Kapımın tıklatılması ile gözlerim açıldığında yerimden doğrulmuştum. Uraz abim, Ilgaz ve Ömer gelmişti. "Uyuyor muydun?"
Kafamı hayır anlamında sallayıp, oturur pozisyona geçtim. Onlar yanıma geldiğinde Uraz abim yanıma oturup, beni göğsüne çekmişti. "Savaş abim nasıl?" hepsinin yüzüne bir tebessüm yerleşmişti. "İyi, riski atlattı." Şükür diye içimden geçirdim.
"Babam kaşla göz arasında yine gitmiş." Dedi Ilgaz telefonuna bakarken. "Adam asker." Diye mırıldandı Ömer. "Odadan beraber çıktık abi." Ömer Ilgaz'ın sitemine göz devirdi. "Kaç yıllık askerin aramızdan ayrılışını mı sorguluyorsun?"
Sorunun altında yatan ima ile dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Sen benim askerliğimi mi sorguluyorsun abi!" Ömer çarpık bir gülümseme ile Ilgaz'a baktı. "Ağzımdan öyle bir şey mi çıktı yiğidim?" Kışkırtıcı sesi ile Ilgaz sabır çeker gibi derin bir nefes aldı. "Abimsin Allah'tan." Diye sinirle söylendi.
Uraz abimle gülmemek için zor dururken Ömer abim kahkahasını serbest bırakmıştı.
"Asker olman beni döveceğin anlamına mı geliyor?" Ömer kesinlikle çok kışkırtıcıydı. "Aldığım eğitimlerle seni yere sererim abi?" Dedi mal mısın dercesine. Ömer asla bu tavrından rahatsız değildi, hoşuna bile gittiğini söyleyebilirim.
"Bir gün deneyelim bunu." Dedi. Ilgaz kendinden emin bir şekilde gülümseyip, kafa salladı. "Çocuk musunuz siz?" Uraz abim sessizliğini bozduğunda ikisinin bakışları bize döndü. "Çocuksunuz tabi." Dedi imayla onların cevap vermesine izin vermeden.
"Babam ne için gitmiş?" Dedi merakla abim. "Bir adam var, aylardır yakalamaya çalışıyoruz. Bugün yakalanmış. Babamı özel olarak çağırmışlar sanırım, o bu konuşturma işinde iyi."
Çocuklarına ayırdığı zaman az bile olsa yaptığı iş kutsaldı.
"Bu adamın dosyası çok kabarık." Diye mırıldandı Ilgaz telefonuna göz gezdirirken. "Tacizden tut, uyuşturucu kaçakcılığına kadar her bok var."
O an aklıma gelen şeyle Ilgaz'a baktım. İstediğim şeyi yapabilir miydi?
"Tamam, sus." Dedi Uraz abim. Duyduklarından rahatsız oluşu sesinden belliydi. "Ne için geldik ne konuşuyoruz?" Sitemini anlamadığımdan bakışkarım ona dönmüştü. Oda bana dönmüşü.
"Yankı daha fazla burda durmanı istemiyorum."
Bende istemiyorum.
"Ömer'gille eğer istersen şimdi git."
Hastane ortamı beni bunaltıyordu. Daha fazla kalırsam, kaldıracağımı sanmıyordum. "Olur." Kabul etmemle ilk şaşırsada kollarını sıkı sıkı sarıp, kendine çekti. Bu adama sarılırken verdiği huzur çok güzeldi.
"Teşekkür ederim." dedi kulaklarıma fısıldarken. "Ben teşekkür ederim abi." Ondan ayrıldığımda yüzünde içten bir gülümseme vardı. İçimdeki tüm kötülükleri yok edecek bir gülümsemeydi.
"Hazırlan o zaman aslan."
Hazırdım zaten.
"Valizim ve sırt çantam var sadece." Ömer kafasını sallayıp, valizimi kavradığında sırt çantamı koluma geçirdim. "Savaş abimi görebilir miyim?" Uraz abim kafasını onaylarcasına salladığında Ömer ve Ilgaz'a döndüm.
"Hastanenin girişinde bekleyin isterseniz." İkisi kabul ettiğinde onlarla beraber odadan çıkmıştım. Uraz abim diğer hastalarına gittiğinde Savaş abimin odasına ilerledim. Açık olan kapıdan içeriye girdiğimde gördüğüm görüntü ile durmuştum.
![](https://img.wattpad.com/cover/302460064-288-k319404.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yankı
Teen Fictionkarıştırılan bebekler serisi, erkek başrol. Abilerim kurgusudur. acı, sadece acı hissediyordum. "Abinim senin. Ne kadar istemesende, sövsen de bu böyle."