2

22.8K 1K 204
                                    

Yazar'dan

Selim bey aldığı keskin solukla silahını kapıda duran adamlara sıktı. İkisini yere indirmesi ile beraber oğlu Ilgaz Keskin'le içeriye girmişti. Tek tek indirdikleri adamlarla, o adam göz haznelerine girdi.

Ilgaz arkasında bıraktığı babası ile o adama sıktı hiç düşünmeden. Yere acı içinde düşen adam şaşkınca ona baktı. "Nerde lan!" Dedi hiddetle Ilgaz. "Nerde kardeşim!" Adam üzerinden atamadığı şaşkınlıkla Ilgaz'a baktı, ardından ağzından çıkan kelimeleri idrak etmeye çalıştı.

"Yankı mı?" Ne iş diye düşünmeden edemeyen adam yüzüne alaycı bir tebessüm kondurdu. Ilgaz buna daha fazla sinirlenip, boğazına yapıştı. "Burda tek bir parçan çıkmaz. Soruma cevap ver!"

"Şu... ikinci kapı." Dedi soluklarının arasından. Selim bey adama öfkeyle baktı. Onu öldürmek istese de ağzından alması gereken bilgiler vardı. İki ayağına sıktığı kurşunla adam yerde yeniden acıyla kıvrıldı.

"Biliyor musun Selim, oğlun da böyle kıvrıldı." Dedi gülerek. Psikopatlığını ispatlayan adam ile Selim bey acı bir soluğu içine çekti. Oğluna neler yaptığını düşündükçe kalbi sıkışıyordu. "Bunların karşılığı olacak Nihat." Sesindeki tehdit bariz kendini belli ederken onu bayıltıp, diğer askerlere döndü.

"Komutanım temiz."

Kafasını sallayıp, ikinci kapıya yöneldi. Oğlunun kucağındaki bedene baktı. Gördüğü manzara ile dolan gözleri tek tek yere düştü. "Abim..." Ilgaz'ın merhametle seslenişi ile bu manzara bir kez daha Selim beyin kalbini sıkıştırdı.

"Dayan, aslanım dayan. Abin geldi."

Ayağa kalktığında babası ile göz göze geldi Ilgaz. "Baba çok kötü durumda hastaneye gitmeliyiz." Dedi endişeli bir şekilde. "Arabaya bindir." Ilgaz hızla arabaya ilerlerken Selim bey parçalanmış bedeni inceledi. kanlar içinde kalmış yüzü ayırt edebilmişti.

Oğlunun üvey babası.

"Bunu yapacak kadar..." Devamını getiremediği cümle ile odayı süzdü. Ölen bedenin kokusu içeriyi sarmıştı. Bu adam çoktan ölmüştü. "Şerefsiz herif!" Sert adımlarla arabaya ilerledi.

"Murat sen sür." Sert sesine karşılık kafa sallayan asker şöför koltuğuna geçti. Selim bey ise bayılttığı adamın yanına geçti. Gözlerini açan adamla yakalarından sıkıca tuttu. "Canından can alacağım! Onun göz yaşlarını döktüğün için pişman olacaksın it herif!"

"Oğluma yaptıklarının bir karşılığı olacak!" dedi yeniden öfkeyle.

Öldürmek istercesine sıktığı boğazı bırakmak istemedi Selim bey. Onu orada öldürmek istedi. "Komutanım, ölecek." Sertçe itip, arkasına yaslandı.

"O odayı detaylıca araştırın. DNA örneklerinin hepsini istiyorum."

Kafa sallayan asker ile derin iç çekti. Oğlunun gözü önünde ölen babası, babası düşündüğü adam oğlunda nasıl bir tramva yaratmıştı?

Ilgaz kucağında uzanan bedeni süzdü. İçi gitmişti. Her yeri yara içindeydi. "Abim, aç gözünü." Dedi saçlarını okşarken. "Aç kurbanın olayım. Kaybedemem seni yeniden." Dedi içi acırken.

Hareketsizce yatışı Ilgaz'ın canını daha çok yakmıştı.

"Daha hızlı sür şu arabayı!"

Hastaneye geldiklerinde Ilgaz dikkatli bir şekilde kucağına almıştı Yankı'yı. "Yardım edin!" Selim bey sert adımlarla oğluna yaklaştı. Sedyeye koyduğu bedeni süzdü. Ardından toparlanmaya çalışarak oğluna baktı.

YankıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin