Yankı'dan
"Senin yüzünden öldüm!" Dedi hiddetle babam. "Senin yüzünden parçalara ayırdılar beni!" Dedi iterken. Göz yaşlarım sel misali akarken korkuma engel olamıyordum.
"Anlamıyorum." dedim titreyen sesimle. Bembeyaz bir yerdeydik. Nerde olduğumuzu, nasıl geldiğimizi anlayamıyordum.
"Bu kan senin lanetin olacak Yankı." Dedi sert bir sesle. Yere düştüğümde kendimi geriye itiyordum, o ise sakin adımlarla bana yaklaşıyordu. Her yeri kanıyordu, her yeri...
"Baba yapma."
"Senin yüzünden oğlum."
Sırtım sert bir şeye çarptığında babam boynumu kavrayıp, o kanı boynuma sürdü. "Bu kan buradan akacak...Benim canım yandığı gibi senin de yanacak oğlum."
"Dur!" Çırpınmalarım nafileydi. Çenemden destek alarak kafamı yukarı kaldırmıştı. Boynum tam anlamıyla önündeydi. "Dur lütfen!" Dedim acıyla.
Kan bedenimi yakıyordu.
"Dur!"
Yataktan hızla doğrulduğumda titreyen elim korkuyla boynuma gitmişti. Boynumu gezen elim bir şey bulamamıştı. Kan yoktu.
Nefesimi düzene sokmaya çalıştım, bu kabusu sürekli görmek beni artık korkutuyordu. "Oğlum..." Gözlerim yanımda yatan adama kaydı. Telaşla yüzümü süzdü. "İyi misin? Kabus mu gördün?"
Yüzümü avuçlarının arasına aldığı an gözlerimin dolmaması için savaş verdim.
"İyiyim..." Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duyduğundan şüphe ettim. "Elini çek boynundan, canını acıtacaksın." Elimi şaşkınca boynumdan çektiğim an sıktığımı yeni anlamıştım.
"Ne gördün?" Dedi anlamaya çalışarak. "Katil miyim ben?" Dedim kısık bir sesle. Bana kaşlarını çatarak baktığında kendine çekip, sıkıca sarılmıştı. "Değilsin. Bu nerden çıktı Yankı?"
"O adam...Kafamın içinden çıkmıyor. Benim yüzümden öldüğünü söyledi yine. O kanı yine boynuma sürdü." Sesimdeki acizlikle kafamı göğsüne gömdüm. "Oğlum...Hiç bir şey senin yüzünden olmadı. Sen bu hikayede en masum kalansın." Saçlarımı okşadı, rahatlamam lazımdı ama olmuyordu.
"Neden benim yüzümden parçalandığını söylüyor?" Dedim çaresizce. Ben bir şey yapmamıştım. "O kanı aynı yere sürüyor hep. Sende o acıyı çekeceksin dedi, lanetin olsun bu kan diyip, duruyor. Susmuyor. Sussun artık..."
Küçük bir çocuğu andıran şikayetimle benden ayrılıp, yüzüme baktı. "O kanı nereye sürdü?" Elimle boynumu işaret ettim. Dudaklarını boynuma bastırdığı an tuttuğum göz yaşları bir bir düştü.
"Ne acı çekmene, ne de o kanın buraya bulaşmasına izin veririm." Dedi kendinden emin bir sesle. "Beraber susturacağız onu." Dedi dudaklarını daha çekmeden. "Benim oğluma kimse zarar veremez."
Benden ayrıldığında gözleri yeniden beni buldu. Yanağımdaki yaşları silip, göğsüne çekti. Elleri saçlarımı bulduğunda yatağa uzanmıştık. "Ağla istersen." Dedi. "Ağlamayı sevmiyorum."
O adam ağlamama izin vermezdi.
"Neden?"
"O adam izin vermezdi, ağladığımda ceza verirdi. Bir süre sonra ceza yemekten korktuğum için ağlamamı bastırıp, engel olurdum."
Kolumdaki elinin bir an titrediğini hissettim.
"Şuan engel olacak bir şey yok oğlum." Dedi sakince. Gözlerini bana çevirdiğinde yanağımı okşayıp, öptü. Bu adam yüzünden sevgi seli olacaktım. "Ağla yanımda istediğin kadar." Kafamı göğsüne iyice yaslayıp, ağladım. Çok ses çıkarmamaya özen gösterdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yankı
Teen Fictionkarıştırılan bebekler serisi, erkek başrol. Abilerim kurgusudur. acı, sadece acı hissediyordum. "Abinim senin. Ne kadar istemesende, sövsen de bu böyle."