20

9.9K 790 75
                                    

Yankı'dan

Her yaşımda yere düşmüştüm. Anneme sarılmak istedim, geçer diye. İzin vermemişti. Babama sığınmak istedim, korkmamak için. Bundan mahrum bırakmıştı.

Bunlara rağmen seviyordum, sevmek zorundaydım. Biliyordum kimsem yoktu, olmayacaktı da. Karanlık ve acının her zaman, her yaşımda benimle olacağını anlamıştım. Bunu anlamak sadece suskunluğa neden olmuştu.

Korktum sustum.

Dayak yedim sustum.

Hakaret yedim sustum.

Vuruldum sustum.

İnsanlar sadece eylemde bulunup, konuşuyordu. Ben ise susuyordum. Karşılık versem daha fazla acı çekeceğimi biliyordum. Çaresizdim. Çaresizlik kendi gururumu bile hiçe saymıştı.

"Yankı?" Deniz'in yanıma oturmasıyla ona dönmüştüm. 2 gün önce eve gelmişti, gelmesi ile üzerime düşmesi bir olmuştu. "Üşümüyor musun ?" Dedi yağan yağmura bakarken. Yağmur'u izlemek için terasa çıkmıştım, havada soğuk bir esinti olsa da hoşuma gidiyordu.

"Üşümüyorum."

Elleri o an ellerimi bulduğunda bıkkın bir nefes alıp, üzerindeki oduncu gömleğini çıkardı. İtiraz edeceğim sıra buna izin vermeyip, üzerime atmıştı. "Hasta olmanı istemeyiz." Dedi keyifli şekilde.

Yanımdaki sandalyeye oturduğunda tebessüm ederek karşılık verip, önüme döndüm.

"Yarın abimler gelecek." Dedi.

Savaş abimin o hastanede kalmasını beklemek zaten saçmalıktı. Adam nefret ediyor adeta. Bunu Ömer'in anlattıklarından çıkarmıştım.

"Savaş abim için daha iyi olur." Dedim.

"Uraz'a, Savaş'a ve Ilgaz'a abi denmeler başlanmış. Darısı Ömer'le benim başıma inşallah." Sesindeki siteme gülmüştüm. İçimden zaten abi diyordum ama bunu nasıl dışa vuracağımdan bilmiyordum.

"Abi dememe neden bu kadar takıldınız ? Derim yani."

Gururla baktı yüzüme.

"Onları bilemem ama erkek abisi oluyorum seninle, benim için fazlaca önemli."

Gülümsedim. "Peki abi, öyle diyorsan." Yüzündeki tebessüm büyümüştü. Mutlu olması sadece bir kelimeye bakıyordu oysaki. "İyi ki geldin Yankı." Dedi birden. "Sen hepimize iyi geleceksin, umarım bizde sana iyi geliriz."

Yüzüme yayılan buruk tebessümle kafamı eğdim. Bundan önceki hayatıma kıyasla şuan dört dörtlük bir ailenin içindeydim.

"İyi geliyorsunuz." Bunun üzerine fazla konuşursak ağlarım gibi. "Sen hep böyle misin?" Sorusundaki yatan imayı anlamamıştım. "Nasılım ?" Dedim kafamı kaldırıp, ona merakla bakarken.

"Sessiz, sakin."

Hep böyleydim, böyle olmak zorunda kalmıştım.

"Fazla hareketi sevmiyorum."

Heyecan, enerji, aksiyon...Bunlar çocukken bir bir alınmıştı. Şimdi ise kendi isteğimle de olsa istemiyordum.

"Neyi seversin?"

Beni dünyadan ayıran şeyleri.

"Spor, kitaplar belki müzik." Pek şaşırtan bir şeyim yoktu. "Yaşına göre fit bir vücudun var." Dedi süzerek beni. "14, 15 yaşlarımda başladım." Şaşırmıştı.

YankıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin