1

41.5K 1.1K 233
                                    

Bölüm hakkında düşünceleriniz çok önemli, paragraf arası yorumlarda buluşalım..

***

Açılan kapı sesi ile irkildim. Bedenimi geriye iterken içeriye babam ve o psikopat adam girmişti. Arkalarından gelen iki adam iki yanıma geçip, beni sıkıca tutunca şaşkınca o adama döndüm. Bu sefer ne yapacaktı ?

"Olanın sana olması ne acı." dedi. Beni acımış bakışlarla süzdüğünde babamın diz çökmesini sağlamıştı. Doğrulttuğu silahla bedenim korkudan yay gibi gerilirken birazdan yapacağı şeyin olmaması için dua etmeye başladım.

"Dur!" Dedim güçsüzce. "Dur yalvarırım!" Diye haykırdım. "Çok geç." Patlayan iki silah sesi ile gözlerim an ve an olanları kaydetti. Babam kanlar içinde yere yığılırken ben yerdeki bedene korkuyla bakıyordum.

"Sana babalık yapmamış bir adam için çok çırpındın evlat."

Çırpınmayı bırakıp, dizlerimin üzerine çökmüş vaziyette kanlı bedene baktım. Ölmüştü, nefes aldığını bile hissedemiyordum. Çaresiz bakışlarım faydasız kalırken, ağzımdan tek kelime dahi çıkmıyordu.

Korku beni susturuyordu.

"En ağırından verin şuna." Koluma saplanan iğne ile kanıma karışan uyuşturucunun damarlarımda gezindiğini hissettim. Kendimi duvar kenarına devirip, sokuldum. Gözlerimi kanlı bedenden çekip, acı soluğu içime çektim.

1 aydır burdaydım.

1 ayda 10 kez işkenceye maruz kalmış, 30 gün boyunca ise ağır diye tabir ettiği uyuşturucuyu vücuduma enjekte ediyorlardı. Karşı koyacak gücüm gün geçtikçe azalıyordu.

Acımasızlıkları boyun eğiriyordu.

Babamı öldürmüşlerdi. Gözlerimin önünde. Sıçrayan kan, korku dolu bakışları. Şimdi ise ölmüş bedeni burda ve tek başımayım. En kötüsü susup, izlemem. Neden konuşamadığımı, bir tepki veremediğimin sebebini bilmiyordum. Olan olmuş, bir can alınmıştı.

Tek hissettiğim korkuydu. Deli gibi korkuyordum. Artık uyuşturucunun bedenime verdiği zarar bile umurumda değildi. Beni sokmaya çalıştıkları psikoloji korkutuyordu. Bağımlı yapıyorlardı, ki olmuştum.

Babamı gözlerimin önünde öldürmüşlerdi, üzerimden atamadığım bir sahne beynime yerleştirmişlerdi.

Bir umut bekliyordum. Küçük bir umut.

Göz yaşlarım sessizce yanaklarımdan süzüldü. Babamın bedenine baka baka içim gidercesine ağladım.

"Baba..."

***

Aradan geçen zamanla içeriye yine o adam girmişti. Bana yine acıyarak baktı. Onu deli bir arzuyla öldürmek istedim. "Baban ne zaman seni sevdi Yankı?" diye sordu.

Cevap vermedim.

"Ne zaman oğlum dedi?"

Yine cevap vermedim.

"Eline aldığı silahla sana isteklerini yaptırmak dışında ne yaptı o adam?"

Elimi sıkmaya başlamıştım. Her sorusu ile daha fazla sıkıyordum. Susmalıydı artık, dayanamıyordum. "Kes sesini!" Uyuşturucu vücudumu titretiyordu. Bana yaklaşıp, alayla güldü.

"Uyuşturucu etkisini göstermeye başlamış." dedi yüzümü süzerken. "Bu halini babanın da görmesini isterdim ama nasip, kısmet işte. Sen onun parçalanmış bedenini göreceksin." Dedi alayla.

Dediklerini idrak etmekte zorlanırken ona afallayarak baktım. İki adam koluma girip, beni ortaya getirdi. "Parçalayın." Verdiği emir ile korkuyla elinde testere ve balta tutan adama baktım.

"Manyak mısın lan! Öldü o!"

Dinlemedi. Umursamadı bile.

"Yapma, ne olur!" Dedim acıyla. "Öldü amına koyayım! Öldü!" ölüsünü bile rahat bırakmayacaktı. Testere babamın koluna yaklaştığı an gözlerimi sıkıca yumup, kafamı eğdim. Fakat kafam sertçe kaldırılmıştı.

"İzleyeceksin, tek bir saniyesini kaçırmadan izleyeceksin!" Dedi sertçe. Kafamı çaresizce hayır anlamında salladım. "Yapma bunu bana, yalvarırım." Artık dayanamıyordum. "Ben bir şey yapmadım." Dedim çaresizce.

"Masumlar acı çeker bu hayatta evlat. Alış."

Arkama geçip, çenemi sertçe kavradı. Oraya bakmamı sağladı. Kafamı oynatamıyordum, tek bir yere sabitli konumdaydı. "Gözlerini kapatırsan seni daha beter yaparım." Dedi sert bir sesle.

Gözümden süzülen yaşla babamın parçalanan bedenini izledim. Ağlamam arttı, midem bulandı. Kanın her yerde oluşu, oluk oluk akışı beni daha kötü yapıyordu. Uyuşturucu ile iyice hareketsiz kalırken çaresizce olanları izliyordum.

"Dur." Dedim. Sesim artık yalvarma konumundaydı. "Dayanamıyorum." Testere kafasını kestiğinde acı içinde kıvrıldım. "Ben zihinlere kazınırım evlat, baban sana bunu layık gördü." Kulağıma fısıldadıkları ile beni yere itip, önüme uyuşturucuyu koymuşlardı.

"İraden ne kadar görmek istiyorum."

Herkes çıkmıştı, o adam hariç. "Ne yani böyle titreyecek misin ? Bak sana fırsat verdim, her şeyi şunu içmenle bitirebilirsin."

Deli gibi isteyen tarafıma karşı koymaya çalıştım. Gebersem de kendi isteğimle ağzıma almayacaktım sikik şeyi.

"İraden var evlat." Dedi düşünceli bir sesle. "Öldür." Dedim titrek bir sesle. Alnımdan akan terler ile derin bir nefes aldım. "Öldür de bitsin." Bana uzun uzun baktı. "Seninle ne yapacağımı inan bende bilmiyorum." Sandalyeye oturdu. Ayaklarını üst üste atarken kafamı eğdim.

Deli gibi titriyordum. Bedenim onu istiyordu.

"Babana neden bu kadar üzüldün?" Dedi sakin bir sesle.

Cevap vermedim.

"Susmak, peki." Dedi ayaklanarak. Yanıma yaklaştığında kafamı kaldırdım. "Aptal olma çocuk." Yanımdan ayrılıp, gittiğinde ayağımla uyuştucuyu ezdim. Bedenime yüklenen öfkeye sahip çıkamıyordum.

Zarar verme isteği içimi doldururken ayağa kalktım zorlukla. Gözlerim parçalanmış bedenle buluştuğunda başım dönmeye başlamıştı. Elim duvara gittiğinde kararan gözlerimle dengemi kaybetip, yere düşmüştüm.

"BUNLAR NERDEN ÇIKTI LAN!"

Duyduğum seslerle gözlerim derin bir karanlığa kendini kapattı.

**

Yankı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yankı

YankıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin