüzük artık parmağında düğün tarihini de söyleyeyim. Haftaya pazartesi."
Az önce oluşan duygular aniden silindi ve tahtın sahibi olan şaşkınlık tekrar koltuğunu eline aldı.
"Özgür bir haftadan az var."
Başını salladı umursamazca ve yanıma oturarak beni kendine çekti.
"Olsun ben seni hazırlatırım."
Geri çekildim yanından hızla.
"Ben eşya mıyım da hazırlatıyorsun?"
"Pardon sevgilim."

Bu cümleyi o kadar beklemiyordum ki yapıştırdım kahkahayı.
"Özgür madde almış ondan böyle yapıyor."
Ya da seninle alay ediyor Ayza.
Aniden kahkahamı sonlandırıp ellerimi bağladım.
"Ya da benimle alay ediyor olsa gerek."

Son Hissiyat  ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin